Sekiz kitabın sırrı…

Geçen gün ulusal bir gazetenin internet sayfasında yayınlanan bir haberi okuyunca, gözlerime inanamadım. Haberin başlığı şöyleydi;
“TÜRKİYE KİTAP OKUMA ORANINDA DÜNYADA 11. SIRADA...”  
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı’nın beyanına göre yapılan bu haber, şöyle devam ediyordu; “Türkiye'de 561 milyon kitabın basımının yapıldığı 2014 yılında kişi başına 7,3 kitap düşerken, 2015 yılında ise 620 milyon 751 bin kitap basılarak kişi başına düşen kitap sayısı 8'e çıktı. Büyümenin 2016 yılında da devam edeceğini düşünüyoruz. Her şey yolunda giderse bu büyüme devam edecektir…”
Eminim bu haberi okuyunca, ülkemiz adına hepiniz çok sevinmişsinizdir. Dünyada 11. olacak kadar kitap okuyan bir ülke olduğumuzu öğrenince; ardından bu insanlardan kentimde olanları keşfetmeye çalıştım.
Kendimce, “Acaba şehrimde senede ortalama 8 kitap okuyanlardan biri şu kişi olabilir mi?” demeye kalmadan, bazılarının; sigarasını fırlattığını ve yere tükürdüğünü, sokak hayvanlarını tekmelediğini, karısını ya da çocuklarını yolda hırpaladığını gördüm…
Bazılarının ise; tramvayda geğirerek bir birlerini ittirdiğine, kırmızı ışıkta geçtiğine ve burnunu karıştırdığına, engelli otoparklarını kullandığına, hatalı solladığına, balkondan kilim silkelediğine, çöpleri sokağa gelişi güzel bıraktıklarına şahit oldum…
Sonra, hay Allah… Acaba bu 8 kitabı okuyanlar kimler? Demekten kendimi alamadım…
Tam ülkemde geriye kalan 8 kitabı okuyan insanları bulmayı ve kitap okumanın onlara kattığı değeri takdir etmeyi sizlere bırakmayı düşünüyordum ki, o sırada 8 kitabın sırrını çözdüm!
Meğer başlığın aksine, haberin içeriğinde satılan ya da okunan değil, basılan kitap sayısı veriliyormuş.
Ne güzel bas bas kitabı, böl ülke nüfusuna… Satılan ya da okunan miktar önemli değil…
Al sana dünyada kitap okumada 11. olan, uygar ve kültürlü bir toplum…