Ne ana caddelere asılan bayraklar, ne düzenlenen dayanışma geceleri ne de taraftarın yüreğindeki özlem ateşini yakan “O kupa bu şehre gelecek” sloganı futbolcular üzerinde pek etki yaratmamış…
Oysa son yıllarda görülmedik coşkuyla tribünleri dolduran ve tüm yürekleriyle takımına destek vermek için adeta yarışan, bir an dahi umutsuzluğa kapılmadan 90 dakikanın her bölümünde sahanın içinde gücünü hissettiren taraftara bir yarı final galibiyeti çok yakışacaktı…
Olmadı, olamadı…
Olabilmesi için önce inanç gerekirdi, yürek gerekirdi, beceri gerekirdi…
Peki, bir futbol gecesini şölene dönüştürecek, 43 yıllık hasreti dindirecek bu unsurları gören oldu mu?
Tribünlerin bu büyük aşkını, göğsündeki armanın asaletini yüreğinde hisseden, formasını teriyle değil, gözyaşlarıyla ıslatan hangi futbolcu vardı?
Oysa Süper Ligde can çekişen, son haftalardaki kötü sonuçlarla özgüvenini yitirmiş ama ayağına kadar gelen Kupa Finalini çıkış için yeni bir şans olarak gören bir Antalyaspor vardı…
Atılacak bir gol belki de M.P. Antalyaspor’un bütün gardını düşürecek final kapısını büyük oranda aralayacaktı…
Ama bunun için, tribünlerin ateşlenmesi gerekiyordu… Yani futbolun meyvesi olan gol gerekliydi. Bunun için önce akıl, sonra beceri, biraz da şans gerekliydi…
Bir kez daha soruyorum, önceki akşam “Atatürk Stadı”nın tribünlerindeki o şahlanış bunların hangisine tanık oldu?
Sezon sonuna yaklaştığımız halde o altın ayaklarındaki prangayı hâlâ sökemeyen “Jorquera”, Premier Ligin onca deneyimine rağmen neredeyse futbolu unutan “Kamara”, 100’ler kulübünün gözde aktörlerinden olup da lûgatinden gol sözcüğünü silen “Necati Ateş” ve Afika’da safariye çıkan avcılardan kaçarcasına sahte koşular yapan çakma panter “Bienvenu” bu maçın Acemiler Oskarlarına hep birlikte aday oldular…
Kaçan onca golün ardından beceriksizlik ve şanssızlık maratonundan yenik çıkan “Ertuğrul Sağlam”, 16 Nisan Çarşamba akşamı Antalya’da ki ikinci randevu için “Ziraat Türkiye Kupası’nın final bileti hâlâ cebimizde” sözleriyle tribünlerin o ihtişamına umudun en güzelini gönderiyordu…