Pandemi sonrasına hazır mısınız?

Askerliğini uzun dönem yapmış olanlar zaten iyi bilirler. Bilmeyenler için izah etmeye çalışayım.

12 Ocak 2021 09:02
A
a
Sütiş Eskişehir
Askerliğini uzun dönem yapmış olanlar zaten iyi bilirler. Bilmeyenler için izah etmeye çalışayım.
Askere gittiğimiz gün ile geldiğimiz gün arasında büyük bir fark vardır. Planlar, hayaller, alışkanlıklar, bakış açıları, hal ve tavırlar 180 derece değişmiştir.
Sanki sıfırdan yeni bir hayata başlarız. Bu yeni hayatın yol arkadaşları, uğraşıları, değerleri aklınıza gelen her şey bir başkadır.
Eski halimizi düşündükçe kendimizi garip, mahcup hisseder o insanı çok uzakta bıraktığımız bir yabancı gibi hissederiz.
Çünkü en asi, en isyankâr, ele avuca sığmaz günlerde adım attığımız asker ocağı farkına sonradan vardığımız bir öğreti abidesidir.
Mesela alışmayı ve sabrı öğreniriz.
Çoğunlukla ilk kez tattığımız gurbet duygusu başlarda çok ağır gelir.
Belli ve çok erken bir saatte uyanmak, 4 mevsim bütün koşulların en zorlarına tahammül etmek kolay değildir.
Yerdeki halıyı, cam bardakta içilen çayı, canımız ne isterse onu yiyebilecek olmanın hürriyetini keşfederiz.
Canımız istediğinde çıkıp dolaşabilmenin, bir koltukta boş boş uzanmanın, mutfaktan gelen sucuklu yumurta kokusu ile uyanmanın bir mucize olduğunun farkında varırız.
Normalde geceden geceye girdiğimiz evimizi, bazen yüzüne bakmadığımız sevdiklerimizin bir kokusu olduğunu idrak ederiz. Burnumda tüttü sözünün gerçekliğini anlarız mesela.
Günlerce tıraş olmamanın, bir tişört bir kısa pantolon ile dolaşmanın, tv karşısında boş boş canımız sıkılarak ve şikayet ederek geçirdiğimiz zamanları anarız.
Belki garip gelecek ama ben bir buzdolabını açıp acaba ne tıkınsam diye dakikalarca içini seyretmeyi bile özlemiştim.
Bunlar uzar giderken farkına varırız ki, aslında hayatımızda normal, sıradan sandığımız her şey çok değerliymiş. Aile ile bir araya geldiğimiz anlar, durmadan mızmızlandığımız pek çok detay bizim hayatımızmış.
Görürüz ki asla yapamam diye düşündüğümüz şeyleri rahatlıkla yapabiliyoruz. Yeri gelip 8 saat gözümüz tetikte durabiliyor, yeri gelip 1 dönüm alandaki tüm yaprakları tek tek toplayacak kadar sabırlıymışız.
Yani mantığın reddettiği ve anlam veremediği tüm detaylar bir öğretinin parçasıymış aslında. O yüzden eskiler askere gitmeyene bile kız verilmez demişler.
Velhasıl teskereyi aldıktan sonra yaşanan değişimin altında bu değerli öğreti ve disiplin vardır.
Asiliği alınmış ve farkına varılmış yeni bir hayata başlarız. Daha yetinen, daha sabırlı, daha şükreden ve ayakları yere daha sağlam basan bir hayatın.
Şimdi tüm bunları askerlik izlenimleri için yazmadım elbette. Yazmamın sebebi pandemi.
Ne alaka demeyin lütfen. Ben içinde bulunduğumuz süreci uzun dönem askerlik ve öğretileri gibi değerlendiriyorum.
Birincisi dünya bir daha asla eski dünya olmayacak.
Pandemi bitip her şey sıfırlandıktan sonra hepimiz için yeni bir hayat başlayacak.
Bu hayatın her anlamda çeşit çeşit öğretileri ve çıkarılmış sonuçları olacak.
Mesela biz ister istemez evde daha çok zaman geçirmeye devam edeceğiz.
Sosyalleşme süreci ilk günlerdeki çılgınlığın ardından daha dingin bir rutinde ilerleyecek.
Daha küçük insan grupları daha sık bir araya gelecek ve kıymetli olacak.
Bizi yönetenleri her anlamda sorgulayacak ve onları yeni sınavlarda daha cesur bir şekilde olacağız.
İnternetin geleneksel alışkanlıklarla yer değiştirme hızı katlanarak artacak.
Cüzdan değil e cüzdan kullanacağız mesela torunlara bayram harçlığını buradan göndereceğiz. İzlediğimiz filmler, dinlediğimiz müzikler, yaptığımız tarım, yediğimiz yemekler bugünlere kıyasla daha değişmiş olacak.
Patronlar daha az insanla üretim yapacak veya birçok işin uzaktan yapılabildiğine bunun daha karlı olduğuna kanaat getirdikleri için homeofis çalışan sayısı normal çalışandan daha fazla olacak.
Mevcut trafiğe, kalabalığa tahammül edemeyeceğiz artık. İmkânı olanlar kenarlara kıyılara kaçacak. Tersine göçün ilk adımları boy gösterecek kısa sürede.
Mahkemelerin ciddi bir kısmı e duruşma olarak online devam edecek. Mahremiyeti koruma ihtiyacımız artacak.
Hayvanlara daha çok saygı duymayı öğreneceğiz mecburen. Suyu kısıtlı kullanmayı, yenilebilir enerji kaynaklarını, geri dönüşümün önemini falan anlamış olacağız.
Okulların fiziki alanlardan çok daha fazlasına ihtiyacı olacak. Uzaktan, yüzyüze, farklı öğrenme modellerine adapte olacağız.
Baştan aşağı bir değişim olacak hayatımızda. 1 sene önceki biz ile şimdiki bizi bir karşılaştırın isterseniz.
Neleri öğrendiğiniz, nelerin kıymetli olduğunu nelerin boş işler olduğunu farkettiniz bir kıyaslayın.
Sanırım siz de bana hak vereceksiniz.
Dolayısıyla şu an kendimize sormamız gereken şey Pandemi sonrasına hazır mıyız? Olmalı.
Bugün Eskişehir’den ziyade daha spesifik bir şey yazmak istedim. Umarım anlatabilmişimdir.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi