Osmangazi 'de bir sabah

Yaşamın içinden: Ömer Duru

 Soner Yüksel yazdı.  Sadi Seda yazdı.

Zamanı yetmedi ki,  Şinasi Kula yazamadı.

Önceki günkü yazımda, demiştim ki;

“Bundan sonra ilk yazımda Osmangazi Üniversitesi’ni,  Rektör Gönen’i ve ekibini yazacağım. ”

İşte o yazı bu.

Yani yazacağım dediğim yazı.

Benzeri yazıların zamanı geçmez çünkü.

 Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen,  yardımcıları, Prof. Dr. İlhami Ünlüoğlu.  Prof. Dr.  Bahattin Acat, danışmanları Prof. Dr Şenol Erdoğmuş ve Yrd.  Doç. Dr.  Ünal Özelmas  ile birlikte kahvaltı masasına oturduk.

Bir sohbetti bizimki.

Osmangazi Üniversitesi’nin çalışmalarını ES TV’de ve Anadolu gazetesinde yansıtmak, merak edilen konulara açıklık getirmek…

Kısa oldu, ama sohbetimiz yararlı oldu.

Sayın Gönen ile şimdiye kadar ayaküzeri sohbetlerde konuşmuştuk.

Ama böyle uzun boylu sosyal,  bilimsel ve akademik cepheli hiç konuşmamıştık.

Dedim ya.  Benin için yararlı oldu.

Gönen’in bilmediğim yanlarını öğrenmiş oldum.

--//--

Rektör Prof. Dr. Hasan Gönen’i politikaya dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan deyim yerindeyse, “yönlendirmiş.”

Diyor ki:

“Hiçbir zorlamayla karşılaşmadım. Bir akademisyen- eğitimci olarak çok şey kazandım. ”

Gelecek günler neyi gösterir bilemem ama,  Sayın Gönen politika kapılarını kapatmış gibi geldi bana.

Okul diyor.  Bilim diyor.  

Verilmeyen kadrolar diyor.

Tıp Fakültesi diyor.  Halka sağlık hizmeti diyor.

Ve herkese açığım diyor.

 Dikkatimi çeken bir konu da,  yardımcıları ve danışmanları gerekmeyince lafa karışmıyorlar.

--//--

Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen’e sorduğum soruları ve aldığım yanıtları gazeteniz Anadolu’da okudunuz sanırım.

İşte bunlardan bazıları.

Eskişehir’e 3. üniversite gerekli mi?

Osmangazi Tıp’ta bir gerileme var mı?

Sizde içki yasağı koydunuz mu?

Üniversite içine iki minareli camiye neden gerek duydunuz?  

---//--

Osmangazi’de içki yasağı yeni değil,  yaklaşık 1. 5 yıldır varmış.  

Gönen dedi ki:

“Sınırlarız dışında içki var.  Onlara karışmayı.z”

Yeni üniversite yerine,  var olanları kalkındırmalı ve güçlendirmeliyiz diyen Rektör Prof. Hasan Gönen ”Yeniden başlayacaksanız olanlardan farkınız olmalı.  Çünkü var olanların içinde bulunduğu durum belli. Biz halen akademik kadrolar ile uğraşıyoruz” yorumunu yaptı.

Tıp Fakültesi’nde var olan sıkıntıları aşmaya çalıştıklarını vurgulayan Gönen bu konu da şöyle konuştu:

“Devlet bize sahip çıkmalı.  Üvey evlat gibi görmemeli.  MR ve tomografi cihazımız yetersiz.  Yeni MR cihazı siparişi verdik.  Artık hastalarımız aylarca beklemeyecek.  Şu var,  bunca sıkıntıya karşın insanlar bizi tercih ediyorsa,  kalitemizdendir.  Hastanemizdeki fiziki noksanları da tamamlamaya başladık. ”

Rektör Gönen üniversite içindeki iki minareli cami içinse “Bizim katkımız yok.  Arsa olayında yardımcı olduk.  Camiyi dernek yaptırdı” dedi.

--//--

19 bin öğrencili,  Türkiye’nin saygın üniversiteleri arasında yer alan Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  Hasan Gönen ve yardımcıları ile danışmanlarına, Anadolu gazetesi ve ES-TV’ye gösterdikleri yakınlık için teşekkür ediyor,  kolay gelsin diyorum.

. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Günlerin getirdiği

-Zübeyde Hanım ve Hatboyu unutuldu mu?—

 Muttalip Caddesi’nden Hatboyu’na çıkan Zübeyde Hanım Caddesi’ni galiba yetkililer görmüyorlar.  Sakarya Caddesine giden Hatboyu tam bir tarla görünümünde.  Dahası çift yanlı yolun hat tarafı delik deşik.  Yağmurlu günlerde ise bataklık durumunda.  Dün arayan bir vatandaş anlattı.  Ve dedi ki ”Muttalip Caddesi yönünden Sakarya Caddesi’ne giderken araçlar karşılıklı çarpışma noktasına geliyorlar.  Çünkü yolun demiryolu yanındaki bölüm çukur.  Burasına yağmur suyu doluyor.  Arabalar geçerken de,  çamurlu su hem araçlara,  hem de insanlara sıçrıyor.  Bir yetkili çıkıp da burasına bakmıyor.  Lütfen Eskişehir’e yakışmayan bu manzaraya Büyükşehir mi bakacak,  yoksa Tepebaşı mı,  ya da Karayolları mı kim bakacaksa baksın artık. ”

Okurlarımız haklı.  Bağlar Caddesi’ni anlatmaya gerek yok.  Ne zaman açılacağını kimse bilmiyor.  Muttalip Caddesi’nden Hatboyu’nu takip ederek,  Sakarya ve Bağlar Caddesi’ne kadar gidilen yol da Allah’a emanet.  Vatandaşın dediği gibi, “Eskişehir’e yakışmayan bir manzara.”  Gelin de bunu birilerine anlatın.

--Eğitim-İş’in yorumuna dikkat—

 Eğitim-İş Eskişehir Şube Başkanı Ebru Sungar’ın yaptığı açıklama çok ilginçti.  Bakalım başta Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere diğer yetkililer bu konuda yasal bir işlem yapacaklar mı?  Mesele şu.  Eskişehir Cumhuriyet Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak derslerine ücretli giren öğretmen, dersliğe yönetmelikte olmayan kıyafetle girince duruma okul yönetimi el koyup,  ücretli öğretmene yasa ve yönetmelikte yazılı hususları hatırlatarak soruşturma açmış.  Sen misin bu soruşturmayı açan… Derse kıyafet yönetmeliğine aykırı şekilde giren öğretmene cesaret vererek kendisini  uyarak Cumhuriyet Lisesi Müdürü’ne baskı uygulamaktaymışlar.

Eğitim-İş Eskişehir Şube Başkanı Sungar diyor ki “ Cumhuriyet Lisesi’nde yaşanan olay çok ilginçtir.  Bu okulda Kuran’ı Kerim dersi olmamasına karşın, Açık Öğretim iki yıllık ön lisans mezunu bir ücretli öğretmen derslere giriyor ve bu ücretli öğretmen kıyafet yönetmeliğine aykırı olarak derslere girmekte ısrar ediyor.  Bu öğretmeni uyaran okul müdürü ise baskıya maruz kalıyor.  Biz baskıya maruz kalan Müdürün yanındayız.  Yetkililerden bu konuya çözüm bulmalarını bekliyoruz.”

Dedim ya çok ilginç.  Bakalım yönetim kimden yana olacaktır? Yasayı hiçe sayanların mı, yoksa eğitim-öğretimde huzuru bozmak isteyenlerden mi?

--Paşalar gibi yatarım—

 Önceki gün Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin davetlisi olarak Eskişehir’e gelen ünlü sinema oyuncusu

 Tarık Akan büyük ilgi gördü.  Oktay Ekinci’nin yönettiği oturumda konuşan Tarık Akan,  demokrasi ve çağdaşlık kavramlarına bir türlü ulaşılamadığının belirterek “Bunun aksini düşünenleri Balyoz ve Ergenekon suçlamaları ile içeri atıyorlar.  İşte biz böyle bir ülkede yaşıyoruz” dedi. Arka sıralardan bir dinleyicinin “Korkmuyor musunuz sizi de içeri atarlar diye?” demesi üzerine ise şöyle yanıt verdi:

“Ne yapalım atarlarsa.  Biz de paşalar gibi yatarız…”