Otobüste, minibüste, sokakta, caddede, stadyumda yolumu çevirip sorunlarını anlatanların sorunlarını zaman zaman köşemde yazarak, ilgililere duyurmaya çalışıyorum. Bu sorunlardan bazılarının çözümlendiğini aldığım telefonlardan öğreniyorum. Sorunların giderilmesi konusunda çorba da tuzum olmasından dolayı da mutlu oluyorum.
Pazar günü Eskişehirspor-Gençlerbirliği karşılaşması sonunda eve dönmek için şehitliğin önündeki minibüs durağında beklerken iki özel güvenlik görevlisi, ikisi de bayan beni tanımışlar. Birisi çok eski bir arkadaşımın, Eskişehir kamuoyunun yakından tanıdığı bir ismin kızıymış. Babasıyla samimi olduğumu bildiği için bana yaşadıkları sorunları anlatmak istemişler.
BİZİM SORUNLARIMIZI DİNLEYEN YOK
“Sadi Bey sizi rahatsız ettiğimiz için özür dileriz. Birkaç dakikanızı almak istiyoruz. Yazılarınızı okuyor, TV programlarınızı ailecek izliyoruz. Babam sizinle çok eski bir arkadaş olduğunuzu söylüyordu. Ondan dolayı cesaret alarak size biraz yaşadığımız sorunlardan bahsetmek istiyorum. Köşenizde zaman zaman bizim gibi sıkıntılarını anlatanların anlattıklarını yazıyorsunuz. Bizim sorunlarımızdan da ara sıra bahsederseniz, en azından yazınızı okuyan birileri bizi belki bizim sorunlarımızla ilgilenir. Sayenizde belki de sorunlarımızı birileri ilgili yerlere taşır”dedi ve başladı anlatmaya:
“Biz zamanı geliyor 10, 12 hatta 14 saat bile çalıştığımız günler oluyor. Bizim tek başımıza iş bulma gibi bir lüksümüz yok. Bağlı bulunduğumuz Güvenlik Şirketi bizi istek yapan kurum, kuruluş ve şirketlere gönderiyor. Gittiğimiz bazı yerlerde işe başladıktan sonra bizi hem güvenlik görevlisi hem de işçi olarak çalıştırmak istiyorlar. Karşı çıktığımızda bize kapıyı gösteriyorlar. Sözde güvenlik görevlisi olarak gönderildik. İşverenin iki iş yaptırmasına karşı çıktığımızda kapı gösterildiğini bildiğimiz için hem asgari ücret, hem güvenlik görevlisi hem de işçi olarak çalışmak zorunda kalıyoruz. İşe dolayısıyla paraya ihtiyacımız var. Bu nedenle arkadaşlarımızın bazıları böyle çalışmayı kabulleniyor, bazıları ise güvenlik görevlisi olarak geldiğini, başka işte çalışmayacağını söylüyor. İki-üç gün sonra şirket o arkadaşların yerine başka birilerini gönderiyor. İş garantimiz yok. Bazı arkadaşlarımız hafta izni bile kullanamıyor, bazıları ise maaşlarını gecikmeli alıyor.”
Aslında anlatılan sorunlar bu kadar değil. Ben kendime göre önemli olduklarını bulduklarımı yazdım. Diğerlerini de yazmaya kalksam bir gazete sayfası dolar herhalde.
Özel Güvenlik görevlileri bildiğim kadarıyla güvenlik dışında bir işyerinde çalıştırılamaz. Hem güvenlik görevlisi hem de işçi olarak çalıştırmak isteyen işverenler olması halinde bunlar bağlı oldukları Güvenlik Şirketi yetkililerine bu sorunlarını iletmeliler. Özel Güvenlik Firmaları ise, güvenlik görevlisi olarak gönderdiği kurum ve kuruluşun yetkilileri ile görüşerek sorunu çözeceklerini umuyorum.
Eğer birileri çıkıp da bu özel güvenlik görevlilerinin sorunlarını ilgili yerlerde gündeme getirirlerse, milletvekilleri, bakanlar ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir Özel Güvenlik Yasa tasarısı hazırlayarak bu yasama döneminde TBMM’den geçirebilirler. Binlerce Özel Güvenlik Görevlisi de yeni yasa sayesinde yukarıda bahsettiğim sorunlar bir daha yaşamazlar.
Hak aramaya karşı değilim
Anadolu Üniversitesi Hazırlık Öğrencilerinin geçtiğimiz hafta üniversite içerisinde ‘hak arama’ eylemi yapmışlardı. Bu eylemin içerisinde öğrenci olmayan kişilerde vardı. Bu kişilerin bazılarının marjinal siyasi partinin mensupları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri! İle öğrenci velileri de vardı.
Geçtiğimiz hafta içerisinde eylem ile ilgili yazdığım “Üniversitenin huzurunu bozmaya çalışıyorlar” başlıklı yazımda, öğrencilerin yaptıkları “Hak arama” eylemlerini desteklediğimi, ancak aralarına marjinal gurupları almalarını ve polislere taş atmalarını eleştirmiştim.
Bu yazımdan sonra gazeteye ziyaretime geldiler. Yanlış anlaşıldıklarını, yaz ayından beri üniversite yönetimi ile görüşerek sorunlarına çözüm aramak istemelerine rağmen, üniversite yönetiminin kendilerini bir kez olsun dinlemediğini söylediler.
Eyleme katılan siyasi parti mensupları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin kendilerine destek olmak amacıyla orada olduklarını, ön planda görülen bazı kişilerinde öğrenci velisi olduklarını söylediler.
Yüzlerine karşıda söyledim. Haklı oldukları davalarında, öğrencilikle uzaktan yakından ilgisi olmayanları içlerine aldıkları, onları yanlarından uzaklaştıramadıkları sürece hep haksız çıkarlar.
FIKRA:
100 ÜZERİNDEN 150
Jinekoloğun biri lanet olsun der ve doktorluğu bırakır. Niyeti araba tamircisi olmaktır. Gider ve sendikanın sınavına girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alıp geçer. Bunun üzerine bir soruşturma açılır.
Müfettişler hocaya sorarlar bu iş nasıl oldu diye.
Hoca;
- "Valla, yağı değiştir dedim değiştirdi. Filtreyi değiştir dedim değiştirdi. Bujileri temizle dedim temizledi.
Müfettiş:
- "İyi de neden 100 değil de 150 verdin?" Hoca:
- "Bunların hepsini egzozdan yaptı!"