Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Ortayı bulmak
Yazar Ercüment Ekrem Babıali yokuşundan çıkarken ünlü, güzel bayan romancıyla karşılaşıp sormuş;
“Oo. Çoktandır görünmüyorsunuz. Nerelerdesiniz?”
“ Sormayın” demiş güzel romancı,
“Bir ayağım İstanbul’da. Bir ayağım Ankara’da.”
Ercüment Ekrem taşı gediğine koymuş:
“Ah. Keşke ben de, Eskişehir’de yerleşmiş olsaydım.”
--//--
Okurlarımdan sitem edenler var:
“ Politikanın kirlenmişliği canımızı sıkıyor. Arada bir gelişmeleri fıkralarla neşelendirin”
Yani okurlar fıkra yaz.
Güldür ve düşündür bizi diyorlar.
Hak veriyorum kendilerine.
Önceki gün bunun en tipik örneğini bir arkadaşımın ısrarı ile girdiğim meyhanede yaşadım.
İlkin yadırgandım.
Ardından sarıldı çevrem.
Geçen yıl yazdığım yazıları ben hatırlayamadım, ama onlar hatırlayıp hatırlayıp sordular:
“ O yazın ne güzeldi abi.”
Politikanın en güzel yorumlarını dinledim burada.
Kimisi okumuş.
Kimisi, okumamış.
Ama hep güzel kalmış insanlar.
--//--
Ucundan kıyısından sorduğumda şunu gördüm:
Bu insanlar Eskişehir’i seviyor.
Porsuk’ta gondolları. Parkları. Tramvayı. Çamurdan arınmış sokakları.
Tepebaşı’nı konuşurken, Ahmet Ataç’a ağabey.
Büyükşehir’e sıra gelince, Büyükerşen’e,
Yılmaz Hocamız diyorlar.
Ve en güzeli kavgasız dövüşsüz,
Eskişehirspor’u konuşuyorlar.
--//--
Her neyse…
Biz ortayı bulalım gene de.
Son ve kısa bir fıkra daha.
Modaya uyarak cam elyaftan elbise giyen iki akşamcı çarpışmışlar:
“ Şerefe” demiş birincisi.
“Şerefe” demiş ikincisi de.
Tıpkı bizim politikacılar gibi, değil mi?
Günlerin getirdiği
-İbrahim Arslan’ın soruları--
Odunpazarı Belediye meclisinde İbrahim Arslan da olmasa muhalefet, CHP’nin sesi duyulmayacak. Arslan buluyor, buluşturuyor. Soruları ile iktidar cephesini sıkıştırıyor. Dikkatleri çeken durum, İbrahim Arslan’ın sorularının arkası gelmiyor, bir başka deyişle sonuç açıklanmıyor.
İşte Arslan’ın son sorusu. Konu Hasan Polatkan Parkı ve tesisleri. 10 Mayıs 2011 tarihinde encümen kararı ile 3 yıllığına Odunpazarı Gençlik ve Spor kulübüne kiralanan bu tesisi nedense 4 Ağustos 2011 tarihinde Kulüp Başkanlığı bir başka kişiye kiralamış. Bu konuda Belediye Başkanlığı da 9 Ağustos 2011 tarihinde olur vermiş. Yani söz konusu tesis dört ay içinde el değiştirmiş.
CHP’li Belediye Meclis üyesi İbrahim Arslan diyor ki: “Parkın üzerine yapılan tesis imar mevzuatına uygun mudur? Söz konusu tesislerin yıkılması için Büyükşehir Belediyesinin açtığı bir dava var mıdır? Bu davanın takibi için 42 bin250 liraya bir avukat tutulmuş mudur? Dahası aynı tesis için Odunpazarı bütçesinden 14 bin 500 liralık harcama yapılmış mıdır?”
İşte Odunpazarı’nın CHP’li Belediye Meclis üyesi, İbrahim Arslan’ın sorusu böyle. Arslan bazı AKP’lilerin yaptığı gibi karalama, yolsuzluk demeden gayet masumane yanıt istiyor sadece.
--İki isim iİkişer kez konuşuldu—
Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu AKP’li üyelerin kendilerine yönelik suçlamalarına yanıt vermek üzere yaptığı basın toplantısında ve CHP İlçe Başkanı Vural Yürük’ün konuşmasında Tacettin Sarıoğlu ve Murat Canözer’in isimleri geçtiği halde, ne Sarıoğlu’ndan ne de Canözer’den ses gelmedi. Önceki gün Tepebaşı Belediye Başkanlığı için AKP’den kimlerin aday olabileceğine ilişkin yapılan mini bir toplantıda dinledim. Konuşanlardan çoğu “Tacettin Sarıoğlu aday olmalıydı. Aday olmuş olsa kazanma şansı fazlaydı” derken, bazıları da “Murat bey için yıpratıcı propaganda çok yapıldı. Bir de AKP İçinde ikilik yaratıldı. Ahmet Ataç çok çalıştı. Hangisi olsa kazanma şansları yoktu. Murat Canözer, Ahmet Süzer ve Tacettin Sarıoğlu çekişmesinin izleri halen silinmedi. Bakın CHP’liler Tacettin Sarıoğlu çok çalışkandı da, neden aday yapmadınız?Murat Canözer çok seviliyordu da neden kazanamadı?” diyorlar. Bir hayli ilginç değil mi? Gerek Tacettin Sarıoğlu ve gerekse Murat Canözer hakkında benzeri konuşmalar yapılırken, iktidar partisi, kanadından ses çıkmayışını politik gözlemciler bir hayli anlamlı buluyorlar.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...