Eskişehir beyaz bir güne merhaba dedi! İşte günün … Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği!

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Rektör seçimine doğru

6 Mayıs 2013 09:54

Görüşler

Bazı kurumlar vardır ki, yakın geçmişini görüp yaşadıysanız gönlünüzdeki yeri ayrıdır...

"Anadolu Üniversitesi de böyle..."

Beylik sözdür..

"Edirne'den Ardahan'a kadar..."

Nereye giderseniz gidin, bir Anadolu Üniversitesi damgası v ardır…

"Atatürkçü bir Üniversite..."

Dokunulmasını, bozulmasını ister misiniz?

"Yakışır mı Eskişehir'e?"

………..

Doğu Anadolu akillerinden "Abdurrahman Dilipak"ı tanırsınız...

"Ama, kadın eli sıkmadığını bilir misiniz?"

Geçenlerde "Ruhat Mengi" dile getirmişti:

"Karşılaştığımız TV programlarında elim hep havada kalmıştı..."

Davut Aydın’ın Rektör seçildiği günlerde Üniversitenin Afyon'da büyük bir toplantısı olmuştu...

İşte bu toplantıda da pek çok kadının eli havada kalmıştı...

Bir profesördü havada bırakan!

"Şaka değil, dekan oldu..."

………..

Rektör seçimi yaklaştıkça türlü söylentiler de atılıyor ortaya...

"Hakkı Kutlu", bir yazısında buna "dedikodular" diyerek girmiş ve seçimlerde iki ismin etkili olacağını dile getirmiş:

"Murat Mercan ve Nabi Avcı..."

Murat Bey, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı "Prof. Dr. Recai Dönmez"i itiyormuş önlere...

Nabi Avcı da, "Prof. Dr. Ferruh Uztuğ"u...

Daha sonra yeniden "Davut Aydın" isminde birleşirler mi acaba?

Kimbilir, belki de "Hasan Mandal..."

Böyle düşünürken, Murat Mercan, bu konuda Cumhurbaşkanı ile bir görüşme yapmadığını öne sürmüş...

"Nabi abiyle rekabet etmem" demiş…

Hakkı da, Prof. Dr. Dönmez için, "Artık yeni rektör diyebiliriz" diyor...

Üniversiteli kadınlar da diyor ki:

"Elimiz havda kalmasın!.."

Cuk

Onun "demokrasi" dediği böyle işte…

"Tam gaz..."

Bekir Coşkun

Kıssa-dan

İki arada "bir derede bir merkez yapısı ve ip üzerinde cambazlık ile CHP başarı sağlayabilir mi ?

"Yoksa gider mi gider!”

Orhan Bursalı

Gerilim

Kendi ayağına ateş etmek konusunda, havayolu şirketimizin üstüne yok!

Bir "burka havayolları" olarak THY, göklerde kendisine doğrusu müthiş “globally yours" yer ediniyor...

Nilgün Cerrahoğlu

Günün Balı

Bizim milli içeceğimiz "su" dur...

Yoğurtla karıştırırsan ayran, rakıyla karıştırırsan "bayram" olur....

Günün Sözü

Milli içkimiz ikiye ayrılır, ikisi de beyazdır. Biri tostla gider, diğeri dostla...

Günün İncisi

Yaşadığımız her an kendi hakkını ister.

Goethe

Bir ders

-Eğer bir kişi hem akıllı hem çalışkan ise takdir et!

"Çalışkan fakat akıllı değilse, dikkat et!"

-Akıllı fakat tembel ise, ikaz et!"

"Hem akılsız hem tembel ise, uzaklaşmak için acele et!”

Daha çok "Dilan"lar çıkacak

Bir "Unutulmaz 1 Mayıs" daha geride kaldı...

Çok tartışılıp, konuşulacak...

Hürriyet'te "Yalçın Bayer"in "Yeter Söz Milletin" adlı köşesinde yayımlanan bir ileti bunun açık örneği...

"B.E." rumuzu ile. takın neler dile getirmiş vatandaş:

"Dilan Alp"in kanında bahane arayan zihniyet, aslında 17 yaşındaki bir çocuğun zulme karşı direnişindeki yüreğinden korkuyor!

17 yaşındaki "Erdal Eren"i asan zihniyet ile "Dilan"ın gördüğü muameleyi haklı çıkarmaya çalışan zihniyet arasında fark yok!

Olsa olsa zaman ve "şapka" farkı var! Ama vandallık aynı!

“Militanmış!”

Ne çabuk hükmünü vermişler? Ne çabuk da çarmıha germişleri

'“Militanmış!”

Ama yeri yanlış! Dağda olmalıydı ki "Habur" gibi törenle karşılansın.

Bir vali daha 17 yaşındaki bir çocuktan intikam almayı fıtratına uygun görmüş? Soralım Valiye:

"Bir baba olarak dahi yüreği acımaz mı?"

Geriye dönüp tekrar çarmıha gerilmeyi göze alacak çok "Dilan"lar çıkacaktır bu ülkede.

Elbette ki onların yeri Dilan’ları çarmıha geren "Roma Valisi" misali kişiler ile tarih sayfalarında aynı olmayacaktır....

Günün Olayı

Hiç kuşkunuz olmasın ki, AKP iktidarı emekçilere Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs1ta "Yol İnşaatı” nedeniyle kapattığına göre..

Her yıl bir bahane bulacaktır...

"Hükümetimiz boş durmuyor çalışıyor!..”

Günün Biberi

Tek adam yönetimi isteniyor. En önce başbakan kendisi için istiyor. Çok kişi işin içine karışmamalı... Her şey bir tek adama bağlanmalı. ''Davullar çalıyor! Duyuyor musunuz?

Oktay Akbal

Hukuk, guguk oldu mu?

Açılımdan önce BDP Lideri “Selahattin Demirtaş"a sorulmuştu:

"KCK tutuklularının serbest bırakılmasını nasıl şart koşarsınız... Yargı bağımsız... Hükümet ne yapabilir ki?"

Demirtaş gülmüştü:

"Yargının ne kadar bağımsız olduğunu biz biliyoruz. .."

Peş peşe gelen tahliyeleri görünce Demirtaş’a hak vermemek mümkün değil...

Demek hükümet düğmeye basınca yargı mesajı anında alıyor...

"Hukuk, guguk oldu..."

Kral Konstantin

İzmir kurtulduktan sonra "Mustafa Kemal" birkaç arkadaşıyla "Kramer Palas”a gider. Salonda yer yoktur ama biri Gaziyi tanıyınca bağırır:

Mustafa Kemal Paşa gelmiş..."

Salon allak bullak olur, Paşa kimseyi rahatsız etmek istemeyen nazik bir müşteri gibidir. Körfez’e bakan bir pencerenin yanında hazırlanan masaya oturur ve Rum garsona takılır:

"Kral Konstantin buraya gelip bir kadeh rakı içti mi?"

Garson, "Hayır Paşa efendimiz" diye yanıt verince devam eder Mustafa Kemal:

"O halde İzmir'i neden almak istemiş!..”

Kesilen biletin rengine göre

Kadın, Miami'den dönen arkadaşına sorar:

"Nasıl bir yerdi, eğlenebildin mi bari?"

-Çok güzel ama, eğlendiğimi söyleyemem...

"Neden?"

-Polisleri çekilir gibi değil. Sık sık düdük çalıyorlar. Plajdakilere sarı ve kırmızı kart gösteriyorlar. Maçı zevksizleştiren hakemlerden farkları yok...

"Hiçbir şey anlamadım'"

- Tanga giydim diye sarı biletle ceza kestiler.

Bir gün üstsüz gezdim diye, kırmızı bilet kestiler...

"Ne var bunda?"

- Ne var olur mu?

"Kesilen biletin rengine göre ceza ödüyorsun.

Adeta futbol ceza kurulu gibi!.."

Temel hastanede

Tıp Fakültesi kliniğinde profesör hastayı öğrencilerine gösterir :

"Bakın beyler, tipik bir skrofulos görüyorsunuz. Burun şiş, gözler çarpık, dudaklar sarkık.." Derken yatakta yatan Temel patlamış:

"Yaa doktor! Sanki sen dünya güzelisin!.."

Günün Şiiri