Sadi Seda yazdı
Dün Eğitim-Sen’in 10’ncu olağan genel kuruluna gittim…
İki dönemdir Şube Başkanlığı yapan Serkan Demir, Cuma günü telefon ederek,”Sadi ağabey yarın (cumartesi) genel kurulumuz var. Başkanlığım döneminde programlara davet ettin. Bizim sesimizi duyurdun. Bu konuda sana teşekkür ediyorum. Tüzüğümüz gereği iki dönem üst üste başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapanlar üçüncü dönem için aday olamıyor. Bu nedenle görevimi bırakıyorum. Eğer zamanınız olursa yarınki genel kurula bekliyorum” dedi…
Bazı işlerim nedeniyle sabah 10.00’da başlayan kongreye ancak 13.00’de katılabildim…
Yemek arası verilmiş…
Serkan Demir’i görerek,”Genel Kurulunuz hayırlı olsun. Yeni seçilecek arkadaşlara da başarılar diliyorum. Yeni dönemde yeni şube başkanınız ile program yaparız” diyerek izin isteyecektim…
Serkan Hoca beni görünce şaşırdı…
“Ağabey doğrusu geleceğini düşünmemiştim. Beni onurlandırdın. Teşekkür ederim. Ancak yemek vakti, yemek yemeden bırakmam” diye ısrar edince yemeğe kaldım…
Yemek için verilen bir saatlik aradan sonra genel kurulun yapıldığı salona indik, Serkan Demir beni misafirler için ayrılan yere oturttu…
İki-üç dakika geçti geçmedi yanıma Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt geldi…
Kazım Başkana,”Hoş geldin” demeden çıkarsam saygısızlık olacaktı…
Belediye Başkanı olarak söz de verecekler, “Kazım Başkan konuşsun ondan sonra kalkarım” dedim kendi kendime…
Genel Kurulun ikinci bölümü başlamadan Kazım Başkan ile üç-beş dakika sohbet ettim…
“Küçük Sanayi Sitesi’ndeki mülk sahipleriyle ufak ufak gurupları kabul ederek görüşüyorsunuz. Bu toplantılarda yaptığınız planları ve dönüşüm halinde kimin nerede yeri olacak gösteriyorsunuz. Mülk sahipleri ikna oluyor mu? Belediye Başkanlığınız döneminde Küçük Sanayi Sitesi mevcut yerinden taşınacak, ilk kazmayı da vuracağınızı söylemiştiniz. Bunu gerçekleştirebilecek misiniz?” Diye sordum…
“ANLATINCA İKNA OLUYORLAR”
Önce şunu söyleyeyim dedi Kazım Başkan:
“Ben mülk sahipleri veya onların mirasçılarını gruplar halinde toplayarak Küçük Sanayi Sitesi’nde ne yapacağımızı bıkmadan usanmadan rahat anlayabilecekleri şekilde anlatıyorum. Planları gösteriyorum. Toplantıya katılımcı belirli sayıda olduğu için çok fazla yüksek ses de yani uğultu çıkmadığı için katılımcılar sakin sakin dinliyor. Kimin nerede yeri var bunları planlarda gösteriyoruz. Cami, okul ve sosyal tesisler planlara işlendi. Kafalarına takılanları soruyorlar, bizde tekrar tekrar anlatıyoruz. Sonunda mülk sahipleri ile mirasçıları ve esnaf arkadaşların büyük çoğunluğu ikna edilmiş olarak ayrılıyorlar. Hatta bazıları ise sözleşmeyi hemen imzalamak istiyor. Bazıları da hemen taşınmaya hazır olduğunu söylüyor. Birkaç ay içerisinde toplantıları tamamlayıp, mülk sahiplerini tek tek ikna edeceğimize inanıyorum.”
“Peki, bu yaz sonu veya sonbahar gibi anlaşma sağlanıp kentsel dönüşüme ilk kazma vurulur mu?” dedim, cevabı ise şöyle oldu:
“Ben görev sürem doluncaya kadar Küçük Sanayi Sitesi’nde kimsenin mağdur olmadan kentsel dönüşümün gerçekleşeceğinin sözünü vermiştim. Birkaç ay içerisinde Sanayi Çarşısındaki esnaflar yeni yerlerine taşınır, bizde dönüşüm için ilk kazmayı vururuz. Tabi ki öncelikle Büyükşehir Belediye Meclisinde AK Partili meclis üyelerinin de projeye destek vermesi gerekli. Ben mülk sahipleri ile anlaştıktan sonra AK Partili Belediye Meclis Üyelerinin de destek vereceklerini umut ediyorum.”
Küçük Sanayi Sitesi şehrin ortasında adeta çöküntü alanı gibi duruyor…
O civarda oturan insanlar hava karardıktan sonra evlerine girip çıkarken adeta korku yaşıyorlar…
Akşam oldu mu Sanayi Sitesi’ni boşaltan araç tamircileri, yedek parça satıcılarının yerini uyuşturucu kullananlar, şarapçılar ve kap kapçılar dolduruyor…
5-6 mahallenin arasında kalan Küçük Sanayi Sitesi bir an evvel buradan kaldırılmalı…
Tabii ki mülk sahipleri, mirasçıları ve esnaflar mağdur edilmeden…
*-****
Bugün yeni stadyumu doldurmalıyız
Eskişehirspor’da beklenen kan değişimi geçtiğimiz hafta içinde gerçekleşti…
Alpay Hoca gönderildi, Siyah-Kırmızılı takımın başına tecrübeli, üç büyükler ile A milli takımı çalıştıran Mustafa Denizli getirildi…
İki günlük çalışmanın ardından Eskişehirspor Elazığspor deplasmanına gitti…
Siyah-Kırmızılı taraftarlar, yapılan kan değişiminden sonra çıkılan ilk deplasmandan üç puan beklentisine girmişlerdi…
Ancak, Mustafa Hoca’nın lisansının yetişememesi sonucu tribünden izlediği Elazığspor maçında, Eskişehirsporlu futbolcular beklenen performansın üzerine çıkamadılar…
Mağlubiyetten zor kurtuldular…
Üç hafta üst üste yaşanan puan kayıpları şehirde herkesi üzdü…
Hatta bazıları,”umudumuz yavaş yavaş tükeniyor” yorumu yapmaya bile başladılar…
Umutsuzluğa asla kapılamamak lazım…
Üç puanlık sistemde iki hafta üst üste maç kazandığın, rakip de kaybettiğinde yeniden zirveye çıkılır…
Yeter ki Eskişehirspor artık puan kaybetmesin…
Ben Mustafa Denizli’nin Eskişehirsporlu futbolculara umut ve yeni bir ruh aşıladığına inanıyorum…
Mustafa Denizli ile futbolcular bir birlerine hemen kaynaştılar…
Bugün Ümraniye Spor ile yapılacak karşılamadan Erkan Zengin, Ramazan gibi eksiklerde olsa yerlerine sahada yer alacaklarla çok rahat üç puanı alacağımıza inanıyorum…
Bugünkü maç önemli…
Mustafa Denizli’nin ve siyah-kırmızılı formayı giyen futbolcuların yanında olduğumuzu göstermek adına bugün 35 bin kişilik stadyumu doldurmalıyız…
Bu destek ve moral ile bundan sonraki maçlarda artık puan kaybı yaşanmayacağını düşünüyorum…