Prof. Dr. Cengiz Türe yazdı
Şimdiye kadar okuduğum pek çok köşe yazısı, şiir, roman ve hikâyede, cinsiyet kavramının şehirler için bir metafor olarak kullanıldığına defalarca tanık oldum. Yazarların her biri, duygu ve düşüncelerine göre farklı bir anlam katıyordu, kentlere…
Edebiyat dünyasında yeri olan yazarlarca, oldukça güzel ele alınan bu durum, her konuda olduğu gibi oldukça yozlaştırılmış… Özellikle de internet ortamında…
Öyle ki, son günlerde fazlaca sözü edilen toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, yerini neredeyse kentsel cinsiyet eşitliği kavramına bırakacak…
Şimdi sizlerle, şehirlere atfedilen cinsiyet özelliklerine ilişkin bazı örnekler paylaşmak istiyorum…
İstanbul; kesinlikle yaşlanmış, dağılmış bir kokana, İzmir; çıtı pıtı bir kız, Antalya; yeşil gözlü sarışın bir kız çocuğu, Elazığ; ergenlik çağındaki şımarık bir erkek çocuk, Ankara; asık suratlı, yaşlı bir adam, Denizli; ibiğine kadar erkek, Mersin; ağlayan bir geline benzer, Balıkesir; kumral, kırmızı yanaklı, beyaz tenli, çakır gözlü bir genç kızdır, Yalova; yüzü oturmakta olan genç bir kızdır, Adana; maço erkek, Erzurum; heybetli erkek, Adapazarı; pazardan dolayı alışverişi hatırlattığı için bayan vb. gibi…
Bazıları da aynı şehrin farklı bölgelerini bile, farklı cinsiyet özellikleri yükleyerek tanımlanışlar, mesela Eskişehir gibi…
Adalar bölgesi gezilince, kesinlikle bir bayanın zarafetiyle eş değer bir şehirdir. Doktorlar Caddesi’ne girilince, zarafet kalmaz orada çıkarcı ve şekilci bir kokonaya döner. Barlar Sokağı’na girilince, bir anda spor ayakkabılı, saçları birbirine girmiş genç ve heyecanlı bir üniversiteli erkek canlanır. Odunpazarı civarında ise bir anda zayıf, çelimsiz, yaşlı dedeye döner. Veya elinde pazar poşetiyle dönen yaşlı teyzenin huysuzluğu vardır üstünde. Vişnelik’te elinde purosuyla lüks arabasına park yeri arayan orta yaşlı adama dönüşür. Üniversite Caddesi genceciktir, genç bir kız gibi…
Elbette duygusal ve düşünsel estetikten yoksun bu tanımlamalara ilişkin söyleyecek çok şeyim var. Ama aklıma şu söz geldi ve vazgeçtim…
Avamla polemik yapılmaz...