Arif Anbar yazdı
Dün gazetede sohbet ediyoruz.
Arkadaşlar, “Hep siyaset yazıyorsunuz, içimiz dışımız siyaset oldu, bıktık artık, biraz da şöyle börtü böcek, yumuşak bir şeyler yazın da içimiz açılsın” diyerek serzenişte bulundu.
Bunun üzerine ben de söz verdim ve “hayvanlarla ilgili bir yazı yazacağım” dedim.
*
Düşündüm…
Çok sevdiğim bir hayvanı, ördeği yazmaya karar verdim.
Özelliklerini araştırırken, bir nokta oldukça dikkatimi çekti.
*
Ördeklerde çiftleşme!
Ördeklerde çiftleşme, kloak ismi verilen bir organ sayesinde gerçekleştiriliyormuş. Bu organ, kuşlarda körelen penis görevini görmekteymiş. Her iki kuşun da arka tarafında yer alan kloaklar, hayat öpücüğü adı verilen bir öpücük sayesinde birleşirlermiş. Eğer penis körelmediyse, erkek ördekler çiftleşmek için dişi ördeklerin üzerine çıkarlarmış. Çiftleşme sayesinde erkek ördeklerin spermleri dişi ördeklerin yumurtalarını dölleyerek yavru oluşmasını sağlarmış. Sonrasında kuluçka süresinin bitmesiyle birlikte şirin mi şirin yavrular dünyaya gelirmiş.
Yine ördek çiftleşmesinde en önemli unsur, su imiş. Ördekler su olmadan kesinlikle çiftleşmezmiş. Genelde küçük gruplar halinde yaşarlarmış. Yaklaşık olarak 10 dişi ördeğe, bir erkek ördek yeterliymiş.
*
Yukarıda anlattıklarım içerisinde dikkatimi çeken hayati bir nokta var.
Su!
Ördekler, suyun içinde olmadan asla çiftleşmiyorlar, yani varlıklarını sürdüremiyorlarmış.
Durum böyle olunca aklıma geldi…
Bir zamanlar Hamamyolu’nda ördekler vardı.
Şu anda o ördekler ne yapıyor acaba?
Çiftleşecek yerleri de kalmadı garibanların.
Kloaklar isyanda, hayat öpücüğü yok, şirin mi şirin yavruları olmuyor.
“Derbeder olmuşlar, kendilerini alkole vermişler” diye dedikodular var.
*
Ördek deyip geçmeyin.
Onlarınki de can!