Politikanın cilvesi

Arif Anbar yazdı

2 Ekim 2017 09:33
A
a
Sütiş Eskişehir
CHP’de delege seçimleri sonra erdi ancak gruplar arasında yaşanan tartışmalar bir türlü bitmiyor.
Biteceğe de hiç benzemiyor…
Gazetemize gelen bir grup CHP’li, Kurtuluş mahallesinde yapılan delege seçimleriyle ilgili görüşlerini bildirmek, bilgi aktarmak istediler.
Biz de, “Hay hay” diyerek kulak verdik…
 
*
 
Partililerin ana gündeminde Selahattin Kurtuluş var…
Anlattıklarına göre Kurtuluş, siyaseten Kadir Poyraz’la yol arkadaşıymış. Daha sonra bu ekibe Nazmi Kurtyılmaz da dahil olmuş.
 
*
 
Kurtuluş, Kazım Kurt daha meclis üyesiyken, Kurt’tan bir akrabasını belediyede işe aldırmasını istemiş. Kurt, Kurtuluş’un istediğini geri çevirince, deyim yerindeyse Kurtuluş’un düşmanlığını kazanmış.
 
*
Bununla birlikte 2014’te Kurtuluş Mahallesi muhtar adayı olan Selahattin Kurtuluş, şu an tabakhanede hala mobilyacılık yapan bir MHP il yöneticisinin dükkanına giderek adaylık afişini asmak istemiş.
MHP il yöneticisiyle konuşan Kurtuluş, “Siz bana destek verin, ben de Emine Edizgil adına çalışayım” diyerek işbirliği teklifinde bulunmuş.
Bunun ardından MHP il yöneticisi, Adliye’nin orada “Bahçeli Kahve” olarak bilinen bir mekanda Edizgil adına toplantı yapacaklarını, Kurtuluş’a kaç CHP’li getirebileceğini sormuş.
Kurtuluş ise 40 kişi getirebileceğini ifade etmiş.
Sonuçta anlaşma sağlanınca MHP, muhtarlık seçimlerinde Kurtuluş’u desteklerken, belediye seçimlerinde Kurtuluş, MHP’nin Odunpazarı Belediye Başkan adayı Emine Edizgil’i desteklemiş.
 
*
Gel zaman git zaman…
Kazım Kurt, Odunpazarı’na belediye başkanı seçilince Selahattin Kurtuluş, Kazım Kurt saflarına yanaşmaya karar vermiş. 
Ardından, daha önceki istediğini bir kez daha deklare etmiş: Yakınlarıma iş!
Bununla birlikte Kurtuluş’un oğlu ve kardeşi işe alınırken, baldızı ise Odunpazarı İlçe Sekreteri yapılmış.
 
*
Partililer, konuya ilişkin CHP İl Yöneticisi Hüseyin Gözütok’la defalarca görüşmüşler, “MHP’ye çalışanlar baş tacı edilirken, CHP için çalışanlar öteleniyor, Bizi bütün partililerin içerisinde Selahattin Kurtuluş’la yüzleştirin” demişler. Ancak Gözütok, her defasında sessiz kalıyor, hiçbir şey yapamıyormuş.
 
 
*
 
Sonuç olarak Kurtuluş’un desteklediği mavi liste kazandı, Kadir Poyraz’ın desteklediği beyaz liste ise kaybetti.
 
*
Partililerin anlattıklarına istinaden iki kelam etmem gerekirse…
Yaşanan bu süreç, maalesef politikanın bir cilvesi. Hiçbir biçimde şaşırmıyorum. Kimse şaşırmamalı. Yanlış olduğunu bilsek de, Türkiye’de politika bu çirkinlikte yapılıyor. Politika yapmak isteyenler, bunun gibi şeyleri göze almalı.
 
*
 
NOT: Bu yazının, “Parti içerisinde kavga edip ayrışan grupların, yaşanan süreci ortaya dökme hastalığına” iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum.
 
 
 
Hiç mi utanmadınız?!
 
Önceki gün Sümer Mahallesinde gerçekleştirilen delege seçimlerinde oldukça enteresan olan, ancak CHP için bir o kadar normalleşmiş bir olay gerçekleşti.

Arif Anbar köşe yazısı

*
 
1927 yılında doğan, 90 yaşında olan ve Sümer Mahallesinde kayıtlı Bedia Kosbatur isimli partili bir ninemizi, il başkanlığına getirerek oy kullandırttılar.
Bunu, Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel’in sosyal medya hesabında paylaştığı bir fotoğrafla birlikte öğrendim ve ardını biraz araştırdım…
 
*
 
Balıklarıyla nam salmış bir CHP’li, illa beyaz liste seçimi alsın diye üye araştırması yaparken listede Kosbatur’a denk geliyor. Yakınlarıyla iletişime geçerek ikna ediyor ve o yaşlı kadıncağızın, oy kullansın diye il başkanlığına getirilmesini sağlıyor.
 
*
 
İl Başkanı Sinan Özkar bu durumu görünce, haliyle sinirleniyor, yapılanın yanlış olduğunu söylüyor ve binadan ayrılıyor.
Akın Sallarel ise Özkar gibi sinirlenmese de, bir hayli şaşırıyor.
 
*
 
Fotoğrafta da göreceğiniz gibi canımız ciğerimiz olan ninemiz, imza atmakta dahi güçlük çekiyor.
Öyle ki, ninemize eşlik eden birisi, kalemi tutarak imza attırmaya çalışıyor.
 
*
Sonuçta mavi liste 76, beyaz liste ise 39 oy alıyor.
Yani maviler, ezici bir farkla seçimin galibi oluyor.
 
*
 
Yahu arkadaş!
Şu duyarlılığı, genel-yerel-cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göstermezsiniz…
İş parti içi mevzi kapma savaşına geldiğinde neredeyse mezardan adam çıkarıp getireceksiniz!
Yazık değil mi o kadıncağıza?
O kadıncağızı kendi kişisel hedeflerinize alet ederken hiç mi utanmadınız?
Hiç mi yüzünüz kızarmadı?
Bu nasıl bir gaflettir?
Vicdanınız mı kurudu sizin?!
Yani 39 oy almazsan ne olacak?
Balıkların pullarımı dökülecek?!
38 alıver ne olmuş yani?
Kaybediver.
Ki kaybettin zaten!
 
*
 
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de üstüne tüy dikiyorlar.
Neymiş efendim?
Ninemize çiçek takdimi yapmışlar.
Niye?
Oy kullandı diye.
Niye?
Beyaz listeye oy verdi diye!
 
*
 
Bir de hatıra fotoğrafı çektirmişler ki evlere şenlik.
Dahası, git bir de o fotoğrafı kamuoyuyla sosyal medya hesabında paylaş.
Olacak şey mi yahu?
Böyle bir şaşkınlık olur mu?
İl başkanın, az önce bu durumun yanlış olduğunu ifade ederek haklı bir tavır ortaya koymuştu.
Bir düşün…
Bir kez olsun bari düşün!..
Olayda senin hatan yok ancak bu vicdansızlığa ortak olma.
Düşün yahu düşün…
Özgür iradenle bir kere düşünmeyi dene!..
 
 
Gidin oraya!
 
Eskişehir’de kurulması planlanan termik santral konusu, şehir kamuoyunca yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
Merak ediyorum…
Ana muhalefet partisi olan CHP, Eskişehir’e gelmek üzere olan bu tehlike ile ilgili ne düşünüyor?
Herhangi stratejik bir plan üzerinde çalışma yapıyor mu?
Ya da plan yapmak akıllarına geldi mi?!
 
*
 
Sakın şöyle bir şey düşünmesinler: “Önce sivil toplum bir başlasın bakalım. Biz de nabza göre konuya gireriz.”
Bakın santralin kurulması planlanan kırsal mahallelerde yaşayan halk, “Bizim önderimiz yok, arkasından gideceğimiz kimsemiz yok, bir dayanağımız olsa eyleme hazırız, biz bu santrali istemiyoruz” diyor.
Buyurun size fırsat.
Eskişehir için bir şey yapmak istiyorsanız, konu hazır: Gidin, kimsesiz olan halkın kimsesi olun, haklarını savunun, onlara sahip çıkın!
 
*
 
Milletvekilleri, belediye başkanları, parti yöneticileri…
Gidin oraya!
 
 
 
Merak ediyoruz hocam…
 
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilciliği ile ortaklaşa düzenlediği eğitim seminerlerinin 86'ncısı Eskişehir'de gerçekleştirildi.
Seminerde, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de konuştu. Büyükerşen konuşmasının bir bölümünde şu cümleleri aktardı: “Etrafınıza bir bakın, şöyle bir düşünün. Kiralık kalemler var, satılık kalemler var, kırık kalemler var, şantajı gazetecilik mesleği ile değiştirenler var, küçük menfaatler karşılığında topluma farklı şeyler söyleyenler var."
Büyükerşen bu ve bunun gibi ifadeleri yıllardır kullanır.
İyi, hoş da…
Artık bu ifadeleri kimler için kullandığını açıklaması gerekmez mi?
Kim bunlar?
Ne yapmışlar?
Bunların sahipleri kim?
Bunlar sahiplerinden ne almışlar?
Kamuoyu oldukça merak ediyor hocam…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
H.hüseyin 2 Ekim 2017 12:01

Selahattin Kurtuluş vakası gibi bir olayda,Gökmeydan MH de var, belediye meclis üyesi Sedat Ayhaner hem oğlunu hemde kardeşini belediyeye işe soktu, eşine de delege sonra da Kazım Kurt'un askeri, sonra sosyal demokrat bunlar, sosyal adeletten bahsederler.Sizin AKP'den ne farkımız kaldı..!!???

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi