Yaşamın İçinden
Sakallı ve sakalsız
Hepiniz bilirsiniz..
Halk arasında bir söz vardır:
“Sakalım yok ki, sözüm dinlensin”
Son günlerde “Sakal” sözcüğünü çok kullandığımız için geldi aklıma..
Arkasını getiremedik..
AKP’li bir dostum öyle diyor:
Sakal ve sözcük yan yana geldi, ama:
“Sakalı olmayanın sözü dinlenmedi”
--//--
Şöyle, ya da böyle..
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın seveni çokmuş..
Yaptığı açıklamadan sonra ister sevgiden, ister öfkeden deyin:
“Burhan bey başka partiden aday olursa oyum onun” diyenleri duyduk..
-//--
Dört briç ustası hareketli bir partiden sonra sabaha karşı ayrılıyorlarmış.
Biri sormuş:
“Rövanş için yarın kaçta buluşuyoruz?. Akşam beş iyi mi?”
“Olmaz “demiş bir diğeri:
“Yarın beşte ben nikahlanıyorum. Ama isterseniz, gece buluşabiliriz.”
--//--
Burhan Sakallı mensubu olduğu AKP’ye ve AKP’nin ileri gelenlerine karşı, biliyoruz,
“Olumsuz bir söz kullanmayacaktır”
Ama, kayıplarda, adı hep öne çıkacak, hep anılacaktır..
Bunu herkes biliyor..
Örneğin:
“Odunpazarı’n da kaybedilen bir seçimi düşünün..”
Kimlere.
Neler söylenmeyecektir neler?.
--//--.
Madem açıldı..
Odunpazarı’ndan devam edelim.
Daha önce Nur Süllü yüzde 32, Erman Gölet yüzde 19 oy almışlardı. Şimdi bu oylar CHP’de birleşerek, AKP’nin aldığı yüzde 35 oyu aşacak..
Hesaplar eğer tutarsa böyle..
Adayları da aşağı yukarı belli.
Erman Gölet...Erdal Caferoğlu.. J.Nur Süllü… Ali Ulu...
Arada bir kırgınlık dargınlık olmazsa, bana göre:
“Hepsinin şansı var..”
Diyeceksiniz ki:
“AKP iktidar partisi, neden şanslı olmasın?. “
Adaylar belli..
İ.Haşim Ateş… Osman Yüksel.. Orhan Durmuş ve Nevzat Önder..
Dedim ya işin içine kırgınlık girdi..
Kim ne derse desin..
Nasıl yorumlarsa yorumlasın..
“Sakal’ın inandırıcılığı kalmadı çünkü”
Günlerin getirdiği
Erdal Şanlı ama..
İl Genel Meclisi üyesi Erdal Şanlı, Gezi eylemleri sırasında üzerinde ”Tayyip mezara.. Halk iktidara” yazılı pankart taşıdığı için Necmettin Oğuz adındaki bir vatandaşın şikayet etmesi yüzünden yargılanmaya başladı.. Şanlı ifadesinde ”Kasıtlı olarak pankartı taşımış değilim.. Elinde bu pankartı taşıyan çocuğun yorulduğunu görünce elinden alıp alıp taşıdım.. Bir tarafında yaşasın Cumhuriyet, diğer tarafında benim de onaylamadığım bir yazı vardı.. Bu yazıyı onaylamıyorum. Bu davayla ilgili olarak suç kastım yoktur.. Benzeri olayların suç oluşturmadığını gösteren bir belge sunuyorum. Takdir yüce mahkemenindir.. Beratımı talep ediyorum” dedikten sonra, elinde ki belgeleri yargıca sunmuş... Yargıç’ın söz verdiği şikayetçi Necmettin Oğuz ise ifadesinde ”Gazete küpürlerinde olay açıktır. Sanığın herhangi bir sözlü hakaretini duymadım.. Bir vatandaş olarak benzeri olaylardan rahatsız olduğum için şikayette bulundum” demiş. İlginç bir durum değil mi?. Aslında Erdal Şanlı’nın hiçbir olayda yalan söylediği, söylediği sözleri inkar ettiğini duyan olmamıştır.. Duruşmasında da, bunu anlatmış ve demiş k, ”Beratımı talep ediyorum. Hakkımda ceza verilecekse, ertelenmesini istiyorum.”
İlginç bir siyasi dava.. Merak ediyoruz.. Nasıl sonuçlanacak, Erdal Şanlı bu davadan ceza almadan sıyrılacak mı?
Büyükerşen için tavsiye
Dün hanım, bir vatandaştan eve telefon geldiğini söyledi. Kim olduğunu sormuş telefon eden bayan adını söylememiş.. Demiş ki ”Ömer beyle konuşacaktım. Lütfen bu telefonu aramasını söyler misiniz. Bir konu görüşecektim” Akşam eve geldiğimde hanım ”Bir bayan aradı. Özel bir konu görüşecekmiş. Arayacakmışsın” deyince, ekrandaki telefonu aradım.. İlkin bir genç açtı telefonu, ardından da “Bir dakika” deyip bir bayana bağladı. Bayanın adını hatırladım. Ama şahsen hatırlayamadım. Otuz altı yıl önce teftişini yapmışım.. Halen Ankara’da oturuyormuş. Eskişehir’e torununu görmeye geldiğinde ANADOLU Gazetesini okumuş. Beni görünce de aramış Konuştuk bir süre. Eski günlerden söz ettik.. Kısmet olursa Ankara’ya gittiğimde misafiri olacağım” Emekli öğretmen dostum Eskişehir’i anlattı bana.. Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’den söz etti.. Ve köşemde yazmam için şunları söyledi:
,”Eskişehir Büyükerşen’e.. Büyükerşen Eskişehir’e yakışıyor.. Lütfen bu düzeni bozmayın..”
.
.