Eskişehir Barosu "Kadınlar önlem istiyor!" Kadına yönelik şiddete karşı dayanışma çağrısı Eskişehirspor için şampiyonluğun anahtarı bu adıml… Kış Soğuklarında Dudak Çatlamalarına İyi Gelecek 1… U18 Ligi’nde Sağlıkspor ve Şekerspor karşılaşması … Eskişehir Basket Çağdaş Kolejiler, Samsun’a karşı … Eskişehirspor U19, Bursaspor’a karşı tarihi yenilg… Mihalıççık Belediyespor, Beykoz maçında puan alama… Alpagut Sümerspor, Çukurhisarspor’a mağlup oldu Hentbol 2. Lig C Grubu’nda Büyükşehir farkı açtı: … AK Parti Eskişehir’de 12 ilçenin kongreleri tamaml… Eskişehir'de sokak hayvanları her yerde bizimle Eskişehir'deki süs havuzu temizlenerek estetik hal… Sakarya'da Kar Yağışı Sonrası Belediye Ekipleri 20… Sapanca’da Filistin’e Destek Yürüyüşü Yapıldı Karapürçek’te Pompalı Tüfekle Saldırı: Evde Korku …

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

25.11.2024 - Pazartesi

Sadi Seda

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

PARASI OLAN SERVİSLE OLMAYAN YAYA!

PARASI OLAN SERVİSLE OLMAYAN YAYA!   4+4+4 kesintisiz yeni eğitim sistemini sonuna kadar savunuyorum. Bugün bu

14 Ağustos 2012 00:00

4+4+4 kesintisiz yeni eğitim sistemini sonuna kadar savunuyorum. Bugün bu sistemi eleştirenlere sesleniyorum. 8 yıllık ilköğretim sistemine geçildiğinde de bağırıyordunuz. O günlerde söyledikleriniz gazetelerin arşivlerinde. O gün şiddetle karşı çıktığınız 8 yıllık ilköğretim sistemini bugün savunuyorsunuz ya yuh size diyorum. İşte iki yüzlülük buna denir.

Dün 6-7 yaşındaki çocuk ile 12-13 yaşındaki çocuğun aynı tuvaleti kullanacağından yaşanacak olumsuzluklardan yakınıyordunuz. Dün, 6-7 yaşındaki çocuk ile 12-13 yaşındaki ergen çocuğun aynı tuvaleti kullanmalarındaki sakıncaları anlatıyordunuz, bugün ise savunuyorsunuz.

Doğrusu sizi anlamakta güçlük çekiyorum.

Neyse esas konum bu değil.

Sayın Valim.

1 Eylül’de ilkokul birinci sınıflar eğitim-öğretime başlayacak. Veliler şaşkın, çaresiz. Kara kara düşünmeye başladılar. Belki de zorunlu olsa da çocuklarını okula gönderemeyecekler.

Konuyu Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdoğan Ayata’ya da anlattım.

Yenikent Mahallesi ile Ihlamur Kent arasında kalan Şoför Evlerinde oturan çocuklar eski adı Yenikent İlköğretim yeni adıyla Yunus Baykal İlköğretim okuluna gidiyorlardı.

6 YAŞINDAKİ ÇOCUK 3 KİLOMETRE YÜRÜMEK ZORUNDA

Bu okul Ortaokula dönüştürülünce şimdi nerede ise 2,5 kilometre uzaklıkta olan Vali Münir Raif Güney İlkokuluna gidecekler.

Oysa Yenikent'in tam ortasında kalan Şoför evlerine de yakın Yunus Baykal İlköğretim Okulunun, ilkokul olması mantıklı olurdu. Şoför Evlerinde oturan da, Yenikent’in en sonlarında oturan öğrenciler de isterlerse yürüyebilecekleri mesafede.

Ama Vali Münir Raif Güney İlkokuluna artık yürüyerek gitmeleri mümkün değil. İster istemez servisle gitmek zorundalar. Birde okul tam gün eğitim verecek. Öğrenci 4 defa evine gidip gelmek zorunda. Aylık servis ücreti 100 Türk Lirası. Bu parayı verecek veli parmakla gösterilecek sayıda.

Peki ya diğerleri?

Onların parası yoksa 2,5 kilometrelik okula yürüyerek mi gitsinler. Ya da Vadişehir ve Ihlamurket’den gelen içi tıka basa dolu otobüslere binecekler, eğer binebilirlerse. Bindiklerini var sayalım. Bu kez de otobüs içerisinde ezilme tehlikesi yaşayacak mini mini minikler.

Sayın Valim, okullar henüz açılmamışken bu sorunun çözümü konusunda yardımcı olun. Yarın okullar açıldığında servis parası veremeyen veliler başınızı çok sık ağrıtabilirler.

Benim aklıma gelen sabahtan ortaokul, öğleden sonra ilkokul olarak hizmet verebilir Yunus Baykal Okulu.

Ömür kumaş gibi değil ki

Ünlü bir dokumacının özenle dokuyup sattığı bir top kumaşta bir kusur görülür ve dokumacıya iade edilerek bedeli geri istenir.

Dokumacı parayı verir fakat iki damla yaş süzülür yanaklarından.

Sorarlar:

Niçin ağlıyorsun? Kumaşı verdik diye bu kadar üzüleceksen alıp gidebiliriz.

Paranda sende kalır.

Dokumacı cevap verir:

Hayır kumaş için ağlamıyorum.

Onun bir kusuru görüldü ve geri çevrildi. Fakat ya ömür boyu yaptıklarım…

Allah'a arz olunduğunda böyle bir kusur yüzünden geri çevrilecek olursa, halim nice olur benim? Bir an bunu düşündüm de ağladım.

Hayat kumaş gibi değil ki, düzeltilsin ya da tekrar dokunsun!