Şiir Zamanı…
Anımsayan olur mu bilmem!
Geçtiğimiz yıllarda Polatlı İstiklal Ortaokulunda okuttuğum bir öğrencimin bana yazdığı bir mektubu paylaşmıştım siz saygın okurlarımızla. Şimdilerde iki güzel evlat yetiştiren, işi gücü olan bir Cumhuriyet kadını Yasemin Turan Demir adlı eski bir öğrencimden bahsediyorum. Beden eğitimi öğretmeni iken aramızda geçen bir konuyu hatıraları arasından çıkartarak beyaz kâğıda döken öğrencim, yazısını okuyanları oldukça duygulandırmıştı. Yazısı şu…
***
Bir öğrenciden, öğretmenine mektup…
Hocam siz hatırlar mısınız bilmem ama beni voleybol takımına seçmiştiniz. Yedi çocuklu bir polisin kızı ne ayakkabısı var ne eşofmanı! Siz bana bir spor ayakkabı ile eşofman almıştınız. O yıllarda naylon ayakkabıyla hani şu renkli pazar malı ayakkabılarla okula gelen o Yasemin bunu hiç unutmadı. Maaşını öğrencilerine harcayan erdemli insan Atatürkçü Şinasi Hocam hala o günlerde ki gibi karşımda. Hala anı defterimde iki satır yazınız vardır. Sonrası yatılı okul, kolej, voleybol takımı, hatta DSİ’de voleybol ve hakemlik sertifikasına kadar ilerledim ben. Hep hemşire olacağım dedim, oldum ama en yükseğini bitirerek. Ayakkabılarım şimdi rugan iskarpin, dolabımda bir sürü eşofman takımım var ama ben hala saklıyorum o pabuçları ve eşofmanı. Unutmam mümkün de değil sizi zaten çocukluğumun en güzel tebessümlü can hocam benim. İyi ki sizin gibi öğretmenler var derim hep, bizi biz yapan ellerinizden öptüm hocam…
***
İşte yine aynı öğrencimin daveti üzerine hafta sonu Ankara’ya düştüm yollara. Ankara’da (İzmir Caddesinde) bulunan Etap Mola’da bir etkinliğimiz olacak gelirseniz mutlanırım dedi. Buluşma sonrasında öğrendim ki güzel bir web sitesi üzerinden internet radyoculuğunu da başarı ile yürütüyor. Yurdun her tarafından müdavimleri bile oluşmuş binlerce.
‘Şiir Zamanı’ koymuşlar sitenin adını ve radyodan şiir kokuyor, şiirler açıyor gün boyu. Ve işte bu şiir sevdalıları tarafından bir medya emekçisi olarak ödüle layık görülerek, plaketimi de öğrencimin ellerinden aldım. Ödül yüreği ısıtan manevi bir değerdir bu yadsınamaz. Ama daha da anlamlı olanı öğrencimin ellerinden almamdı takdir edersiniz ki…
Şöyle yazdırmışlar plaketin üzerine; Sayın Şinasi Kula…
Öğretmen-Sanatçı-TV Yayıncısı-Cumhuriyet Beyefendisi…
‘Umudun solmayan tomurcuklarıdır gençler’ diyerek yıllardır Cumhuriyet meşalesini öğrencilerinin yüreğinde yakan, aydınlık Türkiye için emek harcayan, özü sözü bir yazar. Köşe yazıları ile her vaki Kuvai Milliye ışığını yakan Şinasi Kula’ya öğrettiklerinin bir harfini bile karşılayamayacak bu plaket yıllar öncesinden kalbimize umut olarak çakılmış bir vefa borcu olarak hala iyi insanların var olduğunu unutturmayan öğretmenime değerbilir duygularla takdim olunur. Yasemin Turan Demir (
www.siirzamani.org kurucusu)…
Kim ne derse desin ben asla
‘gazeteci’ kimliğini kanıksamadım. Hiçbir zaman da onun ardına sığınma gereği duymadım. Ben önce öğretmen sonra da sanat deryasında bir katreyim. Ve ölene dek de böyle anımsanmaktan haz duyacağım. Hasbelkader emeklilikle birlikte fasılasız biçimde (on dört) yazılı ve görsel medyada vatan görevimi sürdürmekteyim hepsi bu!
Yaptıklarınızın karşılığını görmek mükemmel bir duygu…
Kim hoşlanmaz ki gönlünün alınmasından, vefadan, anımsanmaktan?
Ne mutlu bana ki ödül töreninin akabinde yine Polatlılı eski öğrencilerimiz gündüz ödül töreni sonrasında akşam buluşması organize etmişler. Yine kadir bilen, vefa bilen güzel bir öğrencim sevgili Nesrin Armağan öncülük etmiş. Mülkiyeliler Lokali’nde Polatlı Lisesi’nden eski öğretmenleri de olmak üzere harika bir de gece yaşattılar. Şiirlerin, eskimeyen anıların, türkülerin kırla gittiği mükemmel bir gece inanın. Benim aslan gibi sporcumdu (şimdi alkışlanacak bir iş adamı, kitle önderi) Özcan Temurer. Yer ayırtmama rağmen; eşi sevgili Meltem Temurer ile Emek semtindeki evlerinin kapılarını da açıp, konuk ettiler gecenin sonunda. Sabah olunca da, gece uyumadan önceden
‘iyi ki öğretmen olmuşum Tanrım’ diyerek hamd ettim kendi kendime defalarca…
Polatlı’m benim…
Öğretmenlik hazzını doyasıya tattığım yegâne yer.
İlk gençlik yıllarım itibarı ile ayak izlerimin hala silinmediği, kır çiçeklerimin koktuğu ve güzel hatıralarımızın olduğu ilçe…
SİZİN SESİNİZ
Eskişehirspor ile ilgili anımsatma!
Sadece bir hemşehrimizden tebrik geldi daha!
‘Dost acı söyler’ başlıklı yazımdan alıntı yapmış. Yazım şuydu;
Şu gerçeği de hemen eklemek gerek dost acı söyler anımsatmasını yaparak. Kimileri havaya iyiden iyiye girerek neredeyse şampiyon ilan ettiler köşe yazılarında Eskişehirspor’u! Arkadaş, dereyi görmeden paça sıvamak deyimini duymadın mı sen hiç? Daha dur yahu! Sen gurubunda kaç tane iddialı takım var hiç incelemedin mi? Çok ama çok daha önemlisi de; Eskişehirspor ne kondisyon, ne motivasyon (takım ruhu) ne de oyun disiplini anlamında henüz istenen performansta değil bile! Her maçı seyirci desteği ile medya desteği ile zar zor lehine çeviriyor ki; Semih’in dışında golcü umudu yok. Bakın demedi demeyin, minicik olumsuz bir kıvılcıma bakar her şey. Önümüzdeki dönem içerisinde böyle bir kıvılcım olmasın dilerim ki tüm içtenliğimle. Aksi halde Allah muhafaza! Demem şu, ben şampiyonluğa dört dörtlük aday tanımlamasına henüz yakıştırmış değilim ve daha epeyce eksiklerin olduğu kanısındayım…
İşte bu paragrafımı da ekleyerek şunu demiş Fahri B. kardeşim;
Şinasi hocam, Allah’ını seversen ağırlıklı olarak spor yazıları yaz asıl. Gerçekten de neredeyse daha ligin başında takımımızı şampiyon ilan edeceklerdi niceleri yazılarında! Bence bu tür abartılı yazıları yüzünden takımın motivasyonunun bozulmasına neden mi oluyorlar ne dersiniz?
OZANCA
OZANCA
Ben bir öğretmenim Anadolu’da
Mustafa Kemal’in yolunda
Çiçeklerim var binlerce renkte
Polatlı’da Muşta Bolu’da…
Ben bir öğretmenim mazlum yurdumda
Onlar da benim kır çiçeklerimdir
Onlar ki doğanın en güzel renkleridir
Kimileri neşemde, kimileri derdimde…
Ben bir öğretmenim Anadolu’da
Cumhuriyetin aydınlık yolunda
Çiçeklerim var sağımda solumda
Kır çiçeklerim, öğrencilerim…
Şinasi KULA