Eskişehirspor oynadığı kupa maçında talihsiz bir şekilde elenerek, son hedefini de kaybetmiş oldu. Bundan sonra oynayacağı maçlar tamamen sezonu bitirme maçlarıydı. Bursaspor maçını da kazandığımızda bize herhangi bir statü kazandırmayacağı gibi kaybettiğimizde de çok etkilemeyecekti. Ancak yılların vermiş olduğu rekabet ve Bursaspor’un geçtiğimiz hafta başkanlarını kaybetmesi, aynı acıyı sezon içinde Eskişehirspor’un da yaşaması maçın atmosferini tamamen değiştirdi. Her iki takımı ortak bir acıda birleştirdi. Duygusal bir atmosferde oynanan maç Eskişehirspor’un pozisyon üstünlüğünün olmasına rağmen berabere bitti.
Eskişehirspor sezona başlarken hayalleri ve hedefleri vardı. Bu hedeflerin ve hayallerin hiç birini yakalayamadı. Bazen umulmadık engellerle karşılaşabilirsiniz. Hiç beklenmedik olaylarla karşı karşıya gelebilirsiniz, bunlar hayatın gerçeğidir. Önemli olan; bu hayallere ve hedeflere ulaşmak için doğru hamleler yapıldı mı?
Daha öncede dile getirdiğim gibi, dünyadaki bütün takımlar antrenman tekniği konusunda aynıdır. Birbirlerinden hiçbir farkı yoktur. Esas olan kaliteli oyuncuları bir araya getirmek ve onları yönetmektir. Birlikte hareket etmelerini sağlamak, futbolcunun takımın bir parçası olduğunu hissettirmektir. Bunu yapacak kişi teknik direktördür. Eskişehirspor futbol takımının kaliteli, yetenekli ve karakterli bir oyuncu grubuna sahip olduğunu düşünürsek; takım birlikteliğini sağlamak için Teknik Direktör Sayın Ersun Yanal ve ekibi bu konuda doğru hamleler yaptı mı? Muhakkak kendi içlerinde öz eleştiriyi yapıp yönetime bir rapor sunacaklardır. Bu rapor bana göre sezonun kara kutusu olacaktır.
Eskişehirspor yönetimi koymuş olduğu hedefleri bir bir kaybetti. İçindeki kısır çekişmeler takımı olumsuz yönde etkiledi. Yönetim içindeki istifalarda işin tuzu biberi oldu. Şehirde olumsuz ve güvensiz bir hava esmesine neden oldu. Bu da takımı bire bir olmasa da olumsuz yönde bir şekilde etkiledi. Sportif olarak hedeflerden uzaklaşan yönetim, ülke futbolunu yönetmede ciddi mevkilerde makam sahibi oldular. Eskişehir’den bir Kulüpler Birliği başkanının çıkması, Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kuruluna bir Eskişehirlinin girmesi, Temsilciler Kurulu’na bir üyenin girmesi küçümsenecek bir olay değildir. Sonuçta Eskişehirspor yönetiminin 2012 /2013 futbol sezonunda ülke futbolunu yönetmede önemli mevkilere gelmeleri önemli başarıdır, ancak sportif olarak başarısız olmuştur.
Şu an en önemli gündem kongre süreci: iki adaylı kongrenin Eskişehirspor’a katkı yapacağını düşünüyorum. Gönlümüzden geçen Eskişehirspor’un hatalardan arınmış, dürüst, cesur, güvenilir, ilkeli bir yönetime kavuşmasıdır.