TOKİ’nin Sazova’ya yaptığı yeni stadyumun çatısını tutan çelik aksamda ciddi bir sorun ortaya çıktı, bununla beraber stadyum kullanılamaz hale geldi.
Konuya ilişkin çokça yazıldı-çizildi, bazı kamu kurumları ile odalardan açıklamalar geldi, o nedenle stadyumun şu anki durumu üzerine kalem oynatmaya lüzum bulmuyorum.
*
Ben asıl, stadyumun nereye inşa edilmesi gerektiğine ilişkin yapılan uzun süreli tartışmaları hatırlatmak ve bugünlere nasıl geldiğimizi gözler önüne sermek istiyorum.
*
O halde, başlayalım…
*
Büyükerşen dönemin TFF Başkanı Murat Özgener ve yine dönemin Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal’a ‘Spor Köyü’ projesini anlatıyor
- Projesi, TOKİ tarafından 2010 yılında başlatılan yeni stadyumun temeli, 2013 yılında dönemin Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katılımıyla atılmıştı.
- 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na (Euro 2016) Türkiye de adaydı ve ülkemiz, finale kalan ülkeler arasındaydı.
- Hatta dönemin Başbakanı, bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, EURO 2016 için hazırlıklara başlamış ve sekiz ilde stadyum yapılması için harekete geçmişti.
- Bu noktada Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de devreye girdi ve ‘1 bölü 25 binlik’ imar planı içerisine bir ‘spor alanı’ ekledi. Söz konusu alan Muttalip yolu üzerinde, Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin hemen oradaydı.
- Tabii bu arada, dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener stat yapılacak şehirlerde incelemelerde bulunuyordu. Bu kapsamda Eskişehir’e de geldi ve Yılmaz Büyükerşen’le görüştü. Başkan Özgener’in, Eskişehir’in bir tek stadyum eksiği kaldığını söylemesi üzerine Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylanan ‘1 bölü 25 binlik’ planlarda Muttalip yolundaki çok büyük bir alanın her türlü spor tesislerine sahip ideal bir spor köyü olarak hazırlandığını belirterek, aynen şunları söylemişti: “Spor Köyü’nde 30-35 bin kişilik bir stadyum başta olmak üzere, kapalı spor salonları, olimpik yüzme havuzları ile bütün spor branşlarının ihtiyaçlarına cevap verecek tesisler yer alıyor. Bu büyük projede ulaşım, otopark ve diğer tüm donatılar ile kentin en az 50 yıl sonraki nüfus artışı da dikkate alındı. Japonya, Çin ve Güney Kore’deki emsal tesisleri örnek aldık. Türkiye’de hepimiz büyük düşünmek zorundayız. Bu projenin herkesin desteğiyle etap etap yaşama geçirileceğini umuyorum.” Ve TFF Başkanı Özgener, Büyükerşen’in EURO 2016’yı da göz önünde bulundurarak hazırladığı söz konusu projenin yerinde olduğunu söyleyerek ve oldukça beğenerek şehrimizden ayrıldı.
- Ancak EURO 2016’nın, Fransa’da düzenlenmesi kararlaştırıldı. Bununla beraber sekiz şehre yapılacak stadyumların heyecanı kaçsa da, hükümet, sonraki şampiyonaları göz önünde bulundurarak yavaş da olsa projeleri tamamladı.
- Bu sırada Eskişehir kamuoyundan ciddi bir baskı yükseldi: Atatürk Stadını güçlendirmek yerine, Konya’ya, Antalya’ya yapılan statlar gibi Eskişehir’e de yeni stat yapılsın!
- İşte tam bu sırada, yeni stadyumun nereye yapılacağına ilişkin tartışmalar tekrar alevlendi!
- AK Partililer, stadyumun Sazova’da olması için diretti. Yılmaz Büyükerşen ise Muttalip’te olması yönünde ısrarını sürdürdü. Ancak Eskişehir kamuoyu, yeni stadyumun, yıkılacak olan Atatürk Stadının alanına yapılmasını istiyordu.
- Tartışmalar devam ederken TOKİ çıktı ortaya, “Atatürk Stadının yerini alacağım, karşılığında Sazova’ya yeni stadyum yapacağım” dedi. Dahası, yıkılan Atatürk Stadının yerine ise AVM gibi büyük beton blokların dikileceği gündeme geldi. Tabii Eskişehirliler, buna direndi, eski stadın alanının yeşil alan olarak kalması gerektiğini savundu.
- Sonuçta AK Partililerin dediği oldu ve yeni stadyumun Sazova’ya yapılmasına karar verildi.
- Peki, para nereden bulundu? Anadolu Üniversitesinin, ‘Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği’ bütçesine 300 milyon TL aktardığı iddia edildi. İşte, aktarıldığı iddia edilen 300 milyon TL’nin 140 milyon TL’siyle, stadyumun yapıldığı öne sürüldü.
- Bu sırada AK Partililer ve önde gelen bürokratlar “eski stadın yerini meydan yapacağız, yeşil alan yapacağız” deyince, Eskişehirliler rahatladı ve rehavete kapıldı. İşte bu rahatlamayla beraber, söz konusu yeni stadyumun Sazova’ya yapılması daha da kolaylaştı.
- Tüm bunlar yaşanırken Yılmaz Büyükerşen isyan ediyor, yeni stadyumun yerinin yanlış olduğunu savunuyor ve ulaşım konusunda ciddi sorunlar yaşanacağını söylüyordu.
- Ancak iktidar partisi karar vermişti bir kere; Büyükerşen ve kamuoyuna kulağını tamamıyla kapatmıştı. Ve yeni stadyumun yapımının bitmesine yakın Büyükşehir Belediyesine dediler ki: “Yolları yapın!” Talimata benzeyen bu istekle beraber, Eskişehir’in nur topu gibi bir tartışma konusu daha oldu; yol tartışması…
- Neyse, uzatmayayım… Söz konusu yeni stadyum, 2015’te bitirilmesi gerekirken geç kalındı ve kamuoyunun yoğun baskısına rağmen 2016’da bitirilebildi. Bir de Eskişehirliler baskı yapmasaydı ne zaman biteceğini siz düşünün artık.
- Tabii bu anlamda apar topar yapılan, eksiklikleriyle beraber açılan bir stadyumumuz oldu.
- Öyle ki, bir milli maç öncesi zorunlu olan ikinci jeneratörün stadyumda bulunmaması nedeniyle Vali ile dönemin spor il müdürü arasında geçenleri hatırlayalım.
- Dahası, 2020 yılına geldik, yeni stadyumun çevre düzenlemesi dahi hala yapılamadı!
- Ayrıca şu an, stadyumun altındaki dev otoparkın su aldığı, bu yüzden stadyumun zarar gördüğü ve zaman zaman suyun boşaltıldığı iddia ediliyor.
*
AK Partililerin baskısıyla iptal edilen ‘1 bölü 25 binlik’ imar planı içerisinde yer alan Spor Köyü
Bu noktada bir parantez açmak istiyorum.
Yukarıda okuduklarınızın bir kısmında “2009-2014 yılları arasında yapılan ‘1 bölü 25 binlik’ imar planında Muttalip’te spor köyü vardı, TFF Başkanı bile hayran kalmıştı” demiştim ya…
Hah, o planın akıbetinin ne olduğunu bilenlere hatırlatayım, bilmeyenleri de haberdar edeyim.
AK Partililer, söz konusu ‘1 bölü 25 binlik’ planı “istemezük” dediler.
Özellikle Muttalip bölgesindeki insanları, deyim yerindeyse ‘gaza getirdiler’ ve plana itiraz ettirdiler. Konu mahkemeye taşındı. Daha sonra işin içinden çıkılamayacağı görülünce CHP meclis grubu, ‘planın bütünlüğünün bozulduğu gerekçesiyle’ Büyükşehir Belediye Meclis kararıyla planı olduğu gibi iptal etti!
Bu iptalin ardından, Yılmaz Büyükerşen bir kez daha tüm paydaşlardan görüş alarak ‘1 bölü 25 binlik’ imar planı yaptırdı ve bu plan, nihayet, 2014-2019 döneminde meclis tarafından kabul edildi; ama söz konusu plan içerisinde maalesef ‘spor köyü’ yer almadı.
Yani özetle, AK Partililer, bırakın Muttalip’e stat yapılmasını, söz konusu alana spor köyü yapılmasını dahi engellediler!
*
Yeni stadyumun mevcut yerine yapılması isteniyordu. Ancak bazı çevreler yoğunluğun fazla olduğunu, alanın ise yetmeyeceğini iddia etmişti. Fotoğrafta gördüğünüz üzere Göztepe’nin yeni stadyumunun yer aldığı alanın yoğunluğu oldukça fazla, ayrıca Eski Atatürk Stadının alanından neredeyse yarı yarıya küçük
Ve o günlerden, geldik bu günlere…
Bir inat uğruna, politika uğruna, rant uğruna Eskişehirlileri ve Büyükerşen’i dinlemediler, milletin 140 milyonunu harcayarak olmadık yere stadyumu diktiler.
Şu an kullanılamaz vaziyette, ne zaman tamir edilip açılacağı meçhul.
Ciddi bir ulaşım problemi var ve çözülemiyor.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, otoparkı su alıyor.
Eskişehirspor şehrimizde maç oynayamıyor ve ciddi mağduriyet yaşıyor.
Beri yandan, stadyumun kapanmasıyla beraber Spor İl Müdürlüğüne kayıtlı çeşitli spor dallarında çalışma yapan gençler de açıkta kaldı, onlar da mağdur oluyor.
*
Eskişehir yeni stadyumunun fecaat hali
Bütün bu anlattıklarımla beraber soruyorum:
- Stadyumun kesin kabulü yapıldı mı?
- Stadyumun kesin kabulü yapıldıysa ve tüm çalışmalar tamamlandıysa, şantiye binası hala neden kaldırılmadı?
- Projenin müşavir firmasının Metroplan, yüklenici firmasının ise Arsel-MD İnşaat ortaklığı olduğu öne sürülüyor. Bu doğru mu? Doğruysa, söz konusu firmalar başka şehirlerde stadyum yaptı mı?
- Stadyumun çatı modelinden dolayı, sadece hasar gören yerin değil de bütün bir çatının sökülüp tamiratının yapılması gerektiği doğru mu? Ve böyle bir tamiratın bütçesinin 60 milyon TL. olduğu iddiası gerçek mi?
- Çatıyı tutan direklerin bağlantılarının yapıldığı cıvata ve somunların çinko kaplamasız yapıldığı konuşuluyor. Görülen küflenmenin bu nedenle olduğu ve bağlantıların dayanıklılığının ömrünün kısaldığı ifade ediliyor. Bu konuşulanlar doğru mu?