Görüşler
Özgürlüğün bedeli
Anayasa Mahkemesi, oybirliğiyle karar verdi:
"Balbay’ın tutukluluğu makul süreyi aştı, seçilme hakkı ihlal edildi..."
Şimdilik tahliye yok ama..
"Özgürlük yolunda büyük adım..."
…………
"Özgürlük", dünya durdukça varolacak bir olgu...
Daha geçenlerde baklayı çıkarmıştı Erdoğan :
“Genel bir af olabilir..."
İki gün geçmeden "hayal" vurgusuna dönüştü bu sözler...
Cezaevlerini bir düşünün...
“İçerdeki insanların umudu kim bilir nasıl yeşermişti?”
…......
Gazeteci, yazar ve milletvekillidir:
"Mustafa Balbay...
"Tam 4 yıl 276 gündür tutuklu...
Hücrede 2 yıl 280 gün...
“Milli irade 2 yıl 179 gündür tutuklu...”
Bu son karardan sonra, eşinin ve çocuklarının sevincini paylaşmak…
“Ayrı bir mutluluk veriyor insana...”
…………
Her gün bir başka türlü yaşarız "özgürlüğün" güzelliğini...
Bir film gibi...
Başroldeki oyuncu da muhabbet kuşumuz...
"Berduş..."
Eve ayak bastığımız anda başlar "cık-cık" ötmeye...
Tek istediği kafesin kapısını açmamızdır..
Karşılığında da ters takla atar...
Şaka değil..
"Özgürlüğün bir bedeli olduğunu bu kuş beyinli bile bilir!.."
…………….
Balbay’ın tutuklu kaldığı her gün için “2.8 TL bedel biçilmiş…
Bizim Berduş duymasın…
“Takladan ucuzmu!..”
Carlo'nun Vatikan macerası
Carlo, İtalya'daki otomobil fabrikasında çalışan bir işçi.. Zamanın Sovyet lideri "Kruşçev", resmi bir ziyaret için İtalya'ya gelmiş. Programda fabrika da var. Tezgahları dolanırken Carlo’ya rastlamış ve "Vay Carlo" diye kucaklamış.
Konuk gittikten sonra patron Carlo'yu çağırıp Kruşçev’i nereden tanıdığını sormuş.. Carlo "Hiiiç" demiş:
"Ben eski komünistim.. 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova'ya göndermişti, orada tanıştık..."
Aradan üç-beş ay sonra bu kez ABD Başkanı "Nixson" gelmiş İtalya'ya. Yine aynı program ve fabrika ziyareti sırasında "Vay Carlo.. Vay Nixson" muhabbeti olmuş. Patron yine merak edince Carlo anlatmış:
"Bir ara Amerika'ya göç etmeye kalkmıştım. New York'ta başım polisle belaya girdi.. Bu Nixson o zaman çiçeği burnunda avukattı ve beni savundu..."
İki ay sonra Fransa Başkanı "De Gaulle"ün ziyaretinde de aynı olaylar yaşanınca, patron "Agnelli" derin bunalımlara girmiş:
"De Gaulle'ü nereden tanıyorsun?"
-Nazilere karşı Paris'te yer altı savaşı yapıyorduk.. Özel kuryesiydim…
"Sen herkesi tanır mısın?"
-Evet.. Hemen hemen...
“Ya Papa'yı?"
-Yakın arkadaşımdır...
Patron "Ispatla" diye bağırmış "Carlo" da "tamam" demiş...
Pazar ayininde Vatikan meydanı dolmuş. Papa da balkonda ve hemen yanında da "Carlo" görünmüş... O sırada bir kargaşa olmuş ve biri bayılmış. Carlo hemen koşmuş yerde patronu yatıyor. Bir-iki kişi de ayıltmaya çalışıyor. "Ne oldu?" demiş Carlo.. Biri yanıt vermiş:
"Siz Papa ile balkona çıktığınızda önümüzde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri senin patronuna sağdaki bizim Carlo ama, yanındaki kim? diye sordu!.."
"Türk diye ırk!"
AKP yöneticilerinden Prof. Yasin Aktay, "Türk diye bir ırk yoktur" demiş...
Türkiye'de iktidara sahip olanlar "Türk" adına ne varsa silmeye kararlılar...
Melih Aşık'ın köşesinde okuduk...
Ordulu Şair "Ali Öztürk" de onlara sesleniyor:
"Yok saysalar bile
Irkımızı soyumuzu
Yine de veriyoruz
Biz onlara oyumuzu!"
Günün Olayı
İktidarın meşhur "yedirmeyiz" edebiyatı burada bitti! Erdoğancılar Gülencileri, Gülenciler de Erdoğancıları bizzat kendileri çiğ çiğ yemeye çalışıyorlar...
Akif Kökçe
Günün Biberi
İktidar Cemaat'e "2004'ten sonra kaç valiniz, milletvekiliniz, bakanınız, üniversiteniz oldu?" diye soruyor. Bu rakamları muhalefetin de AKP'ye sorması gerekmiyor mu?
Igor kim, biliyor musun?
Yaşlı komünist, genç komünistin haylazlığını beğenmiyor, onu parti çalışmalarına katılması için kışkırtıyordu:
"Baksana, diyalektik materyalizmin ne olduğunu biliyor musun?"
-Yoooo, ilk kez duydum.
Bir başka gün, "Baksana, Kropotin'in kim olduğunu biliyor musun?"
-Yooo, yeni duydum.
"Partinin gece derslerine gelseydin bilirdin."
Nihayet, tepesi atan genç komünist bir gün yaşlı kurdu kenara çekti:
"Baksana, Igor'un kim olduğunu biliyor musun?"
-Yooo, kimmiş o?
"Geceleri parti okuluna gideceğine evine gitseydin, bilirdin elbette!.."
İşçinin vasiyeti
Yıllar önce İspanya'da intihar eden bir elektrik işçisinin üzerinden şöyle bir vasiyetname çıkmış:
-Cebimdeki birkaç doları zavallı anneme, vücudumu tıp fakültesine, kalbimi sevmiş olduğum bütün kadınlara, beynimi de devlet başkanına bırakıyorum...
Cuk
Her ölünün ardından dua edilir, ama hepsi cennete gitmez...
Hanri Benazus
Gerilim
Namık Kemal'den bu yana değişen tek şey , artık vatanı bir pula değil de, çok paraya satıyorlar. O kadar.
M.G. Kırıkkanat
Günün İncisi
Vicdanın sesi bütün kanunların üstündedir.
Mahatma Gandhi
Günün Sözü
Her ulusu, layık olduğu hükümet yönetir.
Özdeyiş
En küçük bir tebessümün bile becerebileceği büyük işler vardır...
Günün Balı
Doğa, görmesini bilen göz, anlayabilen kafa, algılayabilen yürek için en büyük eğitmendir.
Günün Şiiri
Yağmurlu deniz
Bırakın beni
Dışarda yağan yağmurlar alsın
Yanısıra yağan yağmurların
Kaldırımların dibinden dibinden
Mutludur denize doğru giden
O her gün oyuklarından yere iner
Ağaçların tepedeki yapraklarının
Biraz dudak boyar, biraz taranır
Önünde içi yağmur dolu bir aynanın
Çıkar adımlarını yağmura bırakır
Açıklarda denizin üstünde yüzen
Yağmurlarlayım ben
Kayığın kıyıdan çözülürken.
Necati Cumali (Varlık-1960)
Günün Sorusu
"Ethem Sarısülük" davasında savcı uyumuş. Olmayan adalette hakim ya da savcı uyusa
ne yazar?
"Uyansa sonuç değişecek mi?"
Zeynep Oruncak
Kıssa-dan
Kötülerin bir araya gelmesinden toplum değil, komplo oluşur. Birbirlerinden hoşlanmazlar,
ama çekinirler.
"Çünkü dost değil, suç ortağıdırlar."
Etıenne De La Boetıe