Onun Arabası Var!

Kent içi ulaşım sistemi, insanların kentlerde sosyal ve ekonomik aktivitelerine yönelik yer değiştirme gereksinimlerini karşılamak için kullandıkları bir hareket ortamıdır. Eskişehir gibi gelişmiş yol ağları bulunmayan, ancak özel otomobil kullanım oranının oldukça yüksek olduğu kentlerde ulaşımın toplu taşıma araçları ile sağlanması bir zorunluluktur. Bu araçların başında da hiç kuşkusuz tramvay gelmektedir. Büyükşehirlere yönelik yapılan araştırmalar, demir yolu ağırlıklı ulaşım sistemlerinin, trafik ve çevre kirliliği ile başa çıkabilmenin en ekonomik yolu olduğunu göstermektedir.

 

Kişi başına enerji tüketimi açısından bakıldığında, tramvaylara göre otobüsler 1.5 kat, özel otomobiller ise yaklaşık 7 kat daha fazla enerji tüketmektedirler. Ayrıca tramvay gibi elektrikli demir yolu araçlarının trafik kaynaklı hava kirliliğine katkısı  % 5-10 civarında iken, lastikli araçların % 85-90 civarındadır. Aynı durum gürültü kirliliği içinde söylenebilir. Şu günlerde etkilerini yaşadığımız küresel iklim değişikliğinin başlıca etkeni olan karbondioksit gazının salım miktarı da, tramvaylarda oldukça düşüktür.

Şimdi tramvaya ilişkin saydığımız tüm bu olumlu özelliklere ve ilimizdeki ulaşım ağı daha da genişlemesine rağmen, neden şehir merkezinde çalışan özel oto sahipleri ulaşım için tramvayı tercih etmiyorlar? Sanırım, bu tutum biraz otomobil sahibi olmanın ve kullanmanın toplumda ayrıcalık yarattığı inancıyla da ilgili. Oysa, otomobil sahibi olmanın artık ayrıcalıklı bir yanının kalmadığı günümüzde, şehir merkezine otomobille gitmenin yaşattığı zorluklar hiçte ayrıcalıklı bir insan tarifine uymuyor. Kısacası; hem kendisine hem de başkalarına işkence. Özel otomobil sahiplerinin tramvayı tercih etmemelerindeki en önemli unsurlardan birinin de; toplu taşıma araçlarında uyulması gereken kuralları insanlar tarafından pek fazla dikkate alınmaması olduğunu düşünüyorum. Bunların neler olduğunu saymama gerek yok. Hepimiz yakından biliyoruz.

 

Tramvay içinde yaşanılan her türlü rahatsız edici durumdan vaz geçtim. Sadece binenler içeriden kapının sağını, inenlerde dışardan kapının sağını kullansalar razıyım.
Sigara içmenin toplumda prestijli görünmek için önemli bir aksesuar sayıldığı günlerden, şimdilerde yadırgandığı ve hatta ayıplandığı günleri yaşıyoruz. Bu nedenle zorunlu haller dışında, otomobilini kent merkezine getirenlere de aynı gözle bakılmasının zamanı geldi galiba. Artık otomobiliyle Eskişehir’in en kalabalık cadde ve sokaklarda dolaşmanın prestij sağlamaktan çok kaybettirdiğini hissettirmeli toplum, bu insanlara.