AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Burhan Sakallı, görkemli bir törenle seçim bildirisini açıkladı
AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Burhan Sakallı, görkemli bir törenle seçim bildirisini açıkladı. Sayın Sakallı bu toplantıda net ve elle tutulur projelerden ziyade, hayallerini dile getirdi. Şimdi birileri çıkıp da 'Hayal Sattı' der mi kendisine bilemem. Fakat ben hayallere önem veririm. 1950'li yıllarda iki Amerikalı bilim adamı bir bara gidip, kendi aralarında aya nasıl çıkacaklarını konuşurlar. Barın sahibi olan asabi adam, ikiliyi "Fazla içtiniz" diyerek bardan kovar. O bilim adamlarından birinin adı Wernher Von Broun'dur. Yani Ay Projesi'nin mimarı... Hayaller çok önemlidir. İnsan hayal kurmazsa başarıya ulaşamaz. Mesela bundan iki sene önce, "Çöpten elektrik üreteceğiz" desem çok kişi benimle dalga geçerdi. 20 sene önce "Sokaklarından lağım suları akan, kedi kadar iri farelerin cirit attığı Eskişehir'e turist gelecek, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olacak" desem bana gülerlerdi. Çok değil bir sene önce "Büyükşehir Belediyesi Üretim Kooperatifleri kuracak, çiftçimiz inek sütü üretecek" desem, "Delikanlı sen arslan sütünü fazla kaçırmışsın" diyen garsonlar bana kapıyı gösterirdi. Belediye otobüslerinin havalı kornalarını çalarak müşteri ezdikleri Eskişehir'de tramvay çıngırağının huzur vereceğini kim hayal edebilirdi? Hayaller önemlidir. Eğer hayal kurmazsanız Posuk'ta salına salına gezemezsiniz. Eğer hayal kurmazsanız uçsuz – bucaksız parklarda çimenlere uzanıp, öğlen güneşinin tadını çıkartamazsınız. Çocuklarınızın, "Baba o maymun var ya, bana fıstık kabuğu fırlattı, git bi şey söyle" demesini ancak rüyalarınızda görürsünüz. Dolayısıyla Burhan Sakallı'nın hayal kurmasını çok önemsiyorum. Hayal kuran ve hayallerine sahip çıkan politikacılar önemlidir...
Futbolcular yakma çağında
Elbette hayallerin de biraz yere sağlam basması gerekiyor. Mesela Eskişehir'i demiryollarında daha gelişkin ve söz sahibi bir bölge hâline getirmek; ayakları yere sağlam basan bir hayaldir. Yine Sayın Sakallı'nın işaret ettiği ve Engelli Eğitiminde söz sahibi bir kent olmak gerçekçidir. Belediye – Üniversite işbirliğini artırmayı hayal etmek güzeldir. Ancak "Eskişehirspor Şampiyonlar Ligine" derseniz, ciddi hayallerinizin bile sorgulanmasına yol açarsınız. 1 milyar 140 milyon Euro bütçesi olan Barcelona'yla yarışmayı bir köşeye bırakalım. Süper lige çıkmayı da unutalım, hatta 153 milyon liralık borcumuzu (1.140 tane milyon Euro değil, sadece 25 tane milyon Euro) ödemeyi de unutalım. Yöneticilerimiz 20 milyon lirayla düze çıkacağımızı, yani sadece 3 milyon 300 bin Euro'yla kurtulacağımızı söylüyor. Ben 3 milyon 300 bin Euro'luk bütçeyi de geçtim, futbolcularımıza bir tas sıcak tarhana çorbası verelim razıyım. Çorbanın yanındaki ekmek işini zaten Sayın Devlet Bahçeli çözdü. En kötü gidip askıdan alırız... Büyükşehir Belediyesi olmasa, alt yapıdaki futbolcularımız aç kalacak. Üst yapı futbolcularımızın ihtiyaçlarını ise goygoyculuk yaparak topluyoruz. Kulübe iki kilo patates hibe eden taraftarımız, özçekim yaparak sosyal medyadan paylaşımda bulunuyor. AK Partili dostlarımıza benden selam olsun; hiç olmazsa şu 'Asrın Projesi' bedava kek uygulamasını hayata geçirsinler de, topçularımız ikindi çayının yanında bir dilim üzümlü kek yesin. Şampiyonlar ligini geçtim karınları doysun çocukların. Bütün gün koşup terliyorlar, yakma çağındalar. Hepimizden daha çok ihtiyaçları var enerjiye...
Domatesin çekirdeği 'şıp' dedi damladı
Marul seralarını ziyaret eden Başkan Büyükerşen geçen sene 250 bin domates fidesi dağıttıklarını hatırlatarak, bu yıl sayıyı 500 bine çıkaracakları belirtti. Büyükerşen ziyaret ettiği seralardaki marulların fidelerini zaten 3 ay önce dağıtmıştı. Çiftçilerle dertleşme fırsatı da yakalayan, daha doğrusu çiftçinin feryadını dinleyen Büyükerşen, “Dağıttığımız ve büyük gelir elde ettiğiniz domates fidelerinden sonra maruldan da aynı şekilde verim almanız bizleri son derece mutlu ediyor. Ekonomik olarak sıkıntılar içinde olduğunuzu biliyorum. Büyükşehir Belediye Başkanınız olarak hayal satarak değil, sizlere dokunan, fayda sağlayan projelerimle her zaman yanınızdayım. Sizlerden gelen talepler doğrultusunda desteğimizi arttırarak devam ettireceğiz” dedi. Türk tarımının en büyük sorunlarından biri de tohum ve fide maliyetleri. Eskiden çiftçimiz tohumluk ayırır, gül gibi geçinip giderdi. O zamanlarda Güney Kore'den gelen ve plastik tadında olan nohutları yemezdik. Rusya'dan buğday almaz, soframızda patlıcan olduğu zaman da kendimizi 'Terörist' gibi hissetmezdik. Yediğimiz yemekler sağlıklı ve lezzetliydi. Üstelik bütün dünyaya da tarım ürünlerini ihraç ederdik. 'Tarımda Güçlü Türkiye'ydik, başımız dikti anlayacağınız... Şimdi domatesin çekirdeğini bile üretemiyoruz. "Eyyy Almanya'dan fide ve tohum alıyoruz. Üstelik bu tohumlar beraberinde ilaç bağımlılığını da getiriyor ki, tarım ilacı firmalarının da yüzde 95'i 'Eyyy İsrail'den geliyor. İnanın 40 yıl düşünsem memleketimizin 'Domatesin çekirdeği'ni bile üretemez bir noktaya geleceğini düşünmezdim. Rüyamda görsem inanmazdım. Tarım ve hayvancılığı geliştirmek konusunda – sanırım – yerel yönetimlerimize görevler düşüyor. Büyükşehir Belediyesi'ne gösterdikleri 'Milli ve Yerli' hassasiyetlerden ötürü teşekkür ederiz. Tüm Türkiye'ye yine örnek olmalarını dileriz..