Onur Üsteğmen

Eskişehir'den son şehidimizdi Üsteğmen "Onur İlkhan..."
Batıkent’teki "Baba Ocağı" Türk Bayrakları ile donatıldı ve önceki gün son yolcuğuna uğurladık…
…...
Zamanın Cumhurbaşkanı "Abdullah Gül" uyarıyordu:
"Büyük fırsat, aman kaçırmayalım..."
Neyi?
"Bekleyin, görün..."
Sonra "açılım" dediler...
Neyin açılımı?
"Kürt açılımı..."
Tutmadı…
"Demokratik açılım..."
Aşçılar kolları sıvadı, sabah kahvaltıları başladı...
"Bilim adamları…"
"Yandaş gazeteciler…"
"Aynen sanatçılar…"
Kimi "Köşk"te ağırlandı, kimi saraylarda…
Herkes coşmuştu...
Açılıyoruz ya…
"Yemekteyiz..."
……
Bir iki ses çıkaran oldu:
"Neyin açılımı kardeşim, ne yapıyoruz?"
"Bekleyin" denildi...
"Habur" sınır kapısından davul-zurna ile içeri alındı teröristler...
Önlerine mahkeme kuruldu…"Pişman değiliz" demediler ama, yine de serbest bırakılıp konvoylarla Diyarbakır'a geldiler...
……
Meğer o "demokratik açılım" günlerinde...
"Hendekler-mendekler..."
"Bombalar-tuzaklar..."
Meydanı boş buldular ya…
"Coşuyormuş teröristler!.."
İşte sonucu...
7 Haziran’dan bu yana 400'e yakın şehit verdik...
 “Onur Üsteğmen sonuncusuydu…”
Büyük fırsattı, kaçırdık!
“Olsun, vatan sağolsun…”
******
Okuyup da ne olacak?
Japonya'ca bir kişi yılda 25 kitap, Fransa'da bir kişi 7 kitap okuyormuş...
Türkiye'de ise 10 yılda bir kitap okunuyormuş.
Bazen düşünüyor insan!
Onlar bu kadar kitap okuyorlar da ne yapıyorlar anlamak mümkün değil!
O kadar kitap okuyorlar ama bu ülkeler şunu yapamıyorlar:
"Arıları olmadan bal üretemiyorlar. Biz üretebiliyoruz..."
Tavuk ve hindi eti kullanarak yüzde 100 dana sucuğu üretemiyorlar. Biz üretebiliyoruz...
Hem sonra, kitap okuyup da ne yapacağız?
"Ayakkabı kutuları varken!"
*************
Günün Balı
Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni "Aziz" ilan edecek bir kilise satın alabilirsin.
                                                                                                                                           De lantreamont
Günün İncisi
Geçmiş geleceğe ışık tutmuyorsa, akıl karanlıklar içinde yürümeye başlamış demektir...
 
Özdeyiş
 
Zaman her şeyi getirir ve her şeyi götürür...
                                                   Hanri Benazus
 
Cuk
Sevgi, yaşamın temeline harçtır...
                                                  Balthör
 
"Koş koş, ananı getir!"
Köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk kez gelmişler.
Alışveriş merkezinle zemin kattaki iki gümüş renkli, parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş.
"Bu ne baba?" diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş baba, "Bilmiyorum oğul" demiş.
Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken, tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın sağa sola kayan duvarlara doğru girmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş duvarlar kapanmış...
Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı sırayla bu kez geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Duvar iki yana kayarak açılmış, dışarıya 20 yaşlarında güzel bir kız çıkmış...
"Oğlum" diye bağırmış adam kızdan gözlerini ayırmayarak:
"Çabuk koş da ananı getir!”
 
************************
Hangi şirketler?
Patronu çıkarken yakalayan adam, "Zam istiyorum" demiş;
"Yoksa peşimden koşan üç şirket var, yakında beni bulamayacaksın..."
Patron merak etmiş, "Hangi şirketler bunlar?"
"Söyleyeyim" demiş adam:
"Doğalgaz, su ve elektrik şirketi..."
 *****************
 
Muhteşem Meral nasıl unutulur?
 
Bir kadın, bir sanatçı düşünün...
Senaryo, şarkı sözü yazarlığı, dizi oyunculuğu,
halkla ilişkilercilik, yayınevi danışmanlığı...
Say say bitmiyor...
Bir kadına sığar mı bunlar?
"Yasemince 1997"
"Aşmalı Konak 2002"
“Fedai 2007"
"Bir Bulut Olsam 2009"
"Muhteşem Yüzyıl 2011"
Bunlar hep onun senaryoları...
Rol aldığı dizi ve filmleri sıralamaya gerek yok...
Hele şarkıları, yazdığı sözler harika...
"Beynelmilel" deki "Aydeniz Derya" rolünde hayran kalmıştık Meral'e...
Hani şu 12 Eylül generallerine "Enternasyonel"i dinlettiren filmdeki rolünü öyle bir oynamıştı ki, inanın 3 kez izledik...
Kimine göre...
Sadece "0 Kadın" dı...
Kimilerine göre ise, "Güzel gülüşlü kontes..."
4 yıl önce ve 53 yaşında yitirdik Meral Okay'ı…
Ünlü senarist mezarında anılırken onu yakın dostları unuttu...
 
Yine de üzülmemiştir î
Sadece o gülüşüyle mırıldanmıştır kontes:
"Muhteşem dostlarım benim!.."
*************
 
Günün Şiiri
Çıplak
 
Aşka uyanırım her gece
Ay doğar gören dağlara karşı
Kan rengi kuşlar uçuşur uçuşur
Bitmez çıktığın ağacın yokuşu
Hep o özleyiş, o isteyiş
Dinmez açlığım, dinmemiş
Bembeyaz uykusunda bembeyaz yemiş
Beni çağırır
Aşka uyanırım her gece
Ellerim ışığa değmemiş...
                            Selahattin Batu (Varlık-1959)
 ***************************
Bürokraside yükselmek
Bir bilgeye sormuşlar:
"Neden Batı'da bürokratlar, kendilerinden önce terfi etmişlere asansörü geri gönder diyorlar?"
Bilge, "Merdiven çıkarak yükselmek zor olduğu için" demiş...
Peki, bizdeki bürokratlarda nasıl oluyor yükselmek?
"Omuzlara basarak..."
 ******************
 
Kolsuz Yaşar'dan
Kapı çalıyoruz, gönül çalıyoruz, kağıt çalıyoruz, joker çalıyoruz, türkü çalıyoruz, mirastan çalıyoruz, para çalıyoruz...
"Nazar etme ne olur, çal senin de olur..."
 
Günün Sözü
Kimse, görmek istemeyen kadar kör ve duymak istemeyen kadar sağır değildir…
 
Kıssa-dan
Boş zamanı değerlendirmek her zaman mümkündür. Ancak boşa harcanmış zamanın değerlendirilmesi mümkün değildir...
Gerilim
"Acı çekin" demiyorum ama, "acı" mutluluk okuluna giden ana yoldur…
 
Günün Olayı
Milyonlarca Suriyeli evinden oldu, binlerce Suriyeli çocuk kayıp... "Esed gitsin" diye başlatılan sürecin sonucunda bir tek "Esat" yerinde kaldı'
                                                                     Akif Kökçe
Günün Biberi
MHP Lideri Devlet Bahçeli,  "Paralele teslim edilecek parti yok" demiş...
Yavaş yavaş biz de inanıyoruz artık!
"Bahçeli, AKP'nin arka bahçesi olmuş galiba!"
                                                                          Balthör