Prof. Dr. Gaye Usluer geçtiğimiz günlerde CHP’den ve 5 dönemdir yer aldığı parti meclisinden istifa etti. İstifa çoğu partiliye göre sürpriz, beklenmedik bir gelişmeydi.
Prof. Dr. Gaye Usluer geçtiğimiz günlerde CHP’den ve 5 dönemdir yer aldığı parti meclisinden istifa etti. İstifa çoğu partiliye göre sürpriz, beklenmedik bir gelişmeydi.
Usluer ne yapacak, hangi partide siyasete devam edecek, neden istifa etti gibi pek çok soruya cevap arandı.
Neyse ki üzerinden uzun bir süre geçmeden Usluer beklendiği gibi Muharrem İnce ile Memleket Partisi saflarına Genel Başkan Vekili ve Basın Sözcüsü olarak katılarak, mücadeleye İnce ile birlikte devam edeceğini ilan etti.
Öncelikle kendisine hayırlı olsun diyelim ve başarılar dileyelim. Zira şu an için İnce ile birlikte partinin önemli bir ismi olarak üzerine epey sorumluluk düşecek. Türkiye genelinde teveccüh göreceği ve adından sık sık söz ettireceği konusunda da şüphem yok.
Lakin Eskişehir özelinde bundan sonraki süreçte göğüsleme gereken bir dizi eleştiri ve tepki ile karşılacağı da muhakkak.
Her ne kadar bu kararını destekleyen, anlayan, tebrik edenler olacak olsa da, CHP’den ayrılıp İnce ile hareket etmesi sebebiyle kendisine yüklenen, eleştiren ve güvenimizi boşa çıkardın diyenlerde olacak.
Özellikle CHP’nin mevcut örgütünde bu istifanın hoş karşılanmadığı ve hayal kırıklığı yarattığı da su götürmez bir gerçek.
Her ne kadar başta İl Başkanı Recep Taşel olmak üzere örgüttekiler bu konuda açıktan bir söylem ve eleştiride bulunmasa dahi, az kişili sohbetlerde büyük kurultaya uzanan bir hayal kırıklığı olduğunu saklamıyorlar.
Usluer’in Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer almamasına karşın Eskişehir örgütünün ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un pek çok kurultay delegesi ile yaptığı lobi çalışmaları, güçlü kurultay gruplarıyla oluşturulan işbirliği için harcanan emeklerden sonra Usluer’in çarşafı yırtarak PM’ye girmesi sadece Usluer değil CHP Eskişehir örgütü içinde bir zafer olarak değerlendirilmişti. Örgüt Kazandı diyerek yapılan paylaşımlar, Gaye Hoca ile birlikte verilen boy boy pozlar şehirde önemli bir gündem oluşturmuştu.
Hatta Eskişehir örgütü aynı kongrede Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer alan Nuray Akçasoy’a destek vermemekle itham edilmiş ve hala uzlaşının sağlanmadı çeşitli tartışmalar boy göstermişti.
Hatta bu tartışma ve yaşananların il kongresinden sonra Yılmaz Hoca ile Kazım Kurt ve il örgütü arasındaki soğuk rüzgârlara tuz biber ektiği de aşikârdı.
Yani daha özet bir ifadeyle İl Örgütü Gaye Hoca’nın istifasına duygusal bir tepki veriyor. Biz seni desteklemek için bedel ödedik, birçok insanla karşı karşıya geldik, sende bizim için CHP’de kalmalıydın diyor. Seninle örgüt kazandı dedik, sen istifa edince Örgüt Kaybetti gibi bir anlam çıkarılıyor diye sessiz sitemler ediyor.
Bence siteme de, tepkiye de, niye istifa ettin gibi bir sorguya da gerek yok. Siyaset dünyasında örgütlü bir mücadele ile herhangi bir bireyin aynı çizgide durması pek olanaklı değildir. Örgüt tüzel bir kişilik olarak tepki verir, mücadele eder, görevini yerine getirir, birey de kendi hedefleri için mücadele eder. Dolayısı ile bir kişinin örgütle aynı düşüncede, aynı düzlemde, aynı partide sonsuza kadar durmasını beklemek haksızlık olur.
Üstelik Usluer’e kurultay sürecinde örgüt katkı verdi de, Usluer örgüte katkı vermedi mi? İl Kongresi ve sonrasında oluşan cepheleşme de Usluer farklı bir tavırda olsaydı, örgüt yine aynı performansı gösterecek miydi?
Çünkü Usluer’de Kazım Kurt ve örgütle ortak hareket ettiği için hem diğer Belediye Başkanları hem de örgüt karşısındaki partililerin tepkisini alarak bedel ödemedi mi?
Dolayısıyla kimse kusura bakmasın ama Gaye Usluer’in istifası eleştirilecek bir husus değildir. Kendi doğruları ve ideolojisi ile CHP’de bir gelecek olmadığını düşünmüş ve daha önce de yol arkadaşlığı yaptığı Muharrem İnce ile yeni mücadeleye hem de önemli bir görev ile başlamıştır.
Burada illa bir hata ya da eksik aranacak ise CHP Eskişehir Örgütü kendi içinde öz eleştiri yapmalı ve bireysel sevinçleri örgütün tüzel karakteri ile karıştırarak PM’yi değil de Eskişehir’i kazanmış, feth etmiş ve bir konumdan ziyade birilerine karşı zafer kazanmış gibi hareket edenler olduğu için eleştirildiklerini fark etmeliler.