Murat Ağırel’in “parsel parsel” kitabı yayınlandıktan kısa süre sonra büyük ilgi gördü.
Kitabın bir bölümünde şu ifadelere yer veriliyor.
-Yıllar önce belediyenin bol akçeli makamlarını FETÖ’cülere teslim etti. Yıllarca Satın Alma Daire Başkanlığı, ASKİ Genel Müdürlüğü, daha sonra Ankara Büyükşehir Belediye Sekterliği koltuğunda bugün FETÖ firarisi olan Kamil Kılıç oturuyordu. Yine FETÖ firarisi olan Hasan Uçar ise Hesap İşleri Daire Başkanlığı, daha sonra ise
Mali Hizmetler Daire Başkanlığı görevindeydi. Üstelik AKP’nin uydurma miladı 17-25 Aralık’tan sonra da görevlerine devam etmişlerdi. Bu isimler başkentin FETÖ’nün şirketlerine parsel parsel satılmasında köprü görevi görmüştü.
FETÖ’ye ait şirketlere verilen arazilerin imar planları da değiştirilip örgütün kasası milyarlarca lira ile doldurulmuştu.
…/…
Hemşehrimiz, Rıdvan Aras, uzun yıllar Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde müfettiş olarak görev yaptı. Karayalçın döneminde de Melih Gökçek döneminde de sürülü.
Baskılara maruz kaldı. Karayalçın döneminde müfettişlikten alınıp “satın alma memuru yapıldı”
İtiraz etti, yargıya gitti!
Yargı süreci devam ederken bu kez Gökçek döneminde “
memuriyetinin son bulması için” dava açıldı…
Gerekçeleri hep aynı!
Ört-bas yapmıyordu!
Kitapta geçen Kamil Kılıç’ın bir süre yanında çalışmak zorunda kaldı…
Rıdvan Aras hocamız, Ağırel’in kitabının ilgili bölümünün ardından şu görüşlerini sosyal medya hesabından paylaştı:
-Tapu ve Kadastro da arşiv memuru iken Gökçek'in seçim kazanması
ile Satın Alma Müdürü olan, "cevheri keşfedildikten sonra" basamakları bir bir çıkarak, önce Satın Alma Daire Başkanı, sonra Genel Sekreter ve ASKİ Genel Müdürü olan üstün yetenek Kamil Kılıç'ı hatırladım.
Hiç sevemedim kendisini. Duygularımız karşılıklıydı. Oğuz Aral'ın Gırgır'da yayınlanan Utanmaz Adam karakterinin
kankası Korna Kamil'i aklıma getirirdi hep. Hatta, ASKİ Genel Müdürü olanca artık Kurna Kamil olmuştu.
Ne olduğu o zaman bilinmiyor muydu? Fısıltı gazetesi de olsa biliniyordu. Belediyede çevresi çok yoktu
ama yakın arkadaşlarından çok da böyük adam çıktı!
YERİ ZOR DOLDURULUR!
Rasim Öztekin’i yitirdik…
Usta bir tiyatro oyuncusu, iyi bir insan! Türk tiyatrosu, sineması onun bıraktığı boşluğu kolay kolay dolduramayacak…
Son 20 yılda yer aldığı filmleri şöyle gözümün önüne getiriyorum. Başrol değildi! Ama o filmin büyük oyuncusuydu. Yeri kolay kolay doldurulamaz.
Orhan
Kemal’in 72. Koğuş filmi ilk rol aldığı filmlerden biriydi. Başrolde Kadir İnanır vardı.
Şener Şen, Müjde Ar ile birlikte
arabesk filminde hasta rolündeydi.
Cem Yılmaz’ın GORA filminde
Bob Marley Faruk’tu…
Ferhan
Şensoy’un Pardon’un da Muzafer’di…
Şener Şen, Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte rol aldığı Kabadayı filminde
Sürmeli’ydi…
Ahmet Kural, Murat Cemcir ile birlikte rol aldığı Düğün Dernek’te İsmail, Çalgı Çengi de
Bünyamin rolündeydi…
Mandıra Filozofu’nda Cavit!
Ve Diziler 1990’lı yıllarda TRT’de yayınlanan “
Var sayalım İsmaili” kim unutabilir!
Seksenler’in Fehmi babası bir dönemi en iyi anlatan karakter değil miydi?
Böyle üreten, güldüren, düşündüren ve ağlatan sanatçılarımız ne yazık ki çok az kaldı.
Mekanı cennet olsun!
DURUM BUNDAN DAHA GÜZEL ÖZETLENEMEZ!
CHP İl Başkanı Recep Taşel, yöneticilerle birlikte ilçe ilçe dolaşıyoruz. Son olarak Mihalıççık ilçesine gitmiş, pazara uğramış! Esnafla görüşmüş!
Vatandaşla konuşmuş ve gözlemlerini sosyal medya hesabından şu cümlelerle özetlemiş…
Üretici: Zararına satıyoruz
Esnaf: Stoklarımız eriyor, kazanç yok.
Pazarcı: Hal fiyatları yüksek, satışlarımız kg bazında azalıyor.
Tüketici: Fiyatlar çok yüksek, gelirimiz giderimizi karşılamıyor.
…/…
Memleketin durumu budur!
EĞİTİM BENİ MAHVETTİ!
Nietzsche, üniversitelerin insanlığı öldürüp onları kuru bir akademik askere dönüştürdüğüne inanıyordu. Mark Twain ise şöyle diyordu:
-
Ben zeki doğmuştum. Eğitim beni mahvetti!
Günümüzde üniversitelere bir göz atın! Sanırım bundan daha güzel anlatılamaz!
GÜNÜN SÖZÜ!
İnsan kendini değiştirerek mutlu olur, çevresini değiştirerek değil.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ