Olmadı yine olmadı, mutlak kazanılması gereken bir maçı yine kazanamadık. Saha seyirci avantajını kullanarak alacağımız üç puan biraz olsun nefes aldıracaktı, maalesef bu avantajları değerlendiremedik. Sezon başından itibaren içeride ve dışarıda alınan başarısız sonuçlar futbolcularda müthiş bir özgüven kaybına neden olduğunu gördük. Eskişehirspor takımının lig tecrübesi olmadığı için stresi kaldıramadılar. Yetenekleri sınırlı… Kaliteleri belli olan oyunculardan, psikolojik baskısı yüksek maçları oynamasını beklemek hayal değil mi? İlk yarı itibarıyla fikstür avantajını kullanamayan Eskişehirspor, ikinci yarı üst sıralara oynayan takımlarla içerde; alt sıralarda oynayan yani rakiplerimizle dışarıda oynayacağımızı düşünürsek zor bir ikinci yarı bizi bekliyor. Bu kadronun zorluk derecesi yüksek maçlarda başarılı olma şansı var demek hayal değil mi?
Maç sonunda Sayın Ertuğrul Sağlam’ın; “Oyuncularım sorumluluk almadılar ve yapacak bir şey yok.” açıklaması tam bir teslimiyetçi düşüncenin ürünü değil mi? Bu takımın kurulmasında ve alınan başarısız sonuçlarda, sorumluluk alması gereken birisi varsa o da Sayın Sağlam’dır. Bence sorumluluk alıp, gereğini yapmalıdır.
Yönetimin ve sayın başkanın bu kadar başarısızlığa rağmen, hala kayıtsız şartsız destek vermesi anlaşılır değil. Yarın hoca olumsuz bir durumda alır valizini gider, sizde arkasından bakar kalırsınız bu kadar sahiplenmenin hiçbir mantığı yok. Bir antrenörün kulüpte kalması kazandığı başarıyla ve sıralamayla orantılıdır. Ortada bir başarı olmadığına göre sıralama olarak yerimiz belli, o zaman neden bu kadar sahiplenme? Amatör takımlarda bile bu kadar başarısızlığa tahammül edilemez. Gerçek şudur: Sayın Ertuğrul Sağlam’ın kariyeri maalesef Eskişehir’e katkı sağlamamıştır.
Yönetimin masa başındaki konuşmaları, anlattıkları, umutları, birlik beraberlik söylemlerine katılmamak mümkün değil. Sayın Başkana ve yanındaki yöneticilere de güvenmek zorundayız. İstifaları Eskişehirspor’a büyük yara açar. Görev değişikliğinin yeri kongreler olmalıdır. Bu olumsuz söylemlerden uzak çözüm bulmalarını ve takımı bir an önce bu kötü durumdan kurtarmak için çalışmalarını diliyorum. Gerçek şu ki masa başında ki umutlu söylemler, sahada ki umutsuzluk gerçeklerinin üzerini örtemez. Başarısızlık ortadayken hiç kimseyi bu kadar sahiplenmeyeceksin.