Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Temel bir doktorun yanında çalışıyormuş.
Bir gün doktor dermiş ki:
“Yarın ben gelemeyeceğim. Muayenehaneyi kapatmak istemiyorum. Onun için gelen hastalara sen bakıver. Durumu ağır olan varsa, hastaneye gönderirsin. ”
“Tamam” demiş Temel,
“Siz merak etmeyin. Ben idare ederim.”
Doktor ertesi gün akşam Temel’e telefon edip sormuş:
“Ne var ne yok. Önemli bir şey oldu mu?”
Temel anlatmış:
“Bugün üç hasta geldi. İlk gelenin başı ağrıyordu. Asprin verip gönderdim.”
“Çok iyi” demiş doktor,“Sonra?”
Temel devam etmiş:
“İkinci hastanın midesi ekşimişti . Kompensan verdim, iyileşti.”
“Peki üçüncü?”diye sormuş doktor,“Ona ne yaptın?”
Temel anlatmış:
“Oturmuş gazete okuyordum. İçeri hızla giren bir bayan soyundu, kendini muayene masasına atıp bağırmaya başladı.”
“Ne diyordu?”
“Bana yardım edin. On beş yıldır erkek yüzü görmedim.”
“Sen ne yaptın?”
“Ne yapacağım,”diye konuşmuş Temel “Daha iyi görmesi için hastanın gözüne Visine damlattım.”
---//--
Doktor Temel’e ne demiştir bilmiyoruz.
Fıkradan anladığımız Temel’in sağlık ve tedavi yöntemlerini kendine göre uygulaması.
Üstelik her zaman bildiğimiz saf ve iyi niyetli duruşunu ortaya koyması. Birileri bu fıkradan hisse mi çıkarır yoksa kıssa mı kendilerine bırakalım.
--//--
Önceki gün Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda, Aziz Nesin’in edebiyat ve tiyatro dünyasına kazandırdığı ve özünden hiç bir şey kaybetmeyen “Toros Canavarı”nın galasına gittim. Ergun Öğlü’nün yönettiği oyun gerçekten güzeldi. Güzel olan bir başka olay da, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in:“Eskişehir’de tiyatro izlemedik bayan, senfoni izlemedik çocuk kalmayacak. Eskişehir İstanbul’dan sonra en çok tiyatro sahnesi olan il, olacaktır” demesiydi.
Bu konuyu ayrıca yazacağım.
Tiyatroda Yaşar Özel, namı diğer Tüpçü Yaşar ile yan yana oturduk. Bilirsiniz Yaşar Özel, politikanın hep zirvesinde oturur. Bir ara dedi ki:
“Başkan adayları kol geziyor. ”
“Kimler var?”dediğimde konuştu:
“Baksana J. Nur var, Ayhan Kavas var, Canan Abla var, Mansız var, Ertan Koşarsoy var, İbrahim Arslan var, Nihat Çuhadar var. ”
Sordum:
“Sen de varsın galiba?” deyince
“Yokum” diye konuştu .
“Ben Doğançayır’da olacaktım. Şansımız yokmuş. Orası da kapanıyor.”
Devam ettim soruma:
“Erdal Caferoğlu’nu saymadın.”
“O mu?”dedi gülerek,“Keçiören’den aday olsun. ”
Görünen o ki özellikle Odunpazarı için, CHP’de herkes birbirini izliyor. Üstelik adaylık konusunda
İpin kimin elinde olduğu konusunda farklı yorumlar yapılıyor. Bunun için de üç kişi bir araya geldiğinde mekan önemli değil, söz politikaya yöneliyor.
Günlerin getirdiği
-Gül ile Erdoğan’ın anket savaşı—
Güneş Gazetesi’nde gördüm.
İlk anket metropolden gelmiş. Bu araştırmaya göre “Cumhurbaşkanlığı makamında kimi görmek istersiniz?”sorusuna verilen yanıt şöyle çıkmış:
“Abdullah Gül yüzde 51, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 23.”
Ve anketi yayınlayan gazete Taraf’mış.
Çok ilginç. Metropole yanıt gecikmemiş. Bu kez “Genar”adlı şirket girmiş devreye. Genar da aynı şekilde ”Cumhurbaşkanlığı makamında kimi görmek istersiniz?”sorusunu yöneltmiş ankete katılanlara. Verilen yanıt şöyle çıkmış:
“Abdullah Gül yüzde 4,4. , Recep Tayyip Erdoğan yüzde 59, 5”
Bu sonucu yayınlayan gazete ise Sabah Gazetesi’ymiş
Ne dersiniz? Anketler savaşının yanında iktidara yakın gazeteler arasında da savaş gerçekten başladı mı? -
--DSİ Kanalı kokuyor--
Devlet Su İşleri’nin Çamlıca bölgesinden geçen kanallarının suyu kesilmiş. Kesilmesi iyi olmuş da kanalın tabanı temizlenmediği için müthiş koku yapıyormuş. Vatandaşlar bu sorunu birkaç kez ilgili yerlere aktardıkları halde kimseden ses çıkmamış. DSİ kanalının özellikle Çamlıca kısmının çok koku yaydığını belirten Tepebaşı CHP Belediye Meclis üyesi Abdullah Sargın “Kanalın suyu kesildi. Kanalın dibi temizlenmediği için pislik kaldı. Böyle olunca da koku rahatsızlık veriyor. Çevrede oturanlar rahatsız oluyorlar. DSİ kanalına yakın evlerde pencere açamayan konutlar var”diyor.
Sayın Abdullah Sargın’ın yakındığı bir başka konu da Elmalık girişindeki yaya ve taşıt köprüleri. Sargın Elmalık girişindeki yaya ve taşıt köprüleri ile kimsenin ilgilenmediğini vurgulayak “Gözler önündeki bu durum bir kaza olunca mı görülecek? Ne yayalar, ne taşıtlar bu köprüleri kullanamıyorlarsa kabahat kimindir?” diye soruyor. Aktarıyoruz bu durumu yetkililere. Kanal ve köprülerin durumuyla bir ilgilensinler.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...