Cumhurbaşkanlığı seçimini yerel ya da genel seçim ile karıştıran ve Türkiye kaybetti ama Eskişehir kazandı yorumlarını yapanları bir kaç gündür garip bir şekilde izliyorum.
Eskişehir bir ayrı devlet ya da özerk bir yapıda olsa garipsemeyeceğim ama Ekmeleddin İhsanoğluna Eskişehir de daha fazla oy çıkması bu şehirde yaşayanların Cumhurbaşkanını değiştirmiyor. Sonuç olarak Eskişehir de büyük bir kesim istemese bile Köşk'e çıkan isim Erdoğan.
Ha illa bir kazançtan bahsedecek olursak ortaya çıkan çatı aday ve aldığı oy sonrası bu seçimin kişisel anlamda kazananı şüphesiz Büyükerşen oldu.
Şimdi girmediği bir seçimi bile nasıl kazandı bu adam sen kendinde misin diyenler olacaktır. Haklılar da .. Ama duruma bir de farklı pencereden bakalım.
Büyükerşen seçime girip kaybetseydi imajı zedelenecekti. Aday yapılmadı ve kaybetme sorunu yaşamadı. Bu bir kazançtır.
Asıl kazancı ise seçimin ardından herkesin kafasında oluşan "serzeniş"
Ekmeleddin İhsanoğlu bile tanınmadan bu kadar oy aldıysa, tabandaki ve parti içindeki isimler bile tepkiliyse, "Büyükerşen aday yapılsaydı kesin kazanırdık" serzenişi.
Aday olmaya ramak kala herkesin ortak beklentisi Büyükerşen olunca CHP ve MHP uzlaşı adayı başka isim olunca, üstelik tabandan beklenen destek gelmeyip, Köşk'e çıkan isim Erdoğan olunca Büyükerşen kaybedilen seçimin kazananı oldu.
"Zira birçok insanın bu seçime dair bundan sonraki en büyük sonuç çıkarımı hep bu olacak. Büyükerşen aday olsaydı Erdoğan Köşk'e çıkamazdı." Ve hiç bir şey bu yargıyı değiştiremeyecek.
Peki, bu pencereden bakınca haksız mıyım? Girilmeden seçim kazanılır mıymış?
Büyükerşen demişken....
Madem konu Büyükerşen altını çizerek 2 satır eleştirimizi de yapalım. Malum Yılmaz hoca basın toplantılarında sık sık gazetecilere sitem ediyor ve herhangi bir haberle ilgili kapımı çalmıyorsunuz, beni aramıyorsunuz diyor. Gel gelelim iş Büyükerşen'e ulaşmaya gelince yaşadığınız zorluk hatta karşınıza çıkan ulaşılmazlık bu sitemi haksız çıkarıyor. Zira telefonla bir çok kez denedim ulaşmak zor. Belediye de yakalayıp konuşalım derseniz de o daha da imkansız. Çünkü bırakın Büyükerşeni onunla görüşmek için talepte bulunacağınız kişilere bile ulaşamıyorsunuz. Bu ilk kez de olan bir durum değil üstelik. Bir muhabir, bir kurumun Genel Yayın Yönetmeni bile görülmemiyor ise vatandaşın işi daha da zor. Bu yüzden bu sefer de biz sitem edelim. Hakkımız değil mi ?