Soğan üreticinin elinde kaldı…
30-40 kuruşa bile alıcı bulamıyor. Bu nedenle soğan üreticileri 40 ton soğanı Çeltik ve
Çevre Köyleri Yardımlaşma Derneği’ne başvuruyor ve soğanları dar gelirli vatandaşlara dağıtmak istediklerini söylüyor.
Dernek, bölgedeki üreticilerin bağışladığı 40 ton soğanı Büyükşehir Belediyesi’ne ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere verdi.
Soğanlar belediye araçlarıyla Eskişehir’e nakleden Büyükşehir Belediyesi, kent merkezinde 61 mahalle muhtarlığına soğanları ulaştırdı. Gerçek ihtiyaç sahipleri ile iletişime geçen muhtarlar da soğanları binlerce Eskişehirliye ulaştırdı.
Güzel bir iş birliği…
Örnek bir dayanışma…
Üretici malını düşük fiyata vermektense, dar gelirliye ulaştırması
alkışı hak ediyor.
BEHRAMOĞLU’NDAN SONRA KARAKOÇ KİTAPLIĞI NEDEN OLMASIN!
Odunpazarı Belediyesi, 21 Mart Dünya Şiir Günü’nde anlamlı bir etkinliğe imza attı. Dünya Şiir Günü için
ŞiirOdunpazarında adı verilen bir kent mobilyası tasarlandı. 92 farklı şiirin yer aldığı tasarım 20 öğrenci tarafından tasarlanarak, hayata geçirildi.
ŞiirOdunpazarı’nın açılışı Adalar’da yapıldı. Büyük de ilgi gördü.
Konuşmalar okunda, şiirler söylendi…
Adet olduğu üzere
Başkan Kazım Kurt, etkinlikte yine bir Ataol Behramoğlu şiiri okudu:
-Bebeklerin ulusu yok!
…/…
Ancak Başkan Kurt’un, tahtaya yazdığı şiir başka bir şaire aitti…
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler anneler elleri balkonların demirinde
…/…
Balkon şiiridir Kurt’un yazdığı!
Büyük şairlerimizden Sezai Karakoç’a aittir. Karakoç, “İslamcı” bir şair olarak bilinir…
Dahası bir de siyasi partisi vardır
! Diriliş Partisi! Belki Kurt, ziyarete gider hallerini hatırlarını sorar!
Belli mi olur?
Karakoç’un da kütüphanesi zengin!
Ataol Behramoğlu kitaplığından sonra Karakoç kitaplığı neden olmasın! Sonuçta iki büyük şair bir bütünün iki yarısı sayılır!
YAVUZ’A VEZİR OLANLAR!
Osmanlı’da 45 Vezir-i azam, Sadrazam bugünkü adıyla Başbakan katledildi…
Yavuz Sultan Selim döneminde ise adeta kıyım yaşandı.
3 sadrazam 8 vezir katledildi…
Bu yüzden Yavuz döneminde halk arasında dolaşan beddua niteliğinde bir söz vardı…
-Yavuz’a vezir olasın!
Yavuz Sultan Selim, çok sert ve öfkeli bir padişahtı. İskender Paşa, Segban Başı Osman Ağa, Kazasker Cafer Çelebi,
Hemdem Paşa, Yunus Paşa gibi birçok komutan ve yöneticinin idamını emretmişti.
Yavuz sinirli bir padişah! Kimi zaman tekne tokat sadrazamları vezirleri dövdüğü de oluyor…
Çetin Altan’ın
“Kullar ve Sultanlar” kitabında boğdurulan vezirlerin hikayesini anlatır. Bir de boğdurmadıkları vardır! Altan kitabında şöyle anlatmıştı:
(Yavuz Selim)Tarihlerin yazdığına göre idam ettirmediği vezir-i azamlardan Hersekzade Ahmet Paşa’yı da tekme yumruk sık sık dövermiş,
Piri Mehmet Paşa’yı da… Hatta vezir-i azam Piri Paşa, dayak yemekten usandığı bir gün; ‘Padişahım önünde sonunda bir bahane ile beni öldüreceksin, hemen bir gün evvel halas etsen münasiptir” demiş. Yavuz gülmüş ve badem şekerli bir iltifatta bulunmuş: ‘Benim dahi bu mana muradım;
lakin yerini tutar bir adam bulunmaz; yoksa seni muradına eriştirmek kolaydır”
…/…
Bakanların değiştirileceği konuluşulunca aklımıza bu olay geldi. Aktaralım istedim…
KAYGIMIZ NASIL OLMALI?
Covid-19 ile birlikte “kaygı” eşiğimizde yükseldi. Çok kaygılı olmak doğru mu? Ya da hiç kaygı duymamak! Neler yapılmalı?
ESOGÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Güleç, şu uyarıyı yapıyor:
- Covid-19 ile ilgili kaygımız orta düzeyde olmalıdır. Önlemlerimizi alıp zihnimizin bir kenarında onu unutmadan yaşamamıza devam etmeliyiz. Hiç kaygı duymadığımız zaman hastalıkla başa çıkmamız zorlaşır, çok şiddetli duyduğumuzda da kaygı, bir takım ruhsal bozukluklara sebep olabilir.
- Bazı insanların kaygı düzeyi yüksektir; hep daha olumsuza odaklanırlar; tehlike algıları çok yüksektir. Belirsizliğe de tahammül edemezler, yani harekete geçmek ve bir şeyle ilgili karar verebilmeleri için her türlü bilgiyi edinmeleri gerekir. Bilgi edinemediklerinde de belirsiz durumda karar veremeyip dona kalabilirler. Bu gibi insanlarda kaygı, bir takım ruhsal sorunlara sebep olabilir.
- Covid-19 ile ilgili hastalanmaktan, ölmekten, sevdiklerimizi kaybetmekten, onu hayatta tutamamaktan, işimizi kaybetmekten, ekonomik sıkıntılar yaşamaktan, yalnız kalmaktan, kaygılandık.
KİRALIK KATİLLER!
- Kiralık katillerin yakalandıktan sonra söylediği sözler derlenmiş. Bir kaçı dikkatimi çekti:
- Ted Bundy: Bir insanın ölüm ve yaşamına karar verebilme gücünden daha büyük ne olabilir ki?
- David Berkowitz: Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim.
- Andrey Çikatilo: Ben doğanın bir hatasıyım, deli bir hayvanım.
- Charles Manson: 'Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız Tanrı'yı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız kendinizi görürsünüz...
- …/…
- Bu sözlerin sadece yüzde birine katılıyorsanız, bir potansiyeliniz var demektir!
LOKMAN HEKİM’DEN
Beş huy bize ahmağın kim olduğunu bildirir:
1- Sebepsiz yere öfkelenen…
2- Faydasız söz söyleyen…
3- Herkese güvenen…
4- Lüzumsuz sorular soran…
5- Dostunu düşmanından ayıramaz olan…
BİR ZAMANLAR ESKİŞEHİR!
FRANSIZ OKULUNU KİM YAKTI!
Eskişehir’de bir zamanlar Fransız Okulu vardı. Adı tam olarak Eskişehir Fransız Kutsal Haç Koleji olarak geçiyordu.
Okulun Fotoğrafı 1912 yılına ait! Fotoğrafın üzerinde A.Peres’in
yönettiği Fransız Kutsal Haç Koleji yazıyor.
Kolejin, bir bandosu ve okul içinde ibadet için küçük bir şapel bulunuyordu. Kurtuluş Savaşı’nın bitiminde Eskişehir’i işgal etmiş olan
Yunan kuvvetleri kaçarken şehri yaktılar. O yangın sırasında kolej binası da yandı. Yerinin neresi olduğuna ilişkin net bir bilgi yok! Şair Fuzuli Caddesi’nin Hava Hastanesi’ne bakan köşesinde veya 2
Eylül Caddesi’nde olduğu yönünde iddialar var!
MİNİ HİKAYE!
SATILIK AT KEMİKLERİ!
Eski bir Çin hikayesidir…
Çin sultanına at lazım olmuş, kimse yetiştirmiyor at bulunamıyor. Han bir ferman çıkartmış:
-Ölmüş atların kemiklerini satın alacağız!
Han’a, sormuşlar:
-At yerine kemikleri mi satın alacaksın, neden?
Han, yanıtlamış:
-Ölüsüne bu fiyatı verirsek halk
canlısını yetiştirmek için kuyruğa girer, demiş.
SAYFANIN SÖZÜ!
Zeka güzellikten daha uzun ömürlüdür. - Oscar Wilde