Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Eskişehir H Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı.
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Eskişehir H Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Mevcut Cezaevlerinin kapasitesinin 270 bin olduğunu, ancak buralarda 320 bin mahkumun kaldığını hatırlatan Sarıgül, "Affet Türkiye'm" diyerek genel bir af çağrısında bulundu. Öncelikle Sayın Sarıgül'ün yine iyi rakamlar verdiğini hatırlatayım. Yakın bir zamana kadar ceza evlerimiz daha kalabalıktı. Çünkü daha geçenlerde Bahçeli Affı yapıldı ve pek çok mahkum, cezaevi kapılarından kuşlar gibi salıverildi. O kuşlardan biri de 55 yaşındaki Benan B. idi... Tam 3 kişiyi öldüren Benan B. de bu af neticesinde salınan kişilerden biriydi. Dolayısıyla "Affedelim gitsin canım, Büyüklük bizde kalsın" diyenlerin, yılbaşı gecesi korkunç bir şekilde öldürülen Göktuğ Taner Kutlusak'ın ailesine bunu anlatmasını tavsiye ederiz. Ya da tek suçu afla salınan bir adamın sapık ilişkisini görmek olan 60 yaşındaki vatandaşımız Mehmet Yerebakan'ın ailesine anlatsınlar. Afla salınan kişilerin daha sonra neler yaptığının küçük örnekleri bunlar. Politikacılar seçimlerden önce af çıkartıp, oy almaya çalışıyor. Biz vatandaşlar ise yufka yürekli olduğumuz için salınan kişilerin azılı birer haydut olduğunu unutuyoruz. Rahşan Affı'nda da azılılar salındı, Bahçeli Affında da azılı suçlular salındı. Her iki afta da politik kurnazlıklar, kamu vicdanının önüne geçmişti. Bedelini ise masum vatandaşlar ödemişti.- Sayın Mustafa Sarıgül değişik bir adam. Geçenlerde bir piknik tüpünü okşuyordu. Şaka yapmıyorum; zamlara dikkat çekmek isteyen Mustafa Sarıgül, bir piknik tüpünü tatlı tatlı okşuyor, dostça şaplaklar atıyordu. Hatta bir ara, "Hah! Şimdi öpecek piknik tüpünü" diye içimden geçirmiştim. Fakat neyse ki korktuğum başıma gelmemişti. Sonuç olarak piknik tüpüyle arasındaki ilişkiyi, seviyeli bir şekilde noktalayan Sayın Sarıgül'ün kötü bir politikacı olduğunu kimse düşünmesin. Eski Şişli Belediye Başkanı kaçın kurrasıdır siz bilmezsiniz. Türk Milletinin yufka yürekliliğinin ve unutkanlığının gayet farkındadır. Netice itibarıyla biz Türk Milleti olarak affeder miyiz bilemem. Fakat bizim unutkanlığımızı, saflığımızı gören kurt politikacılar bu hatamızı asla affetmez, hemen kendi lehlerine oya çevirirler. İşte bunu çok iyi biliyorum...
Bizim karnımız doydu
Tepebaşı Belediyesi'nin üniversite öğrencilerine yönelik ücretsiz yemek hizmeti göz dolduruyor. Herhalde Londra Belediyesi veya Paris Belediyesi'nin böyle bir hizmeti yoktur. Adamların akıllarına bile, "Aç üniversite öğrencilerinin karnını doyurmak" gibi bir sorun gelmiyordur. Bunlar Hindistan gibi, Zambiya gibi fakir ülkelerin sorunudur. Sonuç olarak iktidarın ortanca ortağının açlık tehlikesi karşısında "Askıda Ekmek Kampanyası" başlatmaktan başka bir çare bulamadığı bir memlekette yaşıyoruz. İşte böyledir o işler; bir tarafta yedikçe doymayan AK Müteahhitler, diğer tarafta açlıktan kırılan milyonlar. Tabii dilimizi ısırmayı da ihmal etmeyelim. Beterin beteri vardır; İnşallah bu günlerimizi de aramayız... Ülkemizin aydınlık geleceği olan üniversite öğrencilerinin kötü beslenmelerini elbette istemeyiz. Tepebaşı Belediyesi 3 ayrı merkezde üniversite öğrencilerine bedava ve üç kap yemek vererek, önemli bir hizmet yapıyor. Tepebaşı Belediyesi yalnızca öğrencilerimizin değil, onların annelerinin de hayır duasını alıyor.