Anadolu Üniversitesi’nin tartışma yaratan yeni bir uygulaması var.
Anadolu Üniversitesi’nin tartışma yaratan yeni bir uygulaması var.
Nedir o?
Güvenli Kampüs Uygulaması kapsamında hayata geçirilen HGS sistemi!
Peki, nedir bu HGS sistemi?
Şöyle anlatayım…
Kampüs içerisindeki trafiği düzenlemek, yaya güvenliğini sağlamak ve kampüs içerisine kimin giriş çıkış yaptığını tespit etmek için uygulanan bir sistem.
Özeti ise şu…
Araç sahibi üniversite personeli değilse, aracıyla üniversiteye girmek istediğinde kapıda aracının ruhsatını teslim ediyor ve HGS kartı alıyor. Çıkacağı zaman ise kartı teslim ediyor ve ruhsatını geri alıyor.
*
Söz konusu sistem birkaç gündür uygulanıyor.
Bununla beraber birçok kişi bizi arayarak şikayetini dile getirdi ve dedi ki: “Ne gerek vardı böyle bir uygulamaya, mağdur oluyoruz!”
*
Durum böyle olunca, uygulamanın niye hayata geçirildiğini öğrenmek adına Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’yla görüştüm ve detaylı bilgi aldım.
*
Şimdi, Çomaklı’dan aldığım bilgiyi siz değerli okurlarımızla paylaşacağım.
*
ÖNÜNE GELEN ARACINI BIRAKIYORMUŞ
“Belli saatlerde üniversitede ana baba günü oluyor. Arabalar öğrencilerin üzerine gidiyor, kaza olacak diye ödümüz kopuyor. Birkaç kaza da ucuz atlatıldı, tutanaklar falan tutuldu” diyerek sözlerine başlayan Rektör Çomaklı, sayısal veriler aktararak vaziyeti şöyle ifade etti: “Zaten kampüsümüz küçük, dedim araç sayımızı çıkaralım. Personel sayımız 5 bin 740. Peki, araç sayımız kaç? Kayıtlı araç sayısı 2 bin 360 çıktı. Hemen otoparkları da saydırdım, 6 bin 500’den fazla araç çıktı. Yani 5 bin 740 personelimiz var, kayıtlı araç sayısı 2 bin 360, ama 6 bin 500’den fazla araç çıkıyor kampüste. Dedim bu kadar araç kime ait? Bir baktık ki, yolun karşısındaki lojmanlardan birisi gelmiş üç arabasını buraya bırakmış tatile gitmiş. Tüp gazcı arabayı buraya bırakıyor, araba tüp dolu. Yakın mahallelerde oturanlar arabasını buraya bırakıp gitmiş. Bir tanesi gelmiş eşinin, kızının ve kendisinin arabasını buraya bırakıyor, garaj gibi görüyor burayı. İsim vermeyeyim bir lokantanın valesi getiriyor arabayı bizim parka bırakıyor gidiyor; yahu şimdi hırsızlık olsa o arabada, içinden silah veya uyuşturucu çıksa; yahu ne bileyim ben lokantaya kim girip çıkıyor. Yani burada bir anormallik var. Ve bu kadar arabayı bu kampüs kaldırmıyor.”
*
Şafak Ertan Çomaklı bu konuda öyle dolmuş ki, kampüse giriş çıkış yapan araç sorununa ilişkin örnekleri sıralamaya devam ediyor.
Şöyle ki:
YOLGEÇEN HANI OLMUŞ
“Sonra bakın araçlarda kimin olduğunu bilmiyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Yani bir bakıyorsunuz öğrenci merkezinin karşısında pikap, kamyon, araba… Yani mesela orada kantin yok, o araçlar burada ne yapıyor? Bir araştırıp baktık, bilmem ne firmasına ait araç, şehir dışına gidecekmiş üniversite güvenli olduğu için öğrenci merkezinin karşısına bırakmış, içi mal dolu aracı. Olacak iş mi bu? Yani bakın, burada Sınav Organizasyon Merkezi var, Sınav Soruları Merkezi var, Test Araştırma Birimi var; mahrem yerler, giriş çıkış yasağı olan yerler var. Ama gelin bakın, buralar bir olmuş ki yolgeçen hanı. Allah’tan o binaların içinde yüksek güvenlik sistemleri var da bir sorun yaşamıyoruz.”
*
Nefes almadan devam ediyor Çomaklı:
PERSONEL SERVİSİ OLDUĞUNU YENİ ÖĞRENMİŞLER
“Bir de ne çıktı biliyor musunuz? Personel servisi girip çıkıyormuş kampüse. Ama üniversitemizin personel servisi yok. Bu nasıl oluyor diye araştırdım ve şunu öğrendim. Personel kendi arasında para toplamış, servis kiralamış. Servis sabah geliyor buraya, oradan oraya gidiyor. Olabilir, personelimizin hakkıdır bu. Buna da çare bulduk. Personel servisi üniversitemizin 5 kapısına da dışarıdan ulaşarak, personeli çalıştığı fakülteye yakın kapıya bırakabilir. Zaten kampüsümüzün çevresi kısa. Ve böyle olunca en uzak yürüme mesafesi de sadece 250 metre. Servis üniversiteye girdiği zaman personeli bıraktığı mesafe de aşağı yukarı kapıya bıraktığı mesafeyle aynı mesafe. Bir de servisler bize ait olmadığı için kimin ne getirdiğini bilmiyoruz. O servislerle başka başka insanlarda giriyor kampüse.”
*
Bu noktada Rektör, Eskişehir Büyükşehir Belediyesiyle ilgili bir sorunu tespit ettiklerine de vurgu yaptı ve sorunun çözümü için belediyeye resmi yazı gönderdiklerini söyledi.
Rektörün bu konuya ilişkin ifadeleri şöyle:
BELEDİYE OTOBÜSÜNE BİNMİŞ
“Büyükşehir Belediyesinin burada ‘Mavi’ otobüsü vardı. Bu otobüse, Eskişehir Teknik Üniversitesi ile Anadolu Üniversitesi arası öğrenci otobüsü diyorlar. Ben bu otobüse bir bineyim dedim ve bindim. Buraya gelirken Batıkent’ten geliyor otobüs, tam yuvarlağı dönerken şoför düğmeye basıyor ve bununla beraber o Batıkent otobüsü, Mavi otobüs hattına dönüyor dijital panoda. Kampüse giriyor, ama otobüsün içerisinde kim yok ki? Öğrenci hariç herkes var. Duman ata ata, gürültü yapa yapa kampüste dolaşıyor çıkıyor. Sonra çıkarken bir daha değişiyor yazı, bu sefer Batıkent otobüsü oluyor. Ben de belediyeye yazdım ki bu sadece öğrenciye çalışıyorsa, şu kapıları ben oluşturdum; beş kapıda öğrenciyi indirebilirsin. Çünkü öğrencinin yürüme mesafesi de personelle aynı. Otobüs içeri de girse, kapılarda da dursa, öğrencinin yürüyeceği mesafe değişmiyor yani.”
*
Şafak Ertan Çomaklı, “Öyle çok problem var ki bu konuda, ben size hangi birini anlatayım” diyerek HGS sistemine geçme nedenlerini yukarıda okuduğunuz şekliyle sıraladı.
(Çomaklı, her ne kadar sorun olarak yukarıda okuduklarınızı ve bu kadarını aktarmanın yeterli olduğunu söylese de, birazdan okuyacağınız açıklamalarda, birkaç farklı sorunu daha ifade ettiğini göreceksiniz.)
*
Ve bununla beraber, şuna vurgu yapıyor Rektör Çomaklı:
ALTIN GİBİ BİR KAMPÜS
“Bakın bu üniversite, çok güzel ve elit bir üniversite. Böyle Avrupai bir havası var buranın. Böyle tarihi bir havası var buranın. Altın gibi bir kampüs. Şimdi düşünün bir trafik keşmekeşi var. Gürültü kirliliği var. Her yer otomobil, personel servisi orada burada geziyor, zaman zaman ağır tonajlı araçlar görülüyor, belediye otobüsü geziyor. Ortalık toz duman, siyah siyah yakıt dumanı oluyor her yer, nefes alınmıyor. Yani bu kabul edilebilir mi?”
*
Tüm bunlar nedeniyle Güvenli Kampüs Uygulaması kapsamında hayata geçirdikleri HGS sisteminin ne olduğunu, detaylarıyla anlatıyor Çomaklı.
Okuyalım…
VELİ CUMA KAPISINI KULLANACAK
“Bu bir trafik düzenlemesidir. Öncelikle personelimizden sadece kendinin, eşinin ve çocuğunun üzerine olan araçların listesini istedim. Bir liste geldi. Hani demiştim ya kayıtlı araç sayımız 2 bin 360 civarında diye. Bu sayı düştü 2 bin civarına. Hemen HGS çıkardık. Bir de Mustafa Kemal İlköğretim okulunun oraya girişi arkadan verdik. Cumhuriyet kapısından girip de öğrenciyi rahatsız etmesinler, trafik keşmekeşi de yaşanmasın. Yani veli, Cuma kapısından girsin, öğrenciyi oradan bıraksın okula.”
*
Devam ediyor Çomaklı:
İSTEYEN RUHSAT VERMEYEBİLİR
“Şimdi bakın… Personelimizin HGS kartı var. Araç ruhsatı vermeden her kapıdan giriş çıkış yapabiliyor. Ancak dışarıdan gelen ziyaretçilerimiz, aracıyla kampüse girmek istiyorsa ruhsatı görevliye bırakıyor ve HGS kartıyla giriş yapıyor. Tabii sadece Eczacılık Kapısından giriş çıkış yapabiliyor. Bunun nedeni Cumhuriyet Kapısındaki yoğunluğu azaltmak. Ha, Eczacılık kapısında park yerimiz de var. Eğer ziyaretçi, ruhsatını teslim edip arabasıyla girmek istemezse, aracını oraya park edip yürüyerek kampüse girebiliyor. Şunu da ifade edeyim, ziyaretçilerimiz, yürüyerek her kapıdan giriş çıkış yapabilirler.”
*
Kampüs içerisinde yer alan işletmelere ait olan araçlara da düzenleme getirdiklerini ifade eden Rektör, önce bankalardan bahsetti ve dedi ki: “Mesela bankalar var burada. Bizim personel, park yeri bulamıyor. Çünkü 40’tan fazla bankanın arabası var. Dedim ki, müdür ile müdür yardımcılarına HGS vereceksiniz. Diğerleri ya toplu taşıma aracı kullanacaklar. Ya da otomobiliyle de geliyorlarsa, ruhsatını bırakıp HGS’sini alıp girecekler içeriye.”
*
İşletmelere ait araçlara ilişkin düzenleme konusundaki açıklamasına, şöyle devam ediyor, Çomaklı: “Bazı işletmelerimize mal geliyor. Günün her saati istediği zaman malzeme indiremeyecek artık. Biliyorsunuz ki böyle düzenlemeleri belediyeler de yapıyor. Ya sabah, ya akşam saatlerinde, kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde malzeme indirebilecekler.”
*
ÜNİVERSİTEYE YENİ KAPI
Ağır tonajlı araçların kampüs içerisine giriş çıkışlarını da düzenlemek için formül bulduklarını belirten Çomaklı, o formülü şöyle açıklıyor: “Bu sorunu, yurt binası yapılırken tespit ettim. Bununla beraber atölyelerin oradan kapı açtırdım. Ağır tonajlı araçlar oradan giriyor. Yurt binasının malzemeleri orada indiriliyor mesela. Tur otobüsleri de bu kapıdan girecekler, öğrenciyi bırakacaklar ve gezi oradan başlayacak. Böylelikle trafiğe zararı olmayacak, yaya güvenliği sağlanacak, gürültü kirliliği azalacak, is, pas, gaz kokusu olmayacak, hem de yollarımız bozulmayacak.”
*
HGS sistemine geçişle birlikte akla gelen bir soru daha var.
Soru şu: Eski rektörler üniversiteye nasıl giriş yapacaklar?
Çomaklı’nın cevabı net:
ESKİ REKTÖRLERE ÖZEL HGS
“Eski rektörlerimizle tek tek görüşüldü. Hemen özel HGS’lerini hazırladık ki ziyaretçi konumuna düşmesinler diye. Hiçbir rektörümüzden ruhsat alınmıyor. Bakın biz devlet adabını biliriz. Ben hemen listeyi çıkarttım. Hatta bu sistem oturunca, emekli akademisyenlerimize de HGS çıkaracağız. Ruhsata gerek kalmayacak. İsteyen varsa, şimdiden gelip başvurabilir, hemen özel HGS’lerini veririz.”
*
ALIŞKANLIK NEDENİYLE RAHATSIZLIK DUYUYORLAR
Görüşmemizin sonuna doğru, HGS sistemine ilişkin gelen tepkileri anlayışla karşıladığını ifade eden Çomaklı, “Biz bu sistemi hem ziyaretçilerimizin, hem öğrencilerimizin, hem akademisyenlerimizin, hem personelimizin güvenliği için getirdik. Kampüs içi hız limiti bile koyduk. Yön ve hız tabelalarını da kısa zamanda yerleştireceğiz. Bir de burası kamu kurumu. Şimdi, bir düzensizlik olmuş burada. Hafif toparlamaya çalıştığınızda, insanlar alışkanlıklarını değiştirmek istemedikleri için biraz rahatsızlık duyuyorlar ister istemez. Ama düzen gelince, bir aya kadar sistem oturunca onlarda rahatlayacaklar ve teşekkür edecekler” diye konuştu.
*
Ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, şunu ekleyerek sözlerini sonlandırdı:
ODTÜ VE HACETTEPE ÖRNEĞİ
“İçişleri Bakanlığı ile YÖK’ün yazısı üzerine yapıyoruz bütün bunları. Üniversitelerde Güvenli Kampüs Uygulaması başlasın diye yazı var. Herkes rahatlıkla internetten bulabilir. Yani bakın, siz ODTÜ’ye gittiğiniz zaman elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilir misiniz? Hacettepe’ye gidin; otobüsten insanları indiriyorlar arama yapmak için, kimlik kontrolü için.”