“Benim memurum işini bilir…”
Böyle başladı, böyle gidiyor mu?
Bir “rüşvet” tartışmasına katılan eki bakan toplumu uyarmıştı:
“Bahşişle rüşveti birbirine karıştırmayın…”
Örnek de vermişti…
Bahşişlerle döner sermayeye büyük katkı olmuş ve personel de döner sermayeden ek ödeme almayı hak etmiş…
Peki, amaç neymiş?
“Eşit işe, eşit ücret…”
……
Haklı gibiydi bakan!
Öyle ya, bu kadar parayı bir kişi alsa “rüşvet” olur, ama döner sermayeden yüzlerce memura dağıtılırsa aslına dönüşür…
Yani, “bahşiş”e…
ANAP zamanında “rüşvet”in adı “hediye” olmuştu, bugün “bahşiş…”
Oysa, Devlet Memurları Kanunu’nun 29. maddesi çok açık:
“Memurların değil bahşiş, hediye kabul etmeleri bile yasak…”
…….
Devam edelim…
“Hırsız nedir?”
Göz çıkarmaz ya…
“Fazla maldan kurtaran adam!”
Dolandırıcı? “Deniz Feneri’ni yakan!”
“Saadet zincirine dolayan!”
Peki, yalancı?
Canım, bu dünyada artık onun adı mı kaldı?
“Namusun, şerefin” üzerine yemin et, sonra unut gitsin!
Sorana da “tek ayağımı kaldırmıştım” dersin… Nasıl olsa kürsünün önünden görünmüyor!
17-25 Aralık diye, yazmadık bunları…
“Zaten ayakkabı kutusuna sığmaz!”
Ama bir gerçek var ki…
“Bahşiş” vermeyen müşteriye, filmin başında perdeyi gösterip “katil bu” demekle…
“Ne kadar haklıymış teşrifatçı!..”
GÜNÜN SÖZÜ
Tüm despot liderler insanlığı değiştirmeyi düşünür ama kendilerini değiştirmeyi düşünmez!
GÜNÜN İNCİSİ
Bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır.
Türkistan Atasözü
CUK
Her ölünün ardından dua edilir ama, hepsi cennete gitmez…
Hanri Benazus
GERİLİM
Türkiye’de her dört kişiden birinin, “kitap okuma alışkanlığı” varmış.
Ülkede “birbirimizin canına okumaktan” kitap okumaya fırsat bulamıyoruz demek ki!
Balthör
KISSA-DAN
Türkiye, Avrupa’ya ve ölçütlerine her zamankinden daha uzaktır. İktidarın kendine Avrupa içinde bir gelecek aradığı da söylenemez.
Ali Sirmen
GÜNÜN BALI
İktidarın lügatında “yasaya aykırı” demek artık “AKP’nin avantasına aykırı” demek oldu…
Akif Kökçe
GÜNÜN SORUSU
İktidar niye yeni “anayasa” istiyor?
Her darbeden sonra adettendir!..
GÜNÜN OLAYI
Yandaş medya “Rus uçağı tuzak mıydı?” diye soruyor.
Tuzaktır… Ya da komplodur… Arkasında da muhtemelen Cemaat vardır…
“AKP iktidarı hata yapmayacağına göre…”
GÜNÜN BİBERİ
Başkasını kendisinden daha hor gören kim varsa kapatalım ülkenin kapılarını ardından…
Sonra?
“Sonrası belli… Kalan sağlar bizimdir…”
Mine Söğüt
Rüşveti gizliyor!
1950’li yıllarda, hakkında çok sayıda rüşvet ve yolsuzluk kuşkusu olan bir siyasetçi, ciddi ifadeyi yüzüne maske gibi takmış, etrafta öyle dolaşırdı.
Onu görenler, “Niçin böyle kaşlarını çatarak dolaşıyor?” diye sorunca, o günlerin ünlü mizah dergisi “Akbaba”yı çıkaran “Yusuf Ziya Ortaç” hemen durumu izah ederdi:
“Neden mi çok ciddi ifadelerle kaşları çatık dolaşıyor? Namuslu desinler diye…”
O günlerden bu yana değişen fazla bir şey yok!
“Günümüzde ona benzer o kadar çok siyasetçi var ki!”
“Bana bir düdük verin”
1960’lı yıllar…
Elazığ Akıl Hastanesi’nden her nasılsa 423 hata kaçar ve kentin caddelerine dağılırlar…
O zamanın ünlü doktoru “Mutemet Yazıcı” hastanenin başhekimidir.
“Doktor bey ne yapalım?” diye danışırlar.
Mutemet Bey, personeline “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der…
Doktor önde birkaç personeli akasında “düt-düt” diye trencilik oynayarak Elazığ caddelerini dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar.
Hastaneye geldiklerinde sayım yapılır…
“Deli sayısı 624’e yükselmiştir…”
Sağır adam
Görevli melek “öbür tarafa” giden 10 erkeği karşılayıp sıraya dizmiş:
“Hayatı boyunca karısından başkasına da ilgi duyanlar, uygun adım Cehenneme marş marş!”
9 kişi yola koyulmuş, biri esas duruşta beklerken “Heyyy!” diye bağırmış melek:
“Şu sağır herifi de yanınıza alın!”
Katerina’nın günlüğünden
Bu günlerde Ruslarla pek haşır-neşir oluyoruz ya, tarihten yapraklar da dökülüyor!
İmparatoriçe “Büyük Katerina”, bir gün sarayın penceresinden bahçeyi seyrediyormuş.
Koridordan geçen askerlerden biri sırtı dönük kraliçeyi tanıyamamış, hatta onu hizmetçi sanıp yanına yaklaşmış ve kalçasına bir çimdik atmış…
Katerina, anında dönünce de askerde şafak atmış:
“Kraliçem, eğer kalbiniz de kalçalarınız kadar sertse, yandığımın resmidir!”
Katerina gülmüş:
“Korkma, korkma , artık yüzbaşı oldun!”
Günün Şiiri
Bir önceki durakta
Gece mi ki saçların öyle uzun
Deniz mi ki karaya vurmuş ve yosun
Sabah mı ki uzakta
Böyle kim mutlu kılmış zamanı
Yağmur mu kendini tekrarlıyor ırmakta
Sıcacık yerlerinde yeni bir çağ mı ne ki
Günahkar haşhaş sütü ilkin bembeyaz
Güneşler değdi mi afyon olmakta
Sevişirken ölmüyor muyuz biraz
Görüyorum sabahtan bir önceki durakta
Saçların siyah defne ormanı
Ve bütün çiçekler kırmızı açmakta…
Hasan Şimşek (Varlık- 1963)
FOTO: Yetkin Tetik
Yetkin Tetik nereye koşuyor?
Hafta içinde “Ömer Duru”nun “Yetkin ara vermedi” başlıklı kısa bir yorumu vardı…
Diyordu ki:
-AKP’den milletvekili adayı olup kazanamayan Yetkin Tetik için, “Gelecek için çalışıyor” diyenler var…
Ömer Hoca haklı…
AKP, bu kadar çalışkan bir aday gördü mü?
Evet… “Harun Karacan…”
Büyükşehir’e adaydı, olmadı ama Karacan da yılmadı…
Gün geldi, milletvekili oldu…
Bize göre, “Yetkin Tetik” de aynı yolda…
Yıllardır gördük… Özellikle bürokratlar, bırakın kazanmayı, sıralamaya bile giremeyeceklerini bildikleri halde aday olurlardı…
Amaçları belliydi…
“Sıradan memur, müdürlük için…”
Müdür “Genel Müdürlük” için…
Genel Müdür de, “Müsteşarlık” için aday olurdu…
Ama Yetkin Bey, bürokrat değil…
“İşi gücü yerinde ve sevilen bir işadamı…”
Gelecek için tamam da…
“Nereye oynuyor derseniz?”
Yanıtımız hazır:
“2019’da Odunpazarı Belediye Başkanlığı’na…”
Kimi AKP’lilerin canı sıkılabilir ama,
Amacına ulaşırsa, güzel hedef…
Hele hele CHP’deki bu çekişmeleri gördükten sonra…
“Neden olmasın?”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...