Yaşamın İçinden
Politika dışı
Emeksizlerin Talat vardı.
Rahmetli oldu.
Yakışıklıydı.
Gece hayatı dahil yeme içmeyi sever, sohbeti dinlenirdi.
Talat Bey kendisi gezip tozarken hanımına haksızlık ettiğini düşünüp bir gün demiş ki;
“Yahu hanım hazırlan seninle Ankara’ya doğru gezmeye gidelim.”
Hanımı sevinmiş.
Hazırlanmış.
Ertesi gün lüks Mercedes’e karı koca kurulmuşlar.
Talat Bey hanımına Ankara’yı gezdirmiş, yedirip içirmiş.
Ve demiş ki:
“Vakit geç oldu. Bu gece burada yatalım.”
Dönem sıkıyönetim dönemi…
Üstelik sokağa çıkma yasağı da var.
Bir otele varmışlar.
Resepsiyon görevlisi sormuş:
“Evlenme cüzdanı var mı?”
Talat Bey’de şafak atmış.
Çünkü evlenme cüzdanı isteneceği hiç aklına gelmemiş.
“Vallahi bu kadın benim eşim” filan dediyse de inandıramayınca, memurun kolundan tutup içinde eşi oturan Mercedes’in yanına götürüp şöyle demiş:
“Kardeşim bir bana bak. Bir şu arabaya bak. Bir de arabada oturan kadına bak. Ulan ben yanlış yapacak olsam bu kadını mı getirirdim?”
---//--
Bilemiyorum.
Resepsiyon memuru inanıp, Talat ile eşini otele kabul etmiş midir?
Son günlerde, Bursa’da Eskişehir plakalı lüks otoların bollaştığından söz edenler var.
“Değiş tokuş”dedi bir arkadaş,
“Bursalılar ve Kütahyalılar Eskişehir’e, Eskişehirliler Bursa’ya…”
Afyon’a üç günlüğüne gittiğimde arkadaşlar anlattı.
Şimdi de, Eskişehir- Afyon seferleri başlamış.
Üstelik sorgu sual da yokmuş.
Gazlıgöl dahil, çevre yolu üzerinde termal turizm almış başını gidiyormuş.
Gazlıgöl’de bir tanıdığa konuk olduk.
İnsanlar evlerini pansiyona çevirmişler.
Günlüğü 70-80 lira.
Emekli öğretmen arkadaş dedi ki:
“Anladık ama geç anladık. Bu işin kaymağını parası olanlar yiyor.”
Haklısın dedim emekli öğretmene:
“Siz uyanmışsınız Eskişehir daha uykuda. Yıllardır termal türküsü söylüyoruz. Amaaaa…
‘Sıcak su kaynağı’ Eskişehir’de birkaç hamam götürüyor işi.”
Günlerin getirdiği
Havaalanımız vardı yok artık
AKP milletvekilleri nöbet işini bıraktılar galiba. Şimdi gündemde “halk günleri” varmış. Güzel bir buluş aslında. Vekiller halkla buluşacak, sorunlar dinlenecek. Vatandaşlar sorunlarına çözüm arayacaklar. Her neyse, önceki gün AKP Milletvekili Salih Koca Çamlıca’ya gitmiş. Vatandaş ne sormuş belli değil. Sayın Koca başlayan tramvay çalışmalarını ele alıp, çalışmaların vatandaşı bıktırdığını söylemiş. Ardından da işlerin gecikmesinden “Biz sorumlu değiliz” filan demiş. Nedense, aynı Koca, yaklaşık 6 yıl önce başlayan demiryolunun yer altına alınma çalışmalarının halka çektirdiği çileyi görmezden gelmiş. Örneğin Muttalıp Caddesi’nde trafiğin durumunu, hemzemin geçitlerdeki yığılmayı anlatmamış. Bu durum için de sorumlunun kim olduğunu söylese daha güzel olmaz mıydı?
Sahi diyorum, Eskişehir’i sarsan bir Cömert olayı vardı Salih Koca bu konuyu hiç konuşmadı. Duymadı mı acaba?
Gazeteler yazdı. Büyük umutlarla onayı beklenen Kızılinler projesi yatmış. Bu konuda da vekilimiz bir şeyler diyebilirdi değil mi? Hani 15 bin kişilik eşi benzeri olmayan termal tesisler yapılacaktı?
Gelelim uçak olayına. Zarar ediyor diye Eskişehir-İstanbul uçak seferleri iptal edildi. Yalnız Salih Koca’nın değil, diğer beş vekilimizin de bu konudan haberi var. Arada bir Belçika ve Hollanda’dan gurbetçilerimiz gelip gidiyorlardı. Duyduk ki, Ulaştırma Bakanlığı bunu da kaldırmış. Başbakan Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katıldığı Kütahya, Altıntaş’a yapılan Zafer Havaalanı’nın açılışında açıklanmış. Hem yurtiçi, hem yurtdışı uçuşlar artık Eskişehir’den değil, Altıntaş’tan yapılacakmış. Şahsen bekledim. Tramvay hattı çalışmalarını eleştiren Sayın Salih Koca bu konuyu da konuşsa ve deseydi ki “Bu olaya biz de üzüldük.” Demedi nedense. Demediği gibi, ucundan kıyısından değinmedi bile. Şimdi Eskişehir’den uçakla yolculuk yapacaklar, ya da Belçika ve Hollanda’dan Eskişehir’e gelecek ve gidecekler 120 km’lik Altıntaş yoluna talim edecekler. Diyeceksiniz ki, uluslararası dediğimiz Eskişehir havaalanı ne olacak? Kim bilir deplasman takımları gelip giderler. Ya da, siyasi parti liderleri mitingler için özel uçakla gelirlerse yolları kısalır…
ÇGD’de satılık kalem olmaz
Son günlerde, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in bir konuşmasında belirttiği “Satılık kalemler” yorumu üzerine farklı görüşler ileri sürenler var. Ve çok ilginç, bu görüş sahipleri ısrarla Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin bu konuda neden bir açıklama yapmadığını sorgulamaya çalışıyorlar. Hatta daha da ileri gidip “ÇGD neden susuyor?”şeklinde ardında tahrik kokan çıkışlar yapıyorlar. Şunu belirtelim. Basın emekçileri konusunda her zaman duyarlı olan ÇGD bu konuda da gerekli değerlendirmeyi yapmıştır. Bu değerlendirme sonucunda, ÇGD’nin, üyeleri arasında “satılık kalem” yorumunu üzerine alacak tek bir kişinin bile olmadığı görüşüne varılmıştır. Onun için de yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız Can Hacıoğlu, Sedat Aydoğdu, Şenay Yıldırım ve Nazan Koşarer ile yaptığımız değerlendirmede bu konuda bir açıklama yapmaya gerek olmadığına karar verdik. Çünkü tarihinde ÇGD satılık kalemlere hep karşı olmuştur. Satılık olan kalemler ÇGD çatısı altında barınamamıştır.
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)