Recep Taşel, CHP il başkanı oldu. Zor bir dönemde göreve geldi. Gemiyi su almadan onca fırtınaya rağmen kıyıya yanaştırıyor…
Sağdan soldan saldırılar karşısında yılmadı.
Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabildi…
Hata yapmadı mı?
Yaptı, hem de çok…
Eksiklikleri yok mu?
Var…
Ancak teraziye koyduğunuzda Taşel’in artısı daha fazla!
Taşel’in söylediği şuydu…
-Milletvekili adayı olmayı düşünüyorum. Ama tek bir şartla ön seçim olursa!
Taşel, bu cümleyi söyledikten sonra birçok kişi il başkanı olmak için kulis yürütmeye başladı…
Üyenin delegenin yanına değil, parti binasına hiç değil! Belediyelerin önüne gitmeye başladı…
Oysa daha il başkanı görevinin başında, koltuktan ayrılmadı!
Taşel’in birinci görevi partide “ön seçim” yapılması için çaba göstermek, çalışma yapmak olmalı…
Bunun için de şartları zorluyor…
Önseçim olmayacaksa, zaten adaylığı söz konusu değil!
Aday olmayacaksa neden istifa edecek? Taşel’in istifası CHP içinde geniş çaplı bir “kaosa” neden olur…
CHP’nin ve CHP’lilerin enerjilerini Taşel yerine gelmekte olan seçime odaklanmalarında fayda var…
İl başkanları potansiyel milletvekili adayıdır. Her seçim döneminde de mutlaka aday olurlar…
Taşel zor olanı tercih etti. Ön seçim istedi! Kim bilir belki de “ön seçim” istediği içindir bunca yıpratılması…
Anadolu Üniversitesi Hukuk Akademisi Kulübü tarafından düzenlenen “Hukukta Kariyer Zirvesi” etkinliğinde, Eskişehir Adalet Komisyonu Başkanı Arif Hamdi Sazak’ın yaptığı konuşma dikkat çekiciydi…
Not aldığım birkaç bölüm var onları aktarmak istiyorum…
-Hâkimlikte sadece bağımsız ve tarafsız olmak yeterli olmuyor, aynı zamanda bağımsız ve tarafsız görünmelisiniz.
-Hâkimlik tercihi sizin kişisel özelliklerinize de bağlıdır. Avukatlık ve savcılık daha yoğun bir çalışma gerektirirken hâkimlik bir dosya etrafında geçer yani hayatınız duruşma salonu ve odanız arasında geçer.
-Hüküm vermek elbette ki dışarıdan bakıldığı kadar kolay olmuyor çünkü orada bir son söz söylemeniz gerekiyor
…/…
Yeşilçam dönemi Türk filmlerini hatırlayın…
Hakimler hep iyidir! Avukatın savcının kötüsünü izlersiniz ama hakimin kötüsü yoktur!
Halkın hakime güveni tamdır. Adaletin sağlanacağına emindir…
Ve Hakimler hep filmin sonunda son sözü söyler!
Hayvanları sevmeyen, onlara kötü davranan şiddet uygulayan insanlar var…
Tek tesellimiz, hayvan severlerimizin sayısının çok daha fazla olması…
İki gün önce Eskişehir’de sahipsiz köpekleri beslemek için toplanan hayvanseverler, tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak yaptıkları basın açıklaması ile hayvanlara uygulanan şiddete dikkat çektiler.
Eskişehir Hayvanları Koruma, Yaşam Haklarını Savunma ve Yardımlaşma Derneği (Mancahane) Başkanı Nesrin Çiçek, yaptığı açıklamada şöyle diyor:
- Çok kısa zaman önce Konya’da bazı görüntüler medya aracılığı ile evlerimize kadar girdi. Şiddeti çocuklarımız izledi. Kürekle defalarca vurularak insanlığın öldürüldüğünü gördük. İnsanları merhamete davet ediyoruz.
…/…
Son derece güzel ve anlamlı bir etkinlikti…
Sadece bir nokta dikkatimi çekti. Hayvanlar besleme yapılırken çiğ et verilmesinin pek doğru olmadığı söyleniyor. Hayvanları saldırgan yapar mı bilinmez ama köpeklerde çiğ et hastalığa neden olabiliyor…
Futbolun efsanesi Pele 1977 yılında yaptığı kehanette şöyle demişti:
-21. yüzyıla girmeden bir Afrika ülkesi Dünya Kupası’nı kazanacak!
…/…
Pele’nin dileği gerçekleşmedi. Ama 22 yıl sonra bir Afrika takımı olan Fas, ilk kez yarı finale çıktı. Kupayı alırsa Pele7nin kehaneti 22 yıl gecikmeli gerçekleşecek.
21. yüzyıl insanının yanılgısı, faşizmin tekrar Nazi üniformasıyla geleceğini sanmasıdır.
Umberto Eco
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Yaşım 70 bugüne dek, tüm hatalarına ve olumsuzluklarına karşın CHP dışında bir partiye oy vermedim. Çok da iyi bir eğitim aldım. Okuyan yazan biriyim. Çünkü diğerleri CHP’den de kötüydü. CHP giderek raydan çıkan ve iktidar olmayı artık hiç istemeyen bir tek adam partisi haline dönüştü. Demokratik sistemin temel taşı olan seçim mekanizması dahi CHP içinde çalıştırılmaz oldu. Taşel mükemmel mi? Hayır değil. Daha önceki il başkanları gibi ortalama bir siyasetçi. Önümüzdeki seçimlerde seçimim muhtemelen oy kullanmamak biçiminde olacak. Kılıçdaroğlu her ne akla hizmetse, CHP’den aday yokmuş gibi El-Ezher mezunu birinin arkasında durdu. Muharrem İnce yanlısı değilim ama seçimlerde kendi partisinden biri yokmuş gibi davrandı. Çok gerekliymiş gibi önüne gelenle helalleşti. Ben de bir helalleşme bekliyorum ama hakkımı helal etmiyorum.