“Davutoğlu’nun düştüğü durumu herhalde izliyorsunuz…
Bir fiskeyle devrildi, makamından alındı.
Şimdi ortalıkta yalnız başına dolaşıyor…
Önceki gün Meclis’te görünce üzüldüm…
Hem üzüldüm, hem utandım.
Tek başına…
Milletvekilleri yanına gelmiyor. Elini sıkan yok…
Düşenin dostu olmaz.
Bu atasözü, ne yazık ki Türkiye’nin acı bir gerçeğidir…”
Bu kısa yazıyı sayın Emin Çölaşan’ın köşe yazısından aynen aldım…
İlginç değil mi?..
Gerçek bu ne yazık ki…
Düşenin dostu olmuyor…
--//--
Sözcü’de ilginç bir fotoğraf çekti dikkatimi...
“Bir yanda eşiyle birlikte gülen yeni Başbakan Binali Yıldırım.”
“Yanında eşiyle birlikte kaşları çatılmış. Ahmet Davutoğlu…”
Altında da kısa ama anlamlı bir yazı:
“Halef keyifli… Selef gergin.”
Ne günlere kaldık değil mi?..
--//--
Bekir Coşkun güzel demiş:
“Başın dertte Türkiye…
Kanlı ve zor günler önümüzde…
Sünepe, aciz… hatta aptal muhalefetten bir şey beklemeden direneceğiz…
Muhtaç olduğumuz kudret…
Yüreğimizde…”
--//--
“Sayın Cumhurbaşkanım, söz veriyoruz. Sevdan sevdamız, davan davamız, yolun yolumuzdur. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyan bir başbakan olacağım…”
Bu sözler yeni başbakanımız:
“Binali Yıldırım’a ait.”
Gerçi bilmeyen yoktu.
Ama, AKP’nin adının Tayyip Partisi olduğu perçinlenmiş oldu…
İleri demokrasi filan diyoruz ya…
Hepsi havada kaldı…
Hele Anayasa değişikliği bir gerçekleşsin…
Neler olacağını o zaman göreceğiz…
--//--
Ana muhalefet CHP’nin Antalya kampı sona erdi.
Ve görüldü ki:
“CHP’de cadı kazanı kaynamaya başladı.”
Politik yorumcular:
“Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay için her an hodri meydan diyebileceğini yorumluyorlar.”
Tartışmanın konusu:
“Dokunulmazlık.”
Milletvekilleri dokunulmazlık konusunda “evet oyu” kullanılmasını eleştirerek sert çıkıyorlar.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu da yanıt veriyor:
“Parti disiplinine uymayan gider.”
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda konuşan Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“En fazla dosya benim. Bundan mı korkacağım? Korkan adam politika yapmasın. Atabilirlerse içeri atsınlar… Onun için oyuna gelmeyelim. Anayasa Mahkemesi’ne toplu başvuru yapanlar CHP’den istifa etsinler. Gerekirse bireysel başvuru yapılabilir…”
Evet CHP’deki gelişmeler böyle şimdilik…
Yani ana muhalefette:
“Kazanlar fokurdamaya başladı.”
Hele Binali Yıldırım güvenoyunu alıp göreve bir başlasın.
Göreceğiz…
Kimler kaçıp, kimler kovalayacak?..
Kimlere dokunulacak?
Kimlere dokunulmayacak?
CHP’deki kıpırdanmalar nerede noktalanacak?
Günlerin getirdiği
-İktidar partisi AKP’den iki isim—
Başbakan Binali Yıldırım’ın listesinde Eskişehir’den iki isim vardı… Birisi Emine Nur Günay. Bakan olmasa da ‘MKYK’da görev verildi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı için yapılan farklı yorumlar doğru çıktı. Milli Eğitim’den alınıp, Kültür Bakanlığı’na adı yazıldı. Diyeceksiniz ki; “Nabi Avcı Milli Eğitim’den neden alındı? Neden Milli Eğitim’den Kültür’e kaydırıldı?” Nabi Hoca’nın Milli Eğitim’den, kültüre neden kaydırıldığına ilişkin sorulara verilecek çok yanıt var… Ama en iyisi kabine açıklandıktan sonra yapılacak yorumları beklemek… Şimdilik Nabi Avcı’yı kutluyoruz… Emine Nur Günay’a gelince… Bakan olarak adı geçmese de MKYK gibi aktif bir kısımda görev alması önemli elbette… Bir başka önemli durum da Eskişehir’e iktidar partisinin verdiği önem. Bakalım gelecek günler neyi gösterecek? Nabi Avcı ve Emine Nur Günay seçim bölgelerinin sorunlarına nasıl yaklaşımda bulunacaklar?
Bu satırları yazarken bir okurum arayarak “Emine Nur Günay’ın MKYK’ye seçilmesi, Nabi Avcı’nın yeni kabinede bakan olarak kalması elbette Eskişehir adına güzel bir olay. Bu arada Harun Karacan geldi aklıma. AKP’nin çalışmalarını tek başına yürütebilecek mi?” diye sordu… Hemen belirtelim. Harun Bey şimdiye kadar tek başına koşuyordu… Sanırız bundan sonra da tek başına koşmayı sürdürecektir…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...