Ömer Duru yazdı
Temel otomatik içecek makinalarından birinin başına geçmiş.
Jeton atıyor…
İçecek çıkan kutuları da üst üste yığıyormuş.
Yanına orta yaşlı bir adam gelmiş.
Temel’i uzun uzun izledikten sonra sormuş:
“Vallahi hiç anlamadım. Affedersiniz siz ne yapıyorsunuz?”
Temel yanıt vermiş:
“Karışma uşağım. Hiç bozma…”
Ardından da eklemiş:
“Bu gün şansım çok yaver gidiyor…”
--//--
“Hukuk bilmeyen birinin ülkeyi yönetmesi felakettir. Türkiye yanıyor. İnsanlar ölüyor. Bombalar patlıyor. Her gün al bayrağa sarılmış şehitler geliyor. O ne yapıyor? Muhtarlara başkanlık sistemini anlatıyor.
Olmasını istediği başkanlık da şöyle:
“Parmak indirip kaldıran vekil… Talimatla görev yapan yargı… Telefonla başlık atan medya… Makarnaya muhtaç halk… Komşularla kavgalı Türkiye… Muhalefet artık toparlanmalı…”
Bu sözler CHP Milletvekili Muharrem İnce’ye ait.
“Sözcü”de Nil Soysal’ın söyleşisinden aynen aldım…
İlginç değil mi?..
Muharrem İnce’yi Eskişehir’de de dinledim…
Hiç değişmemiş…
Dobra dobra konuşuyor...
Gerçekleri koyuyor ortaya...
Tıpkı:
“Türkiye’nin en önemli sorunu, Recep Tayyip Erdoğan sorunudur” dediği gibi…
Muharrem İnce devam ediyor:
“Ben Genel Başkan adaylığından vazgeçmiş değilim. CHP’nin iktidar olmasını istiyorum. CHP’nin yüzde 40’ları bulacağına inanıyorum. Ecevit nasıl yüzde 42’ye ulaşmışsa, biz de yüzde 40’lara tırmanmalıyız…”
Muharrem İnce’nin yorumları böyle…
Bakalım bu konuya hangi parti nasıl bir eleştiri getirecek?..
--//--
Dikkat ediyorum...
AKP’de ilkin İl Başkanı Dündar Ünlü…
Ardından ilçe başkanları konuşuyorlar...
İlginçtir…
CHP’de de durum aşağı yukarı aynı.
“Şimdilik yaprak kımıldamıyor.”
Eskişehir il ve ilçe başkanlarını sadece toplantılarda izliyoruz...
Bu konuyu bir okurum:
“CHP’de bu sessizlik niçin” dediği için aldım köşeme…
İnanıyorum ki, CHP’de :
“Yeri ve zamanı gelince konuşanlar olacaktır…”
Günlerin getirdiği
-Neler oldu… Neler olacak?—
Önceki gün eski albümü karıştırırken gördüğünüz bu resim geçti elime. Bir yanda dönemin Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç… Karşısında Eskişehir’in Valisi sayın Sami Sönmez… Bir konu tartışıyorlar. İkisi de gülüyor. Engin Ataç gülerek bakıyor. Bir yandan da Vali Sönmez’e laf yetiştirmeye çalışıyor… Dönemin Valisi sayın Sami Sönmez ise her zamanki babacan tavrı içinde gülümsüyor… O günler gerçekten güzeldi... Şimdi emekli Vali Sami Sönmez’in arada bir Eskişehir’e gelip gittiğini, dostlarıyla görüştüğünü duyuyoruz… Aynı şekilde Prof. Dr. Engin Ataç da çekildi köşesine. Kendisini bilimsel toplantı ve törenlerde görüyoruz… Sami Sönmez ile Engin Ataç’ın arasına girmiş durumdaki fotoğrafıma gelince… “Çok düşündüm ama” tartışılan ve benim müdahale ettiğim konuyu hatırlayamadım… Gözümde ve gönlümde bu görüntü güzel bir anı olarak kaldı. Sayın Sami Sönmez ve sayın Engin Ataç’a gönüllerince günler diliyorum...
--CHP’de Ankara buluşması—
Geçtiğimiz günlerde “CHP Ankara buluşması” diye bir etkinlik vardı. Son günlerde politik kulislerde bu etkinlikten değil de, Ankara yolunda yaşanan “slogan” olayı tartışılıyor. Söylendiğine göre etkinlik sırasında atılacak sloganlar için “Yazılı sloganlara uyun” diye anons yapılmış. Çok ilginç... Atılacak sloganlarda Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen için “Canımız Yılmaz Hocam”, Kazım Kurt için de “Halkçı Başkan” yer alırken, “Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın” adı hiç geçmemiş. Otobüstekiler bu durumu sorduklarında bazıları “o bize otobüs vermedi” demiş. Ve durumun yanlışlığını anlayanlar dağıtılan kağıtları toplamışlar...
Evet durum bu… Toplanan kağıtları bazıları vermiş, bazıları ise vermemiş. Olayı büyütmeye gerek yok. Zaten büyüyeceği kadar büyümüş…