Demokrasinin nişanı, iyi ya da kötü yönetimin değerlendirmesi ve halkın özgür iradesidir sandık. Siyasilerin biz yaptık vatandaş cevabını orada verecek diye işaret ettiği hesap aracıdır. Hatta son yıllarda bir savcı, bir hâkim gibi suçların, yolsuzluklardan arınmanın da adresi gibi algılanmaya başladı.
Önümüzde seçim var. Partiler ve onlara gönül verenler harıl harıl başarılı olmak için çalışıyor. Vatandaş kendisine ait bir tek oy bile ne kadar önemli anlamaya, bu yüzden oy’unu en iyi şekilde değerlendireceği sandığı bekliyor. Gel gelelim öyle şeyler yaşanıyor, karşımıza çıkıyor ki sandığa olan güvende zedeleniyor. Yani Demokrasi, hesaplaşma, değerlendirme vesilesi olan sandık da şüpheye düşüyor.
Partiler, STK’lar oyları takip etmeyenlerin odaklandığı nokta hep sandıktan sonrası. Sandık Başkanı ve görevlileri ile partilerin takip edebildikleri yer oyların kullanıldığı ve sayıldığı anlar. Ama öncesine, oyları kimin kullandığına, kaç kere kullanacağına, nerelerde kullanacağı dair süreç ve ayrıntılarına kimse önem vermiyor. Şüphe, kuşku, sıkıntı da bu dikkatten uzak süreçte yaşanıyor zaten.
Bunun izahı var mı?
Bugün gazetemizde okuyacaksınız. Aslında çok enteresan olması gerekirken, neden ise pek şaşıramadığımız ve bana göre suç şüphesi yoğun bir vaka yaşandı Eskişehir’de.
Bilecik de ikamet eden orada oy kullanacak ama yazları Eskişehir’de geçiren, bu şehirde evi olan bir vatandaş’ın tesadüfen keşfetmesi ile başlayan bir sıkıntı var.
Bu vatandaşa ait ve yazlık olarak kullandığı eve 5 seçmen kâğıdı geliyor. Normalde o evde oturmayan ve kim olduklarını kimsenin bilmediği 5 ayrı kişiye ait. Bu seçmen kâğıtları sitenin güvenlikçesine teslim ediliyor ve o evde oturmadan kendi isimlerine ait seçmen kâğıdı gelen 5 isim o seçmen kâğıtlarını güvenlikçiye göre muhtardan, muhtara göre güvenlikçiden alarak ortadan kayboluyor.
Akıl sır ermeyecek, kafa bulandıracak ve rahatsız edecek bir olay tesadüfen keşfedilerek ortaya çıkıyor. Ve insan merak ediyor. O kişiler o mahallede, o evin yazlık olarak kullanıldığını nereden biliyor. Nasıl tespit ettiler ve ikametlerini nasıl orada gösterdiler. Üstelik süreci takip edip sahte ikamet üzerinden bu seçmen kâğıtlarını nasıl aldılar. Kaldı ki Eskişehir’de kaç tane böyle yazlık olarak kullanılan veya boş olarak gözüken ev var. Bunların hepsinde aynı vaka olabilir mi? Örgütlü bir iş mi yoksa münferit mi? Kim, kimler, neden, nasıl yapıyor gibi onlarca soru işareti.
İşin en trajik kısmıysa bu vatandaş bu durumu tesadüfen keşfedip YSK ve Nüfus Müdürlüğüne bu durumu dilekçe ile bildirmese bu 5 seçmen gidip oy kullanacaklar ve kimse müdahale edemeyecek.
Bu olay nereden bakarsanız bakın, hangi niyetle olursa olsun suç teşkil etmiyor mu? Bunun bir izanı var mı? Bunun gibi keşfedilmeyen bir yığın mükerrer oy var ise işin içinde biz hangi adalet, hangi demokrasi için sandığa gideceğiz. Ya da her şey normalde biz mi öyle sandık?
Bilmiyorum ama bu tür vakalar kitlelerin canını sıkar, şüphesini tetikler ve bu tür vaka münferit bir vaka ise cezası bildiğim kadarı ile sadece 840 TL. Kamu görevlisi yapar ise işin rengi değişiyor ceza artıyor ama kamu görevlisi değilse çok ufak bir idari ceza ile bu işten sıyrılmak mümkün.
Bu sebeple evet oylara, sandıklara sahip çıkmak gerekiyor ama sandığa giden süreçte evinize de sahip çıkın. Ne olur, ne olmaz dikkatli olmakta fayda var.