Gün geçmiyor ki ülkemiz ya da şehrimiz için kötü bir haber, üzücü bir gelişmeye rastlamayalım.
Gün geçmiyor ki ülkemiz ya da şehrimiz için kötü bir haber, üzücü bir gelişmeye rastlamayalım. Ne yazık ki bazen freni boşalmış kamyon ile yokuş aşağı gittiğimiz hissinden kendimi kurtaramıyorum.
Eskişehir’de de durum farklı değil. Her ne kadar son dönemlerde ekonomi, Covid derken başka gündemlere yer kalmasa dahi Sevinç Mahallesi ve ısrarla çıkarılmak istenen kömür ocağı için yaşanan süreç yüreğimize yeniden endişe düşürdü.
Biz tarım alanlarına dokunmayın, ülkemiz en azından gıda konusunda kendine yeter hale gelsin, destek verin, engel olmayın dedikçe karşımıza çıkan tersi ve inatçı hamleler karşısında ne diyeceğimizi şaşırır hale geldik.
Malumunuz Türkiye’nin en verimli tarım ovalarından birisi olan Alpu Ovası sürekli tehdit ediliyor. Daha önce bu ovanın gözbebeği Sevinç Mahallesinde TKİ tarafından yer altı kömür ocağı açılması için teşebbüste bulunulmuş, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’de garip bir şekilde “ÇED raporu gerekli değil” kararı almıştı.
Bu ÇED gerekli değildir kararına Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Eskişehir Barosu ve çeşitli STK’lar dava açtılar.
Eskişehir İdare Mahkemesi açılan davayı haklı bularak “ÇED raporu gerekli değildir” kararını iptal etti. Ardından Danıştay 14. dairesi de bu kararı onadı.
Böylece açılmak istenen yer altı kömür ocağı için ÇED raporu zorunlu hale geldi.
Bu karar sonrası açıkçası çok sevindik, rahatladık, bunun zorlanmayacağını bu alana bir kömür ocağı açılmayacağını düşündük.
Yanılmışız! Sevinç kursağımızda kaldı. Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy’un da dediği gibi “Kâbus geri döndü”
Öğrendik ki, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından Yapılması Planlanan Kömür Ocağı Projesi ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yeniden ÇED sürecinin başlatılmış.
Siz de her şeye karşısınız diyenleri duyar gibiyim.
Ama düzelteyim. Her şey’e değil. Yanlış ve zarar vereceği bilimsel olarak kanıtlı işlere karşıyız.
Çünkü bu ocağın açılması demek, o verimli topraklarda yakın bir gelecekte ot bile bitmeyecek demek. Hayvancılık yapanlar kömür partiküllü mera alanlarını kullanamayacak yani hayvancılık yapılamayacak demek.
Bitmedi …
Her geçen gün kritik ve önemli bir hale gelen su kaynakları kirlenecek, içme suyumuzun kaynağı porsuk zarar görecek ve hepimiz olumsuz etkileneceğiz demek.
Çeşitli çevre sorunları, telafisi olmayan sorunlar üst üste gelecek demek.
Yani neye ve neden karşı olduğumuzu biliyorum ve karşı çıkmayanların, bu projeyi maddi katma değer adına destekleyenlerin şehir ve çevre sevgisinin yaralanacağını iddia ediyorum.
Küçük kazançlar uğruna büyük felaketlere sessiz kalmamak için Eskişehir Kent Konseyi gibi bende şehrim adıma tepkimi koyuyor ve projenin iptalini talep ediyorum.
Yazımın sonuna da EKK’nın kamuoyu ile paylaştığı açıklamanın son kısmını ekliyor ve sizlerden de destek bekliyorum.
Bu şehir hepimizin !
“Başlatılan ÇED sürecinin biran önce iptal edilmesini istiyor, kıymetli ovamızda ve kıymetli şehrimizde YERALTI KÖMÜR OCAĞI İSTEMEDİĞİMİZİ bir kez daha ifade ediyoruz. Eskişehir Kent Konseyi olarak 20/01/2022 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından belirlenecek bir yerde gerçekleştirilecek Kömür Ocağı Projesi ÇED süreci Halkın Katılımı Toplantısını ve tüm süreci, ilk günden bu yana olduğu gibi bundan sonra da yakından takip edeceğimizi bildiriyoruz. Eskişehir'in geleceğini düşünen tüm Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve Odalarımızın da bu toplantıya katılarak süreci takip etmelerini önemle vurguluyoruz.”