Dünkü “Yemezler” başlıklı yazımda, Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu Zihinsel Engelli Gündüz Yaşam Merkezi’nden bahsetmiş,
Yılmaz Büyükerşen’in merkezin açılışında yaptığı konuşmadaki görüşlerinden yola çıkarak CHP’nin Eskişehir milletvekilleri hakkında çeşitli değerlendirmeler yapmıştım.
*
Bugün Büyükerşen’in görüşlerini yorumlamaya devam edeceğim.
Bu kez konumuz Eskişehir’de görev yapan bürokratlar.
*
Dilerseniz konuya geçmeden önce, Büyükerşen’in görüşlerini bir kez daha hatırlayalım:
“Bugün Büyükşehir Belediyesi olarak bana göre son derece önemli sosyal hizmet tesisini açıyoruz. Gönül isterdi ki toplumun çok önemli sorunlarından birisi olan engellilerin eğitimi konusunda belediye olarak bizim gösterdiğimiz ilginin bir parçası da bu şehrin üst derece bürokratları tarafından gösterilseydi.
Gönül, Milli Eğitim Müdürünü görmek isterdi burada; çünkü onu geniş ölçüde ilgilendiriyor. Gönül, Sağlık Müdürünü burada görmek isterdi. Gönül, bürokrat olarak bu şehre atanmış ve bizim bu konularda da sorumluluk taşıyan personellerini, yetkililerini, yöneticilerini görmek isterdi; ama maalesef biz yapınca bu hizmetleri, gelen pek olmuyor. Bizim milletvekilleri zaten gelir gelmez Ankara'dadır onların çoğu. Ama öbürlerinden birisi geldiği zaman bakıyorsunuz bürokrattan geçilmiyor, törenin yapıldığı yer alan. Neyse bunu bir sitemim olarak kabul edin.”
*
Büyükerşen’nin burada söylemek istediği çok açık:
“Biz CHP’nin yöneticileri olduğumuz için, gerçekleştirdiğimiz hizmetlerde, devletin bürokratlarının desteğini hiçbir biçimde alamıyoruz.”
Büyükerşen’in sitemine bu noktada katılmamak mümkün değil.
*
Peki, bu çarpık durum neden kaynaklanıyor?
Cevabı çok basit.
Devletin bürokratları, AKP’nin işçisi gibi bir davranış içerisinde.
Bazısı, kendini AKP’nin il ya da ilçe başkanı zannediyor.
Yani, devlet terbiyesiyle, devletin menfaatine dönük iş yapmıyor da, AKP’nin militanı gibi bir tavır sergiliyor.
*
Bu durumu çarpıcı bir örnekle desteklemek gerekirse…
Biliyorsunuz…
Şehri Derya Parkı, Odunpazarı Belediyesi’nin eski Başkanı
AKP’li Burhan Sakallı döneminde açılmış ve kent halkına hizmet vermeye başlamıştı.
Gel zaman git zaman…
Odunpazarı Belediye Başkanı
CHP’li Kazım Kurt oldu.
Bununla birlikte DSİ ve hatta sonrasında Orman ve Su işleri Bakanlığı devreye girerek, CHP’li Odunpazarı Belediyesi’ni Şehri Derya’dan çıkardı.
Bunu yaparken ne halkın kaçacak konforunu düşündü, ne de kamu zararını.
Hemen ardından, Orman ve Su işleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun da katıldığı bir programla söz konusu parkın ismi değiştirilerek tekrar açıldı.
İşte anlattığım bu olayın başkahramanı DSİ müdürü, tam manasıyla AKP’nin güdümlü bir bürokratı olarak çalıştı.
*
Dolayısıyla…
Bütün bunlar yaşanırken, Yılmaz Büyükerşen’in bahsettiği müdürler, bürokratlar ya da çalışanlar, CHP’li bir ismin gerçekleştirdiği projeye destek verir mi?
Tabii ki hayır.
*
Hatırlayın…
Kent Konseyi Başkanı
Nuray Akçasoy, söz konusu çarpık düzenin temel nedenini şöyle açıklamıştı:
Diyalog eksikliği!
Doğru.
Ancak bunu açıklarken, CHP’yi ve CHP’li belediyeleri sıyırmış, tüm sorunu iktidar partisi ya da devletin kurumlarına yüklemişti.
İşte bu ise oldukça yanlış ve tehlikeli.
Kente ve kent halkına zarar veren söz konusu kabul edilemez diyalog eksikliğinin müsebbibi, hem iktidar partisidir hem de yerel yönetimlerdir.
*
Somutlaştırmak adına bir örnek daha vereceğim.
Eskişehir Milletvekili
Nabi Avcı ES TV’de katıldığı programda, Türk Dünyası Kültür Başkenti projelerinin yeterince tanıtılamamasının nedeni olarak Büyükşehir Belediyesi’ni işaret etti ve dedi ki:
“Mesela Büyükşehir Belediyesi bizde olsa şimdi biz bunu çok köpürtürdük. Nasıl şimdi diyelim mevcut yönetim mumya müzesini Eskişehir’in simgesi gibi pazarlıyorsa ona da bir diyeceğim yok yani. Eskişehir’in nesini pazarlıyorsanız pazarlayın da. Ama orada da o var. Bilim Kültür Merkezi yaptık mesela.”
*
Evet…
Nabi Avcı’ya katılmamak mümkün değil.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, dönemin valisi
Kadir Koçdemir’le incir çekirdeğini doldurmayacak, kolaylıkla çözülecek bir anlaşmazlık nedeniyle TDKB Ajansı yönetiminden istifa etti.
Dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi bu önemli projenin hiçbir tarafında olmadı.
Dahası, CHP’li bir belediye olarak, ajans işleyişini denetleyebilme fırsatını tepti.
Dolayısıyla Eskişehir yine kaybetti.
*
İki kıssadan hisse…
- Demagoji, politikanın, halkı yanıltmak için kullanılan en yüzsüz tarafıdır.
- Kişi, kendinden bilir işi.
NOT: Prof. Dr. Nabi Avcı’nın, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’ne “mumya müzesi” demesi, naif ve kibar kişiliğine hiç yakışmadı. Yine de iyi niyetinden şüphe etmiyor, bir anlık sinirle istemeden ağzından çıktığını düşünüyorum.