Adı Rabia sonuçta. Üstelik soyadı da AK – MAN. Yani Ce Ha Pe zihniyeti, AK Parti'nin seçmenini alıp, bir de il başkanı yapmış öyle mi?
Utku Çakırözer'in de aralarında olduğu CHP milletvekilleri; İstanbul’da sahte seçmen iddiaları ile polislerin kapı kapı gezdiği Büyükçekmecelileri ziyaret etti. Çakırözer, “Polis tarafından 4-5 kez kapıları çalınanlar var. Bunun adı tacizdir, baskıdır, korkutmadır. Büyükçekmeceliler yalnız değil. Hem onların yanındayız hem de haklarının, hukuklarının, sandıkta gösterdikleri demokratik iradelerinin sonuna kadar takipçisiyiz” dedi. Memleketimiz her geçen gün daha da tuhaflaşıyor. Seçimler biteli 13 gün olmasına karşın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kazanan isim olan Ekram İmamoğlu'na devredilmiyor. Tabii saçma sapan bahaneler bularak işi sürüncemeye bırakmanın da bir bedeli var.
Türkiye'nin demokrasiden hızla uzaklaştığını düşünen finans çevreleri, sıcak paralarını çekiyor. Böylece borsa düşürken, dolar da fırlıyor. Şimdi AK Partililerin insanların isim ve soy adlarına bakarak mızıkçılık yaptıklarını görüyoruz.
Adamın soyadı AK -YIL mı? "Demek ki bu adam AK Partili! İşte Ce Ha Pe zihniyetinin hırsızlık yaptığının belgesi" gibi fikirler ortaya atılıyor. İnsanların ad ve soyadlarına bakarak İstanbul seçimlerini kaybetmediklerini mi ispatlıyorlar?
Bu mantıkla ve mesela CHP eski İl Başkanı Sayın Rabia Akman'ın eliyle sokaklarda '4' işareti yaparak dolaştığını düşünebilirsiniz. Adı Rabia sonuçta. Üstelik soyadı da AK – MAN. Yani Ce Ha Pe zihniyeti, AK Parti'nin seçmenini alıp, bir de il başkanı yapmış öyle mi? Belki de Sayın Akman sırf ismine hürmeten parti değiştirebilir. Allah'tan ümit kesmemek lazım. Görüyor musunuz uluslararası patates lobisini destekleyen Ce Ha Pe'lileri? Bunlardan herşey beklenir doğrusu...
Ayrıca MHP'li Kadir Bıyık'ın pala bıyıklarının olmaması da bir başka oy hırsızlığına işaret olabilir. Ben olsam sırf buradan hareketle Odunpazarı oylarının yeniden sayılmasını isterdim. Gerçi Beyefendi Çifteler'den seçildi, ayrıca Cumhur ittifakının adayıydı. Ama olsun...
Var bu işin içinde bir iş...
Evet! Kesinlikle Odunpazarı oylarını yeniden saymak lazım. Deliller buz gibi ortada...
Hatta Tepebaşı ve Büyükşehir oylarını da saymakta fayda var. Sonuçta Sayın Burhan Sakallı'nın da sinekkaydı traş olduğunu biliyoruz. Demek FETÖ'cü berberler, adamcağızı zorla traş etmişler...
Bunlar var ya bunlar...
Sonuçta camileri ahıra çevirenlerden ne beklenir?
Öyle değil mi ama?
Odunpazarı sanayiciyi destekleyecek
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kazım Kurt’u makamında ziyaret etti. OSGB üyeleri tekrar seçim kazanan Kazım Kurt'u tebrik ederek başarılar diledi.
Seçimleri sıklıkla bir demokrasi şölenine benzetiyoruz. Bu şölenin tadının kaçmaması için politikacıların uslübuna dikkat etmesi, seçim kaybettiklerinde de rakibini tebrik etmesi gerekir. Ancak öyle kamplaştık ki politikayla alakası bile olmayan ve memleketi üreterek ayakta tutan sanayicilerimiz bile, CHP'li bir belediye başkanını ziyaret ederken, iki kere düşünmüşlerdir. Ne diyelim? Memleketimiz böyle bir yere döndü. Sayın Nadir Küpeli ve mesai arkadaşlarını gösterdikleri nezaket ve üstün cesaretten ötürü tebrik ederim. Umarım günün birinde memleketimizde basit bir nezaket ziyareti yapmak, tehlikeli bir iş olmaktan çıkar.
Her neyse...
Ziyaret esnasında, Nadir Küpeli ile Kazım Kurt, Odunpazarı Belediyesi bölgesinde yer alan Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde ortak neler yapılabileceğine dair fikir alışverişinde bulundu. Başkan Kurt “Belediye olarak Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ni yakından takip ediyoruz. Başarılı çalışmalarınızı görüyorum. Seçim bitti, artık çalışma vakti. Her ne sorununuz var ise birlikte çözmek için hazırım, ayrıca ülkemiz için üretmenin çok önemli olduğuna, bu anlamda sanayicilere pozitif gözle bakılması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. Aslında belediyelerin sanayicilerin bütün sorunlarına el atması mümkün değil. Ancak madem ki Ankara'da zaman zaman isabetsiz kararlar veriliyor, "İş başa düştü" diye düşünmekten başka bir çözüm yok. Zira işiniz Ankara'ya düştüyse, Allah'a kaldı demektir. Sayın Kurt'un yetki sınırlarını bile zorlayarak sanayicilerimizin sorunlarına eğileceğinden kuşkum yok. Çünkü o sanayiciler üretmezse, halimiz bundan bile kötü olur...