Yapay tatlandırıcılar üzerine tartışmalardan biri bitmeden diğeri başlıyor. Son bir araştırma, bağırsakların yapay taçlandırıcıları tıpkı şeker gibi algıladığını ve zayıflatıcı etkisi olmadığını ileri sürdü. Yapay tatlandırıcıları hekimler genellikle tavsiye etmiyor. Bellek kaybı ve kemik erimesine yol açtığı şüpheleri de var.
Önceki gün Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından başlatılan,”Tatlandırıcılara (NBŞ Nişasta Bazlı Tatlandırıcı) Hayır” kampanyası Türkiye genelinde büyük ilgi gördü. Başta Amerika olmak üzere birçok Avrupa ülkelerinde kullanımı kotaları yüzde 2 ile 5 arasında tutulan NBŞ kullanımı Türkiye’de hiçbir Avrupa ülkesinde olmadığı kadar yaygın. Bugün Türkiye’de NBŞ kullanım kotası yüzde 10. Geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu NBŞ kullanım kotasını yüzde 35’e çıkardı.
Türk çiftçisinin lokomotifi, yıllarca çiftçinin geçim kaynağı olan şeker pancarı üretime kota getiriliyor, yani ektirilmiyor. Öbür taraftan ise başta ABD olmak üzere yine Avrupa ülkelerinden ithal edilen mısırlardan tatlandırıcı yapılması destekleniyor.
Önceki gün akşam ES TV’de Eskişehir Özel Medline Hastanesi’nin Kalp Damar Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Göçer ile ‘Kalp ve Damar Hastalıkları ve Nedenleri’ni konuştuk. Sohbet sırasında konu kalp ve damar hastalıklarının nedenlerinden birisinin de beslenme bozukluğu ve buna paralel olarak, Türkiye’de son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan ‘NBŞ’lerden yapılan tatlandırıcılar olduğunu söyledi.
"Mısır şekerinin kullanımı, Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da yasaklandı. Türkiye'de ise serbest. Mısır şekeri ile yapılan gıdalardan uzak durun" uyarısında bulundu.
Mısır şekeri, mısırdan üretilen bir şeker cinsi. Batı ülkelerinde kullanımı yasak olduğu için, Türkiye'ye çok ucuza ithal ediliyor. "Peki, hangi şekeri yiyelim?" diye sordum.
Doç. Dr. Hakan Göçer’in yanıtı şöyle oldu:
"Şeker pancarından üretilen şeker dururken, mısır şekeri yenir mi hiç, çok zararlı".
"Peki, neden ülkemizde bu zararlı şeker kullanılıyor?" diye biraz araştırma yaptım.
Çok ucuza ithal edildiği için, pancar şekerine oranla da fiyatı çok ucuz da ondan. Piyasadaki hemen hemen bütün tatlılar, ucuz olan mısır şekerinden yapılıyor. Türkiye'de yılda 407 bin ton tatlandırıcı kullanılıyor. Bunlarda üretilenlerin başında kola, meşrubat, reçel ve helva gibi tatlılar geliyor. Tatlı imalathaneleri ve pastaneler, mısır şekeri kullanıyor.
Araştırma yaparken hekimler ve uzmanların NBŞ kullanımına karşı oldukları öğrendim. Tatlandırıcıların insan vücuduna zarar verdiği artık bilinen bir gerçek. Fakat buna rağmen Türkiye'de özellikle çikolata, şeker, bisküvi, gazlı ve meyve suyu içeceklerinin çoğunda nişasta bazlı şeker kullanılıyor ve bütün uyarılara rağmen bu konuda bir önlem alınmıyor.
"Peki, Sağlık Bakanlığı ya da diğer yetkili bakanlıklar buna nasıl izin veriyor?"
Onu bilemem. Benim bildiğim, yaptığım araştırmalarda öğrendiğim mısırdan üretilen şeker, sağlık açısından son derece zararlı ama kimse felaketin farkında değil!
Alkole savaşan zihniyet, alkolden daha zararlı sonuçlar verdiği tespit edilen mısırdan yapılan şekere karşı neden bir tepki göstermiyor, bunu da anlamak zor!
Kazım kurt haklı
Emeklilik yaşı tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de kademeli olarak 65’e yükseltildi. Türkiye’deki yaşam ve çalışma standartları ile Avrupa ülkeleriyle bir tutuldu. Artık 20 yıl sonra ellerinde bastonlarla dedelerimizi, ninelerimizi çalıştıkları işyerlerine girip-çıkarken göreceğiz.
Geçmiş hükümetlerin yapmış olduğu yanlışı ve bu nedenle 40 yaşında emekli olanlara ortalama 30-40 yıl emekli maaşı ödenmesinden dolayı SSK’nın içinde bulunduğu mali krizi aşmanın yolunu emekli yaşını yükseltmekle, erken emekliğin önüne geçmekle buldu mevcut hükümet.
Ama diğer taraftan bireysel emekliği özendirmek için de bireysel emeklilik yaşını elli altı yapıyor. Devlete çalışırken SSK’ya emekli olmak için 65 yaşına kadar prim yatırmak şart koşulurken, Bireysel Sigorta yaptıranların 56 yaşında emekli olmalarına imkan tanınıyor.
Hükümet gelecekte, belki de tüm çalışanların özel sigorta olmaları şartı getirecek ve artık SSK’lı olma şartını kaldıracağından endişe ediyorum. Zaten geçmişte biraz dillendirildi sonra da uykuya yatırıldı.
Bu konu hakkında CHP Milletvekili Kazım Kurt, TBMM’de yaptığı konuşmada bireysel emeklilik yaşının 56 ya çekilmesini eleştirmiş.
Bakın ne diyor Kazım Kurt:
“Sosyal sigortalar emekliliğinin yaşını altmış beşe çıkarıyorsunuz ama bireysel emeklilik yaşını elli altıda bırakıyorsunuz. Böyle bir ortamda bireysel emekliliği teşvik eden bu sistem, korkarım, sosyal bir emekliliği ikinci plana bırakacak”.
Şimdiye kadar pek çok konuda Kazım Kurt’u eleştirdim. Bu eleştirimlerinden sonra telefon ederek, yazdığım konu hakkında beni bilgilendiren CHP Milletvekili Kurt, zaman zaman yazılarımda hükümete destek verdiğimi de iddia etmişti.
Bunun öyle olmadığını siz okurlarım biliyor.
Kazım Kurt’un bireysel emeklilik ile endişelerine bende katılıyorum.
Özellikle özel şirketler ve kendi işinde çalışanlar bireysel emekliği tercih etmeye başlarsa, önümüzdeki yıllarda SSK’nın gelirlerinde önemli bir düşüş olur, belki de işte o zaman emekli maaşlarını ödeyemez duruma gelebilir.
FIKRA:
Yumurta
İskoçyalı'nın tavuğu İngiliz'in bahçesine yumurtlamış.
Biri "Tavuk benim, yumurta da benimdir" diyor.
Diğeri "Benim bahçem, yumurta da benimdir."
En sonunda İskoç "Bu böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalım. Yerde en kısa süre kalan yumurtayı alsın" diyor. İngiliz de kabul ediyor. İskoç'un önce tekme atmasına karar veriyorlar. İskoç en ağır postallarını giyip geliyor. İyice bir abanıp İngiliz'in bacaklarının arasına bir tekme atıyor.
İngiliz yarım saat sonra ancak kalkabiliyor. İngiliz tam tekmeyi atmak için hazırlanıyorken, İskoç yumurtayı uzatıyor:
"Al senin olsun, bir yumurta için değmez."