Röntgenci makineler

Görüşler

Röntgenci makineler

"Uğur Mumcu" katledildiği gün "Erdal İnönü" aynen şunları söylemişti:

"Katillerini bulmak bu hükümetin namusudur..."

Bulundu mu?

Şimdi Eskişehir olarak biz de haykırıyoruz:

"Ali'nin katillerini bulmak namus borcumuzdur..."

Bulunacak mı?

………

Artık Türkiye dışında da tanınıyor "Ali İsmail Korkmaz..."

19 yaşında...

İngilizce Öğretmenliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi...

Memleketi Hatay...

Bir otele ait kamera görüntülerinde, Korkmaz'ın olay yerinde görüldüğü 18-20 dakikalık kaydın silindiği belirtildi...

Vatan gazetesinin haberine göre, savcıya ifade veren bir gizli tanık, iki polisin Korkmaz'ı yakaladığını, sopalı 6 kişi ile birlikte bayıltana kadar dövdüklerini anlattı...

Gruptakilerden biri “Oh be” demiş:

“İyi stres attık!”

………

Cadde ve sokaklardaki kameraların ilk tohumunu eski emniyet müdürü "Savaş Yücel" atmıştı Eskişehir'de...

Çok yararlı bir işmiş...

Öyle, gerçekten tanığa falan gerek kalmıyor...

Kabak gibi çıkıyor zanlılar...

"Tıpkı Palalı gibi!.."

Adamı "kaçma şüphesi yoktur" diye serbest bıraktılar, soluğu Fas'ta aldı...

 "Sxktir et" adlı kitabında..

"John C. Parkin", bu kayıt cihazlarının adını "Röntgenci" koymuş...

Her şeyi görüp kaydediyor ama, konuşamıyor, uyaramıyor...

Sadece izliyor, bağırmak istiyor, yalanlamak, hatta yargılamak istiyor ama gücü yok...

Bu küçük makinelerin insanlar üzerindeki etkisi "cansız" bir olgu...

"Neticede yönetmen yine bir insan..."

İster siler, ister yok eder...

Namus borcu mu?

"Vicdan, nasıl olsa gün gelir öder!.."

Günün Şiiri

Üçüncü Köprü

Kayıklar iner kalkar

Üçüncü köprüde gece yarısı

Ay ışığına doğru bir yıldız kayar

Kaybolur

Bir avcı bulur onu geyik ormanında

Torbasına kor eli, yüzü aydınlık

Üçüncü köprüde kayık boşalır

Bir baykuş öter uğursuz mu uğursuz

Fener torbasıyla avcı kaybolur

Üçüncü köprünün batısındaki sokaklar

Gelgeler birbirini iteler

Perdeler aralanır rüzgarlardan

Başlar uzanır fısıltılarla

Kaybolur…

Seyhan İrten (Varlık 1967)

Günün Olayı

Erdoğan, "Biz darbelerden çok çektik" demiş

Haklı!

12 Eylül "solu", 28 Şubat "Erbakan"ı tasfiye

edince kendisi de altına iktidar koltuğunu çekti...

Akif Kökçe

Günün Biberi

CHP'liler Gezi'ye bakıp gerçekleri görmek zorundalar. Kemal Kılıçdaroğlu'nun da kendisine çare fısıldayanlardan çok Gezi' ye kulak vermesinde sayısız yarar vardır.

Ali Sirmen

" Koş, koş, sen de koş!.."

4. Murat döneminde iyice kafaları çektikten sonra sallana sallana yürüyen Bektaşi ile arkadaşını   zaptiyeler yakalayıp karakola götürmüşler. Sorgu sual başlamış:

"Bre zındıklar, söyleyin bakalım sabah namazı kaç rekat?"

"İkiii..."

Zaptiye amiri emir vermiş:

"Verin ikişer sopa!"

Öğle, ikindi, aksam, yatsı derken 17’şer sopa yiyen Bektaşi ile arkadaşının tabanları kabarmış, hamur gibi olmuş. Zaptiyeler de salmışlar…

Karakoldan çıkıp köşeyi döner dönmez Bektaşi başlamış deli gibi koşmaya, arkadaşı arkadan bağırmış: "Yahu bu ayaklarla nereye koşuyorsun?"

Bektaşi, soluk soluğa arkasına bile dönmeden yanıtlamış:

“Koş, sen de koş… Ramazan ayındayız, teravihi unuttular, tam 21 rekat…!

Fakir sevindirme

Cimrinin biri arkadaşına anlatıyordu:

"Zavallı bir dilenciye sana bin lira verirsem ne yaparsın? diye sordum, sevinçten aklımı oynatırdım diye cevap verdi..."

Arkadaşı ne yaptığını sorunca da, "Ne yapacağım?" dedi:

"Adamı aklını oynatmaktan kurtardım!"

Nurgül'ün twitter'i ve Vali  Tuna

Anadolu Üniversitesi'ndeki günlerini düşünerek, bir anlamda Eskişehirli  gözüyle baktığımız "Nurgül Yeşilçay"ın twitter hesabındaki mesajı çok çarpıcıydı...

"Ali İsmail Korkmaz"ın yaşamını yitirmesinden sonra yazmış:

"Eğer oğlum hayata bu şekilde veda etseydi, elime silahı alır tek tek vururdum hepsini. Allah annelere sabır versin..."

Peki ama, kimleri vuracaktı Nurgül?

"Vatan " gazetesi manşet atmıştı:

"Katiller silinmiş..."

-Eskişehir'deki Gezi protestosunda, sivil giyimli 5-6 kişinin sopayla döverek öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz'ın katillerini gösteren olay yeri kamera kayıtlarının silindiği ortaya çıktı...

*****

Ali'yi kim vurdu?

Eğer Nurgül'ün oğlu olsaydı, o kimleri vuracaktı?

“Yani katilleri kimdi Ali'nin?”

Vali Güngör Azim Tuna diyor ki: "Bir takım gruplar işi provoke etmeye çalıştı. Hatta aldığımız duyumlara göre kendi arkadaşlarına bile zarar verip bunu polis yaptı diyen guruplar oldu. Bu tür durumlar varken farklı bir görüntü yapmaya gerek yok..."

Melih Aşık'ın köşesinde okumuştuk...

CHP Çanakkale Milletvekili'ne nasıl bir vali olduğunu sormuş Melih Bey...

Milletvekili "Ali Sanbaş"ın yanıtı:

"AKP İl Başkanı gibiydi."

Orucu ne bozar?

Aydın din adamı "İhsan Eliaçık" diyor ki:

-Orucu "Su içtim, bir damla girdi. Sakız çiğnedim" gibi şeyler değil, ahlaki ihlaller zedeler, yaralar.

Mesela emeği çalmak. Bu hırsızlıktır. Yalan söylemek, birisinin kalbini kırmak, kötü söz söylemek, hakaret etmek, küfretmek, haksızlık yapmak, birine zalimane davranışta bulunmak.

Bunları yapan kişiler oruç tutsalar bile, Allah o orucu görmez.  Bunların en başı, en büyüğü yalan söylemek. Allah'ın yalan söyleyen bir kişinin orucunu göreceğini düşünmüyorum...

Günün Sorusu

Ali’yi öldüresiye döven, "eli sopalı gördüğümüz sivil polisler" miydi, yoksa "intikam mangaları" mı?

Hikmet Çetinkaya

Gerilim

AKP'nin Gezi Direnişi sonrası STK stratejisi iyice açığa çıktı:

"Ele geçiremiyorsan, yok et!"

Emre Kongar

Günün Balı        

Masır için söylediklerinin yarısını bizim için yapsalar, şahane bir hayatımız olacak.

Ulaş Soytürk

Günün İncisi

Yürüyen bir aptal, oturan iki akıllıdan daha çok yol alır.

Çin Atasözü