Özgür Üniversite

ESOGÜ Rektörü Kemal Şenocak’ın düzenlediği basın toplantısında, basının işlevinin ne olduğunu belirterek başladı:
-Demokratik toplumlar bugün ulaştığı çizgiyi farklı düşüncelerin özgürce tartışılmasına ve bu tartışma sonrasında oluşan konsensüse borçludur. Basın çağdaş toplumun, demokratik toplum, özgürlükçü toplum ayrılmaz bir parçasıdır. Şöyle bir düşündüm, bu sadece bir “basın” tarifi olamaz. Bu aynı zamanda bir üniversite tarifidir…
Farklı düşüncülerin, özgürce tartışılabildiği kurumların başında üniversiteler gelir, gelmeli! Ve gerçeği hepimiz biliyoruz…
Bir ülkede üniversiteler ne kadar özgürse, o ülke o kadar gelişir ve büyür! Üniversiteler daha özgür olsa, bizim basın da kendine düşen payı alır! Kemal hoca, bir şeyler yapmak için düşünüyor, çaba harcıyor, etrafına pozitif enerji yayıyor…
Bilim insanlarının da kendisi gibi olmasını istiyor! Bir de sır vereyim…
Mazereti sevmiyor!

KAÇ NESİL ZİYAN OLDU!

Kemal Şenocak hocamız, ne güzel söyledi:
-Öğrenci elde ettiği bilgiyi sorgulamalı! Bilgiyi kullanmasını öğrenmeli!
Ne yazık ki son 20-25 yılda akademi öğrencilerimiz “artık düşünmüyor” “Düşünmeye “gerek duymuyor… Sorgulamadan uzaklaşıyor, en kötüsü ihtiyaç duymuyor!
Gösterişli binalar yapıyoruz…
Güzel kampüslerimiz var…
Havalı…
Ama işte bilimden uzaklaşıyoruz! Kaç nesil elimizden “kaydı gitti” hesabını yapamadık. Bu işin millet memleket meselesi olduğunu ne yazık ki yeni fark ediyoruz…
Fark etmeyenler mi? Sayıları henüz azalmadı!

En önemli proje

Üniversiteler söz konusu oldu mu hep aynı cümleyi söyleriz…
-Binaya değil, insana yatırım yapalım! ESOGÜ Rektörü Kemal Şenocak, yeni açılacak fakülte ve bölümleri anlattı…
En önemlisi Hukuk Fakültesi…
Bir başkası ise Kültür Ekonomisi bölümü!
Kemal Şenocak, ikisi üzerinde dikkatle durdu! Bu fakülte ve yeni bölümler için “yeni binalar” yapılmayacak! Önümüzdeki 20-30 yıl için bizim ülkemize gerekli olan genç nesillere “yatırım yapmak” Kültür ekonomisi bölümünde öğrenciler İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra Çince, Japonca, Endonezce, Korece, Rusça öğrenebilecek! Böylelikle bir eksiklik kapatılmış olacak! Kemal Şenocak hocamıza sordum:
-Türkiye’de başka bir üniversite de böyle bir bölüm var mı? -Yok! Kurulursa ilk olacak…

Çalışanı sırtımda taşırım

Rektör Şenocak, basın toplantısının bir yerinde şöyle dedi:
-Çalışanı sırtımda taşırım…
Tercümesi, “Tembeli sevmem” Kısa süre önce Şenocak hocamızı ziyarete gitmiştik. Şöyle demişti:
- Akademisyenlerin mesaisi yoktur! Madem yer kaplıyorsun bilim üreteceksin! Kimseyi tanımıyorum liyakata bakarım! Ve son toplantıda şu cümleleri söyledi:
- Hepimiz akademisyeniz. Hepimiz eşitiz. Onun bilincindeyiz. Hiçbir kaprisimiz yok. Hocalarımızın ayaklarına da gideriz! Tek şart! Bilim üretecek! Yan gelip yatmayacak…

Bütünleşelim

Rektör Şenocak Eskişehir’i önemsiyor…
Göreve geleli kısa bir süre olmasına rağmen ESOGÜ Yayınevi’ni hayata geçirmişler. Dört kitap yayınlandı…
Sırada Eskişehirle ilgili iki kitap var…
Birisi Mahmudiye’nin tarihi! Ne yazık ki hiçbir ilçemizin derli toplu bir tarih kitabı yok! İkincisi ise Eskişehirspor…
Şenocak hocamız, “Eskişehir halkına kapılarımız açık” diyor…
“Tavsiyelerini almak isteriz. Kampüs Eskişehirle bütünleşmeli” diyor!

Beyin cerrahımız Vali'den az

Rektör yardımcılarından Prof. Dr. Ali Arslantaş’ı Eskişehirliler yakından tanır. Türkiye’nin en önemli beyin cerrahlarından birisi…
Zaten bizim beyin cerrahlarımızın sayısı pek fazla değil…
Valilerden az…
Belediye başkanlarından az…
Rektörlerden az…
Arslantaş hocamız, toplantıda bir istatistik paylaştı:
-Eskişehir’de beyin ölümü gerçekleşen hastaların yarısının organları yakınları tarafından bağışlanıyor! Bu rakam sadece Eskişehir’de var. Türkiye ortalamasının çok üzerinde! Bu Eskişehir’in bilinç düzeyinin yüksekliğini gösteriyor…
Böyle bir karşılaştırmaya ilk defa tanık oldum…
Bu istatistik karşısında şu yorumu da yapabiliriz:
-Eskişehir bilime inanıyor!