Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın ilk başkanlık döneminde yapılacağını duyurduğu ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’ öncesinde şehirde şöyle bir düşünce söz konusu idi.
“Toprağım sempozyumu da olurmuş. Ahmet bey sende yapacak başka bir sempozyum mu bulamadın? Bırak çamuru, kap kaçağı. Buna ayıracağın zamanı ilçe insanlarına daha iyi hizmet vermek için ayır”
Yukarıdaki yazdıklarımı birileri günlerce konuştu. Kimileri bu sözlere katılırken kimileri ise Ahmet Başkan’a destek verdi.
İyi ki de yapılması düşünülmüş ve iyi ki de gerçekleştirildi.
Nasıl yapılacağını, neler yaşanacağını bilmeden eleştiren ilk sempozyumu, sempozyumun yapıldığı alana gelerek önce kıyıdan köşeden izlediler. Bunları nereden biliyorsun diye haklı olarak soracaksınız.
Bizzat tanık oldum. Yapılmaz diyenler, yapılmasına karşı çıkanların bazılarını sempozyum alanında gördüğümde utançlarından apar topar uzaklaştılar. Kalan birkaç kişi ise, meraklarını gidermek için geldiklerini söylediler.
Dün karşı olanların, ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun şehre getirisini görmüş olacaklar ki bugün sesleri çıkmıyor. Hatta dün karşı oldukları açık açık söyleyenler, son iki yıldan beri yapılan sempozyumun başından sonuna kadar takipçisi olduklarını gördüğümde, ‘demek ki artık şehir halkı bu sempozyumu benimsemiş. Hatta şehrimizin tanıtımı açısından da önemli bir etkinlik olduğunu kabul etmişler’ dedim kendi kendime.
BELEDİYE BAŞKANI KİM OLURSA OLSUN
BU SEMPOZYUM DEVAM ETTİRİLMELİ
Bu yıl altıncısı düzenlendi sempozyumun. 14 gün boyunca bu şehirde bu sempozyum konuşuldu. Geçmişte birçok Eskişehirli, çoluk-çocuk bugün artık görme imkanımızın olmadığı tuğla ocaklarında çalışırlar, yuvalarının geçimi buradan aldıkları paralardan sağlarlardı.
Önümüzdeki yıl seçim var. Belediye Başkanı tekrar Ahmet Ataç olur veya bir başka isim. Belediye Başkanı kim olursa olsun, kent belleğinin, kent kimliğinin yaşatılması adına ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’ her yıl tekrarlanmalı.
Sempozyumun yapıldığı alanı 8 veya 9’uncu günü gezmeye gittiğimde ilköğretimden üniversite öğrencilerine kadar birçok öğrenciyi orada görünce mutlu oldum. “Demek ki sempozyum 7’den 70’e kadar herkesin ilgisini çekmeye başlamış, Eskişehirliler kabullenmiş” dedim.
Bugün birilerinin sahip çıktığı kadar onlarda sahip çıkabilir ise bu sempozyum daha da büyüyerek yıllarca sürer.
Bu önemli etkinlikte emeği geçen başta Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç olmak üzere herkese ve tabii ki sponsorlara da teşekkür etmeliyiz bir Eskişehirli olarak.
Sanayi Odası’nda siyaset olmaz
2013 yılının Mart ayında Sanayi Odası seçimleri yapılacak. Savaş Özaydemir’in yeniden aday olup olmayacağı konusunda şu an belirsizlik olduğu için bugüne kadar Nebi Hatipoğlu’nun dışında adaylığını açıklayan olmadı. Kamuoyunda bazı isimler dolaşıyor. Resmi bir açıklama yapan sadece Nebi Hatipoğlu.
Nebi Hatipoğlu, geçtiğimiz Cuma günü, basın sohbetlerinin ikincisini düzenledi. Bu toplantıda kendisine sorular yönelttik. Sorulara cevap verirken söylediği bir sözü dikkatimi çekti. Yazımın başlığını da o sözü attım.
‘Sanayi Odası’nda siyaset yapılmaz’
Ben yıllarca Sanayi Odası’na gidip geldim. Savaş Özaydemir ile yıllarca odada sohbetler ve söyleşiler yaptım. Hiçbir zaman siyaset yaptığını görmedim. Eğer kastettiği kişi Savaş Bey ise. Kendisinin siyasi görüşünü bilmem. Bugüne kadar da sorma ihtiyacı duymadım
Hatipoğlu sanki Savaş Özaydemir veya Sanayi Odası yönetime karşı olanların adayı gibi görüldü hep. Bunu da sorduk kendisine.
“Sanayi Odası seçimleri ne zaman yapılırsa yapılsın. Ben adayım. Yola çıkmışım, bu yoldan dönmem. Muhalefetin adayı gibi algılanmasın. Muhalefetin adayı değilim” diye cevap verdi. Her ne kadar böyle dese de yine de görüntü Yalçın Ulupınar ile Savaş Özaydemir’e karşı olan gurupların adayı gibi görünüyor. Bu görüntüyü nasıl değişmeli. Bunu da değiştirecek olan kendisi Nebi Hatipoğlu’nun.
Nebi Hatipoğlu’nun şu sözüne de katılıyorum.
‘Seçim zamanı aday olanlar bir birine rakip olarak görülmemeli.’ Doğru bu bir bayrak veya hizmet yarışı olarak görülmeli. Sonuçta delege bu bayrağı kimin daha yukarıya taşıyacağına, kimin daha iyi hizmet vereceğine inanırsa oyunu o adaya verecektir. O nedenle adaylar bir birlerini rakip değil, bayrak yarışı yapan bir atlet gibi görmeli. Kimin nefesi yeterse ipi o göğüsleyecektir.
FIKRA:
Hayrını görme
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorken yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan gişe elemanı soruyor:
-’Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?
Yaşlı kadın cevap veriyor:
-’Bu paranın hayrını görme inşallah yazalım.’