Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen “Bu şehre son büyük eserim” dediği 100’üncü Yıl Camisi’ni de Eskişehir’e kazandırdı. Şimdi sosyal medyada bazı trol çetelerinin Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür etmek yerine ağza alınmayacak hakaretler ettiğini görüyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen “Bu şehre son büyük eserim” dediği 100’üncü Yıl Camisi’ni de Eskişehir’e kazandırdı. Şimdi sosyal medyada bazı trol çetelerinin Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür etmek yerine ağza alınmayacak hakaretler ettiğini görüyoruz. Milletin dini değerlerini sürekli sömüren bu kişilerin gerçek yüzü de böylece bir kere daha ortaya çıkmış oldu. Bunlar gerçekte Allah’ın kulu değil, şeytanın paraya tapan köleleri...
Şimdi diyorlar ki “Büyükerşen camiyi kendi cebinden mi yaptırdı?”
Aşk olsun; Sayın Cumhurbaşkanı Şehir Hastanelerini kendi cebinden mi yaptırmıştı? Sonuç olarak biz politikacıları milletin parasını doğru – düzgün yere harcasınlar diye seçmedik mi?
Bir cami yaptırmanın neresi kötü olabilir? Zaten siyaseti bırakmış bir kişiye “Ellerinize sağlık” demenin neresi kötü olabilir?
Şeytan alışverişi çok severmiş. Parayı size verir, ama karşılığında da ruhunuzu satın alırmış. İşte Eskişehir’deki AKTRol çetelerini görüyoruz. Ruhlarını kaybetmişler.
Onlar, doğruluk yerine sapıklığı aldılar da alışverişleri kar getirmedi; doğru yolu bulamamışlardı…
Neden yalan haber?
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bazı basın ve yayın organlarında yer alan "Dolar kurunun 15 gün sonraki seviyesi belli oldu. Dolar, 15 gün sonra 40 TL olacak” şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı.
Şimdi ekonomi gazeteciliği yapanlar – elbette – dolar tahmini yapabilir. İşlerinin bir parçası bu. Ancak Amerikan doları şu anda, serbest piyasada 32 liradan el değiştiriyor. Bu rakamın 15 gün içerisinde 40 liraya çıkacağına ilişkin en küçük bir belirti bile yok.
Doların yüzde 25 değer kazanması için ya büyük bir devalüasyon yapılması lazım. Ya da – Allah saklasın – savaş filan çıkması lazım. Bunların ikisi de imkânsız.
Türk ekonomisi gelecek günlerde daha kötüye gidecek. Bunu artık en fanatik AK Parti seçmeni bile içten içe kabulleniyor. Çünkü çok kötü yönetiliyoruz. Ancak kasıtlı olarak yalan haber yapmanın da memlekete bir faydası olmuyor. Bu tarz haberleri gazetecilik kapsamında değil, trollük kapsamında değerlendiriyorum.