Sadi Seda yazdı
Pazar günü Selkaspor-İzmir Büyükşehir Belediyesi hentbol maçından çıktım…
Köprübaşında eşimle buluşacaktık…
Ben erken gelmişim…
Telefon ettim…
“15 dakika sonra oradayım” dedi…
Bende Taşbaşının girişindeki banklardan birisine oturdum…
Bu sırada yanımdaki bankta oturan üç orta yaşlı (60’ın üzerinde) iki de yaşları 25 civarındaki gençlerin sohbetine bir süre kulak misafiri oldum…
Üç orta yaşlıdan ikisi erkek birisi bayandı…
Ben sonradan oturduğum için sohbetin neden açıldığını bilmiyorum…
Konu 16 Nisan’da sandığa giderek “Anayasa değişikliği paketi” için kullanacağımız “evet” veya “hayır” oyu…
Orta yaşlılardan erkek olanı,” evet oyu kullanacağım. Tek başlılıktan yanayım. Ülke ne çekti ise iki başlılıktan çekti. Siz o yılları hatırlamazsınız” dedi…
Gençler, “evet” diyen kişiyi “hayır” demesi için ikna etmek için epey uğraştılar…
Gençlerden birisi,”Ya amca ülkenin durumu görmüyor musun? Siz görmüş geçirmiş insanlarsınız. Ben üniversite mezunuyum iş arıyorum. Kardeşim iki hafta önce üniversite sınavına girdi. Suriye’den gelenler sınavsız üniversitelere ve işe alınıyorlar. Benim babam emekli. Bu devlete 30 yıl vergi ve sigorta parası ödemiş. 1700 Lira emekli maaşı alıyor. Suriyelilere çalışmadan bin 400 TL asgari ücret veriyorlar. Ailem 15 günden 15 güne pazara gidiyor. Bir Pazar masrafı en az 100 TL. Evimiz kendimize ait. Yoksa babamın aldığı emekli maaşı ile geçinmemiz mümkün değil. Ben üniversite mezunu olmama rağmen iş bulamıyorum. Aileme destek ve kendi harçlığını çıkarmak için geçici işler bulup çalışıyorum. Suriyelilere her türlü imtiyaz var. Bizim suçumuz Türk Vatandaşı olmak mı?” diye sordu…
Ve “ben referandumda işte bu nedenle ‘Hayır’ oyu kullanacağım” dedi…
Orta yaşlı erkeklerden birisi gence şu cevabı verdi:
“Oğlum sen görmedin. Bu memlekette bir paket sana yağı, bir litre gaz, bir ampul, şu içtiğin sigarı almak için kuyruklarda beklerdik. Kimi bakkal ve marketler de el altından eşine dostuna verdiğinden biz alamazdık. Bugün bolluk bereketlik var. Ne istersen bulabiliyorsun. Hızlı tren geldi. Oto yollara bak. Geçmişte tek şeritten gider gelirdik. Şimdi 4 şeritli yollar. İstanbul da denizin altına yol yaptı. Bunları kim yaptı? Tayyip Erdoğan. 15 yılda Türkiye nereden nereye geldi.”
Gence cevap veren adamın yanında oturan, sonradan eşi olduğunu öğrendim kadın şu konuya dikkat çekti:
“Evladım bu ülkede kardeş kardeşini ‘benim görüşümden değil’ diye öldürdüğü günler yaşadık.
Sokağa çıkmaya korkardık. Bugün gece yarılarına kadar herkes sokakta elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Benim kızım başörtülü diye üniversiteye sokulmadı. Bugün üniversitelerde başörtülü kızlarımız ile başı açık kızlarımız yan yana sınıfa giriyor, kol kola geziyorlar. Adliyelerde hâkime hanımlar, avukatlar, hastanelerde doktorlar, başörtülü polisler, hatta subayları görüyorum. Yıllardır kızlarımızı ‘başı açık, kapalı’ diye ayrıştırdılar. Bugün bak bir sorun var mı? Bu özgürlük değil mi? Bunu kim sağladı? Ben istikrar için ‘evet’ diyorum. Bu anlattıklarım kulağınıza küpe olsun. Aklınızın bir kenarına yazın. Belki sandık başına gittiğinizde fikriniz değişir.”
Yaklaşık bir aydan beri özellikle parklarda veya umuma açık yerlerde oturuyor, çevremde konuşanlara kulak veriyorum…
Şunu gözlemledim…
Yaşı 20 ile 30 arasında olanlar, yani gençlerin çoğunluğu “hayır”ı savunuyor…
40 ve yukarı yaştakiler ise “evet” diyorlar…
Bu belki genelde böyle olmayabilir…
Benim gözlemlerimden çıkardığım sonuç…
Lafı uzatmayayım…
Esas tanık olduğum ve üzüldüğüm konu ise şu:
Ne gençler “hayır”, ne de orta yaşlılar neden “evet” oyu vereceklerinin gerekçesini, anayasa’nın hangi maddeleri değişiyor bilmiyor…
“Hayır” diyenler Recep Tayyip Erdoğan’a karşı oldukları, “evet” diyenler ise Erdoğan sevgisi için oy kullanacaklar…
Üzüldüm doğrusu…
*-*****
MHP’liler MHP’lileri iknaya çalışıyor…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Genel Merkez yöneticileri, Anayasa değişikliği paketinin TBMM’den geçmesi için AK Parti’ye destek verdi…
MHP’lerin desteği ile Anayasa değişikliği paketi kabul edildi…
16 Nisan’da da sandık başına giderek “Anayasa değişikliği yani cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” ne “evet” veya “hayır” oyu kullanacağız…
MHP’nin tepesindekiler “Anayasa değişikliğine evet” derken, tabandakiler “hayır” diyorlar…
Devlet Bahçeli, MHP tabanına “evet” demeleri için çağrı yapıyor…
Bu çağrıya MHP’nin tabanı “hayır” diye karşılık veriyor…
Diğer illeri bilmiyorum…
Ama Eskişehir’de yıllardır tanıdığım, partilerinin seçimlerde başarısı için gecesini gündüzüne katan, mahalle mahalle, köy köy dolaşan MHP’liler, bugün baktığımda 16 Nisan’da yapılacak olan ‘anayasa değişikliği paketine hayır” diyorlar…
Devlet Bahçeli, “Anayasa değişikliği paketine destek verin” demesine rağmen “hayır”da ısrar eden MHP’lileri, MHP İl ve İlçe Yöneticileri ikna etmeye çalışıyormuş…
Dün rastladığım MHP’de yıllarca yöneticilik yapmış isimler,”Partimiz yöneticileri 16 Nisan’da evet oyu kullanmaları için bazı arkadaşlar aranarak veya evlerine ziyaretler yapılarak ‘evet’ demeleri için iknaya çalıştıkları öğrendik. Ama arkadaşlar “hayır” oyu kullanacaklarını üzerine basa basa söylemişler. Ne duruma düştük. Parti tabanı ‘evet’ciler ve ‘hayır’cılar diye ikiye bölündü. Bunda MHP’nin kârı ne? Diye düşünüyoruz. ‘Hayır’ diyen MHP tabanı dimdik duruyor. Partimizin tabanındaki arkadaşlarımızın yüzde 70’i ‘Hayır’ diyor” dediler…
MHP tabanı hiçbir seçimde veya referandumlarda bugünkü kadar bölünmemişti…
Bu ayrışım referandum sonrası partiyi böler mi?
Bunu bilemem?
Ama şu bir gerçek, 16 Nisan’dan sonra MHP içerisinde çok sancılar olacağı kesin…
Bu sancılar inşallah MHP’yi bölmez…
Referandumdan sonra MHP İl Başkanı, partiye gönül vermiş, yıllarca yöneticilik, delegelik, İl Genel Meclisi, Belediye Meclis üyeliği yapmış isimleri bir salonda toplayarak “biz herkesi kucaklıyoruz” mesajı vermeli…