Ben CHP’yi eleştirdikçe CHP’li dostlarda,’belli belli sen AK Parti’li olmuşsun’ diye beni eleştiriyorlar. Oysaki benim yazdıklarımı göstererek İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanlarını ateşleseler daha faydalı olacak.
CHP’li dostlar çıkıp şehirde bir tur atsalar, Köprübaşında, Odunpazarı’nda, Tepebaşı’nda, Vişnelik’te, Şarhöyük’te, Gündoğdu’da, Emek ve Huzur’da. Şirintepe, Yeşiltepe, Esentepe’de. Kumlubel, Zafer’de dolaşsalar halk ne diyor duyacaklar.
Onlar akşamları buluşarak kendi kendilerine konuştuklarını yalnızca kendileri duydukları için CHP’nin üç milletvekilini garanti görüyorlar. CHP’nin üç milletvekili çıkaracağına sadece kendileri inanmışlar.
İki gün önce sosyal medyada ‘AK Parti 3, CHP 1, MHP 1=5’ başlıklı yazımı paylaştım. Yazımın altına CHP’ye gönül veren veya sempati duyanlardan bazıları,’CHP 3-AK Parti 2-MHP 1’ olur diye yorum yapmışlar.
Bana göre bu sadece kendilerini tatmin etmek ya da gönüllerinden geçeni ifade etmektir. Ama görünen köy kılavuz istemez.
Yorum yapanları bende şöyle yanıtladım:
“CHP’lileri nerelerde görüyorsunuz? İl Başkanı, İlçe Başkanları nerelerde? 23 milletvekili aday adayı var. Bunlardan kaçını sahada görebiliyorsunuz. Ben söyleyeyim: Gaye Usluer, Erdal Çakıcıer, Haydar Aras, Muharrem Şenel… Milletvekili adayları 7 Nisan’da açıklanacak. CHP 8 Nisan’a kadar yatacak. Seçime iki ay kala çalışmaya başlayacak. 2 ayda nereleri gezebilecekler. İki ayda kaç kişinin elini sıkabilecek, kendilerini tanıtabilecekler. Bakın AK Parti’nin il başkanı, ilçe başkanları, milletvekili adayları gece yarılarına kadar geziyorlar. Bırakın il merkezini, ilçeleri, hatta köyleri bile gezdiler. Onlara dokundular. Ellerini sıktılar. Kendilerini tanıttılar. Seçmen artık görmediği, tanımadığı milletvekili adaylarına oy vermek istemiyor. İşte CHP bu nedenle yarışın gerisinde kalıyor…”
Bu yoruma cevap verenler arasında ‘haklısın’ diyenlerde var. ‘AK Parti’ye hala seçmen oy mu verecek’ ve ‘sen AK Parti’yi savunmaya devam et’. Hatta ‘AK Parti’de bitecek bir işin var galiba” diyenler de var…
Beni eleştirdikleri süre kadar CHP İl Başkanını, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarını eleştirseler sanki daha faydalı iş yapmış olacaklar diye düşünüyorum.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen fıtık ameliyatı geçirdi ve nekahet dönemi yaklaşık 1,5 ay sürdü. Bu nedenle sahalara çıkamadı. Ama gerek Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt gerekse Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç çeşitli etkinlikler yaparak. Ev ev, mahalle mahalle, dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını gezerek açıktan olmasa da, yaptıkları hizmetlerle oy istediler.
Eğer Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ta olmasa CHP’nin Eskişehir’de varlığı ve yokluğu belli olmayacak. Pazartesi günü Anadolu Gazetesinde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile yaptığım söyleşiyi okuyacaksınız. Ahmet Ataç farkını orada çok rahat göreceksiniz.
‘Ön seçim olsaydı ben ilk üçte olurdum’
CHP Milletvekili aday adayı Metin Tomsuk ESGROUP’a ziyarete geldi. Kendisiyle yarım saate yakın sohbet ettik.
CHP’den üç kez milletvekili adayı olmasına rağmen seçilebilecek bir sırada olamadığı için meclise vekil olarak gidemedi.
Metin Tomsuk öz be öz Eskişehir’in çocuğudur. Övünmek gibi olmasın ama benim gibi Odunpazarlı ve Eskişehir’in yerlilerindendir.
Aynı zamanda mahalle ve çocukluk arkadaşımdır. Arkadaş canlısı, yüreği insan sevgisiyle dolu bir siyasetçidir. Bu arada yazmadan geçemeyeceğim oldukça yetenekli ve klâs bir futbolculuk dönemi yaşayan gerçek bir Eskişehirspor taraftarıdır. Gençlik yıllarından beri CHP’nin içindeydi. Hiçbir yere sapmadı. Aday oldu, seçilecek bir sırada olmamasına rağmen CHP’nin başarısı için gece gündüz demeden koştu.
Ziyarette kendisine sordum:
‘Metin Hocam 7 Haziran 2014 seçimlerinde CHP Genel Merkezi seni aday göstermez veya yine seçilemeyecek bir sıradan aday gösterecek olursa ne yaparsın?’
“Sadi beni en iyi tanıyanlardan birisi de sensin. Asla ikbal peşinde olmadım. Geçmişte ne yaptıysam bugünde aynısını yaparım. Partiye küsmek olmaz. Ben aday olursam koşarım, olmazsam bana ne demem’ dedi.
‘Eskişehir’de CHP’ye gönül verenler ön seçim beklentisinde idi. Ön seçim olmazsa mutlaka temayül olmalıydı diyorlar. Sen ne diyorsun?’ diye sorduğumda cevabı şu oldu:
“Demokrasiyi en çok önemseyen parti CHP… Tabii ki benimde gönlümden üye bazında ve yargı gözetiminde ön seçim geçiyordu. Ancak genel merkezimiz bazı gerekçeler öne sürerek milletvekili adaylarını merkez yoklaması ile belirleme kararı aldı. Ben bu karara saygı duyuyorum.”
‘Sende seçimden seçime mi geleceksin?’
Seçmen oy verdiği milletvekili seçildikten sonra da mahallesinde, ilçesinde ve köyünde görmek istiyor. AK Parti milletvekili aday adayı İbrahim Atıcı anlattı:
“Mihalgazi de bir kahvede oturuyoruz. Yaşı 70 civarında olduğunu düşündüğüm bir amca geldi yanımıza. Uzaktan sizi dinledim. Milletvekili adayı varmış içinizde hanginiz diye sordu. Ben de ‘benim amca’ diye cevap verdim. Oğlum, milletvekili adayları bizim buralara, köylere seçim öncesi gelir. Kazanırsa da kaybederse de bir daha uğramazlar. Eğer milletvekili ise 4 yıl sonra yine adaysa işte o zaman yine gelir. Niye? Bizim oyumuzu istemeye. Seçimden seçime hatırlarlar bizi. Sende öyle yapacaksan peşin peşin söyle. Bende oy verip vermeyeceğimi sana söyleyeyim” demiş.
İbrahim Atıcı’ya sordum:
‘Milletvekili seçilirsen sende mi seçimden seçime köyleri ziyaret edeceksin?’
Cevap: ‘Evet bende seçimden seçime köyleri gezeceğim. Kimseyi kandırmıyorum. Amcanın yüzüne karşı da bir daha gelmeyeceğimi ’ söyledim…
Atıcı haklı. Eskişehir’in merkez ve ilçelere bağlı 400’ü aşkın köyü var. Gerçi bugün bütün şehir yasası ile onlarda artık mahalle oldu. Bir milletvekili 400 köyü gezmeye kalksa 4 yıllık milletvekilliği süresinin 1,5 yılını köylere ayırması gerekir. Buda takdir edersiniz ki imkânsız bir durum… Zaten milletvekili adayları da tüm köyleri dolaşmıyor…
Amcam doğru söylemiş. Bu durum sadece son yıllarda yaşanmıyor. Yıllardır aynı. Bunu kıran bir tek milletvekili hatırlıyorum. O da DYP’den seçilen Sadri Yıldırım’dı...
Sadri Yıldırım, hemen hemen her hafta Eskişehir’e gelir, bir hafta şehir merkezinde, diğer hafta ilçelerde. Sonraki hafta ise köyleri dolaşırdı. Sadece bir dönem milletvekilliği yaptı.
FIKRA:
Fırsat Bu Fırsat
Benzin istasyonunda asılı kocaman bir levhada, büyük harflerle şunlar yazılıydı:
"Benzinin litresini 35 liradan almak için son şansınız bu benzin istasyonudur. Bu fırsat kaçmaz!"
Levhayı okuyan bir adam, depoyu istasyonda doldurduktan sonra benzinciye sordu:
-Bundan sonra ki istasyonlarda benzinin litresi kaça?
-20 lira efendim...