Prof. Dr. Cengiz Türe

Sen kimsin ki?

Son günlerde sokaklarda, stadyumlarda, kahvehanelerde, medyada...

24 Ekim 2014 09:05
A
a
Sütiş Eskişehir
Son günlerde sokaklarda, stadyumlarda, kahvehanelerde, medyada, sivil toplum kuruşları ve siyasi parti toplantılarda “Sen kimsin ki…?” ya da “Sen kim oluyorsun da…?” diye başlayan haykırma tonundaki soru cümlelerini  içeren tartışmalara daha çok şahit olmaya başladım. Herkes bir birine yüksek tondan “kim” olduğunu soruyor.

Bunun üzerine kendi kendime içimden geçirdim. Demek ki herkes kendisine hakaret etme hakkı olan birinin varlığına inanıyor ve onu arıyor. Çünkü bu soruyu karşısındakine yönelten kişi, aslında kendisine bu soruyu sorma hakkına sahip birilerinin varlığını baştan kabul etmektedir.

Peki, o halde size hakaret etme hakkını kime veriyorsunuz da, karşınızdakine “sen kimsin?” diye soruyorsunuz. Kim olursa sana öyle hitap edebilir? Bu hakkı verdiğin biri mi var? Eğer o olsaydı, bu hakareti kabul edebilir miydin?... Öğrenmek istediğiniz şey bu mu?

Bu nedenle ben, karşınızdakinin hakaretine bu soruyla yanıt vermenin doğru olmadığına inanıyorum. Çünkü her kim olursa olsun, bir başkasına hakaret etme hakkına hiçbir koşulda sahip değildir. Böyle bir konumda bulunan hiç kimse olmamalıdır…
Ben doğru karşılığın “Hakaret edemezsin” ya da “Böyle konuşamazsın” biçiminde olması gerektiği kanaatindeyim. Belki de, bu cümlelerin başında “bana veya benimle” gibi kendini tanıtan kelimeler kullanılmadığı için eksik bulabilirsiniz. Zaten tamda ifade etmek istediğim şey budur. “Sadece bana değil, hiç kimseye” anlamını da ancak böyle ortaya koyabiliriz.

Günümüzde bir birimize hakaret ederek, “sen kimsin ?” türünden soruları haykırarak, kendimizi kabul ettirme çabalarının bizleri getirdiği nokta ortada…
Doğru kelimeleri seçerek ve doğru vücut dilini kullanarak her hangi bir konuda başkalarını uygarca ikna etmeye çalışabiliriz. Bu elbette toplumsal yaşamın içinde olağandır. Yaşanan tecrübeler göstermektedir ki; insanlar iyi niyetli ve doğru ifade edilen değişimlere açık olmakla birlikte, kişiliklerine uzanan dönüştürme çabalarını kabullenememektedirler.

Belki de dönüşmeden değişebilmeyi becerebilmemiz için bir yerlerden hatırladığım şu cümle yol gösterici olabilir;  Hatalı olduğumuzu kabullenebilmeniz kalitenizi, düzelmek için getirdiğiniz çözüm yolları ise akıl seviyenizi ortaya koyar.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi