Santralın artısı eksisi tartışılmalı

Beyazaltın Köyü’nün tarıma elverişsiz arazisi içerisinde yapılacak kömürlü termik santral konusunda maşallah hepimiz uzman olduk!

Düne kadar “Termik Santral” konusunda bilgi sahibi olmayanlar bugün bakıyorum konunun uzmanı gibi konuşuyorlar, daha doğrusu ahkâm kesiyorlar…
Önce şuradan başlayayım…
Birkaç gün önce Eskişehir’e gelen farklı bir konu hakkında konuşurken Termik Santral’i de gündemine alan CHP Parti Meclis Üyesi Ali Öztunç, termik santrallerinin kansere neden olduğunu belirterek,”Bizim Elbistan’da ilçenin yarısı kanser hastası. Bunun sebebi de Termik Santral’dır” demiş…
Sayın Öztunç, bu iddiayı gündeme getirirken keşke belgelerle konuşsaydı belki daha inandırıcı olurdu…
Öztunç,”Bizim Elbistan’da ilçenin yarısı kanser hastası. Bunun sebebi de Termik Santraldir” derken santral kurulmadan önce ilçede yaşanan kanser vakası sayısı ile santral kurulduktan sonra artış gösterdiğini iddia ettiği kanser vakalarını belgelere dayandırsaydı daha inandırıcı olurdu...
Doğrusu, özellikle “kanser vakaları yüzde 50 arttı” iddiası beni tatmin etmedi…
Bence siyaseten söylenmiş bir söz…
Gerçekten kanserli hasta sayısı arttı ise, bu Sağlık Bakanlığı’nın kayıtlarında mevcuttur…
İstese bu bilgilere çok rahat ulaşabilir…
Eskişehir halkının karşısınada bu resmi kayıtlarla çıkmış olsaydı ben dâhil insanlar Termik Santrali’nin kanser yaptığına inanırdı... 
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar ise Muğla'da bulunan üç termik santralin bulunduğu köylerde kanser oranının yüzde 65 oranında arttığını belirterek, "Bu köylerdeki insanların çoğu kanser. Kanserden ölüyorlar ve insanlara ölüm raporu vermiyorlar" demiş…
Bunlar çok inandırıcı değil…
Bakın CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, bir konu hakkında bakandan bilgi istiyorsa bunu TBMM’de bakana soru önergesi vererek soruyor…
Bilgi edinme kanuna göre de bakan er veya geç bilgi veriyor…
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar’ın,” Muğla da kanserden ölüyorlar ve insanlara ölüm raporu vermiyorlar” söylemi de pek inandırıcı değil…
***
Perşembe günü AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Harun Karacan, Eskişehir’deki sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini dinledi…
STK Temsilcileri bu toplantıya büyük ilgi gösterdiler…
Bu tür toplantılar daha sık sık yapılmalı…
Yararlı oluyor…
Bu toplantıda Türkiye Kamu-Sen Eskişehir Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen 1 nolu Şube Başkanı Haydar Urfalı,”Eskişehir’e yeni bir Termik Santral yapılmalı veya Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal Bey’in Mihalıççık Adularya’da yapılan şu an çalışmayan bu santralın devreye alınması” teklifinin bir komisyon kurularak, burada tartışılmasını önermiş…
Urfalı,”Termik santralle ilgili değerli başkanımın sözlerine katılıyorum. Eskişehir kamuoyunda yeterince tartışılmadığını düşünüyorum. Bununla ilgili tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum” demiş…
Çok doğru bir öneri…
Yeni bir santral yapılma yerine Adularya Termik Santral’ı yeniden gözden geçirilerek modernize edilerek, bacalarına filtre takılarak hizmete alınması daha mantıklı…
Ayrıca santral’da Mihalıççık’ın Koyunağılı kömürü değil, Beyazaltın Mahallesi’nde çıkan linyit kömürü taşınarak kullanılırsa çevreye vereceği zarar daha aza indirilmiş olur…
***
MÜSİAD Şube Başkanı Ayhan Arslan da farklı bir öneri getirmiş…
 
Arslan,”Siyasi görüş fark etmeksizin tüm dernekler, STK’lar biraraya gelip Eskişehir için çalışma grubu oluşturmalıyız. Eskişehir’e gelecek yatırımların önünü açmalıyız. Bu konuda sizin desteğinizi göreceğimize inanıyoruz. Biz de burada oluşturduğumuz çalışma grubu ile yerli otomobil için, yerli lokomotif için, milli tank için neler yapılabilir? Eskişehir’e nasıl yatırım yapılabilir? Eskişehir’e nasıl termal yapılabilir diye düşünmeliyiz ve bir platform kurmalıyız” demiş…
Bu öneri de doğru…
Geçmişte bu tür toplantılar yapıldı…
Önemli görüş ve fikirler de gündeme getirildi…
Ancak o günün siyasileri maalesef bu tür toplantılardan çıkan görüş ve önerileri dikkate almadılar…
***
Beyazaltın Mahallesi’ne kurulacak Termik Santral’in “artısı veya eksisi ne olabilir? Bacasından çıkacak duman insanlara ve ekili tarım arazilerine zararı olacak mı? Santralde kullanılacak su yerin altına verildiğinde yer altı sularına karıştığında ne gibi zarar verecek” şeklinde endişeler Enerji Bakanlığı yetkilileri ile Çevreci Sivil Toplum Kuruluşları, üniversitelerdeki bilim adamlarıyla tartışılmalı ve çıkan görüş rapor haline getirilerek kamuoyu ile paylaşılmalı…
Halk bilinçlendikten sonra noter huzurunda şehrin ve Alpu İlçesinin Mahallelerinde sandıklar konularak,”Santral Yapılsın” veya “yapılmasın” konusunda kararı bu şehirde yaşayan insanlar versin…
En demokratik yol da bu sanırım…
 
 
*-******
 
 
İpsiz sapsız olmak
 
Anadolu'dan İstanbul'a para kazanmaya gelen insanlar her zaman olmuştur. Uzun zaman önce bu insanlardan fakir olanlar geçimlerini hamallık yaparak sağlarlarmış. Hamallık yapabilmek için ise kalın bir ipe sahip olmak lazımmış. Bir kalın ipe bile sahip olmayanlar ise hakir görülüp, "ipsiz" diye anılırlarmış.
İşte "ipsiz sapsız" deyimi buradan doğmaktaymış.
 
*-*****
 
Denizyıldızı
 
Yeni romanına başlamak için kendini okyanus sahillerine atan bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, gen bir adamın sahile vuran denizyıldızlarını okyanusa attığını fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar:
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek.
Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar:
- Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama...
Yazarın duraksaması sırasında… Biraz önce okyanusa attığı denizyıldızlarının arkasından seslenir:
- Buradan yunuslara gidin! Denizin dibine dalın! Küçük Çin balığına gidin!