Onları Unutmayın Olur mu?

Havanın böylesi buz kestiği, dışarıda 10 dakika durmanın mümkün olmadığı günler hayvan sever nice insan için büyük bir kedere dönüyor.

23 Aralık 2021 09:24
A
a
Sütiş Eskişehir
Havanın böylesi buz kestiği, dışarıda 10 dakika durmanın mümkün olmadığı günler hayvan sever nice insan için büyük bir kedere dönüyor.
 
Nasıl dönmesin ki?
 
Ayaklarımızda kalın botlar, üstümüzde kat kat kazaklar, montlar, içimizde içlik, elimizde eldivenle dahi bu çetin havaya karşı gelemiyoruz.
Şehir merkezinde yani rüzgârın pek etkili olmadığı, şehirleşme nedeniyle kırsaldan 5,6 derece daha sıcak havanın olduğu bir alanda olmamıza rağmen direnemiyoruz.
 
Ancak gerek sokaklarda, gerek ise şehrin kırsalında binlerce can 7 gün 24 saat bu şartların çok daha kötüsüyle mücadele etmek zorunda.
 
Gözden uzak olan, gönülden ırak derler. Doğrudur.
 
Bir görseniz ayakları üşüdüğü için karlı alanda sek sek basmak zorunda kalan 1,2 aylık yavruları, açlıktan kağıt, peçete, ağaç kabuğu yemeye çalışan anne köpekleri, açlık ve soğuk yüzünden olduğu yerde canını teslim etmiş ve minicik yavruları hala o ölü bedene sığınmış canları bir görseniz… Eminim sizinde insan yüreğiniz sıkışıp, kalırdı.
 
Ben uzun zamandır kış aylarından nefret ediyorum. Çocukken çok sevdiğim, kar yağsın diye dualar ettiğim o neşeli ve heyecanlı mevsim yerini hüzünlerle değiştirdi.
 
Sebebi ortada. Gerek yokluk ve yoksunluk içinde yaşayan insanların çektiği eziyet, gerek ise insanın merhametine terk edilmiş ve belli sayıda hayvan severin yetişmesi mümkün olmayan candostların çaresizliği.
 
Yağan her yağmur, her kar, her tipide manzaranın güzelliği yerine aklına bu biçare haller gelen birisinin bu mevsimden heyecan ve neşe üretmesi mümkün mü?
 
Son günlerde epey zor günler geçiriyoruz, farkındayım. Ülke gündemi saniyeler içinde değişiyor ve biz temel ihtiyaçları belirleyen, yaşam şeklimizin sınırlarını çizen bu döngünün peşinden bir dakika olsun ayrılamıyoruz. Hani yaşam telaşı derler ya, işte o kaygının kısır döngüsündeyiz.
 
O sebeple sürekli yorum getirdiğimiz ve eleştirdiğimiz bu gündemi bir kenara bırakmak istedim. Bugün hepimizin sorumlu olduğu candostlar için bir hatırlatma, bir çağrı yapmak geldi içimden.
 
Eskişehir’de gerek bireysel, gerek ise kurum ve STK bazında bazı örnek çalışmalar yapılıyor. Sosyal medyada sürekli besleme gruplarının çabasına, Kent Konseyi çatısında yapılan projelere, sokak canlarına kazandırılan kulübelere, sahiplendirmeyi teşvik edecek organizasyonlara rastlıyor ve bundan büyük bir mutluluk duyuyorum.
 
Ama yetmez, yetmesinin imkânı da yok.
 
Daha fazla insana, daha fazla desteğe ve sürdürülebilir bazı çalışmalar ihtiyaç var.
Sokaklarda ve kırsal alanlarda yaşayan canlar tüylü oldukları için onların üşümediğini düşünenler var. Isınmak için fazlaca kalori yakmaları gerektiği kalori içinde sağlıklı ve iyi bir beslenmeye ihtiyaç duyduklarını akıl edemeyenlerde.
Durum o kadar vahim ki aç ve susuz kalan patili dostların bu çetin koşullarda 24 saat bile yaşamasının imkanı yok.
 
Kayıpları aza indirgemenin, doğum oranını azaltıp, sokak canlarının nüfusunu kontrol edilebilir hale getirmenin 2 yolu var. Birincisi kısırlaştırma, ikincisi sistematik bir besleme. Bu da ancak kurumsal ve gönüllü işbirliği ile altından kalkılabilecek bir mesele.
 
O sebeple bu uzun vadeli işi bir kenara bırakmak ve palyatif bir çözüm için Eskişehir’in çeşitli kurum ve kuruluşlarına bir çağrım olacak.
 
ESO VE EOSB’nin Organize Patileri olduğu için onları saf dışı tutarak
 
Eskişehir Ticaret Odası ve komiteleri
Meslek odalarımıza talip olan Başkan Adayları …
ESİAD, ESGİAD, ERİAD gibi iş insanları oluşumları…
Siyasi partilerimizin örgüt ve teşkilatları, özellikle gençlik kolları…
Eskişehir de güçlü örgüt yapısı olan sendikalarımız…
Eskişehir Ahbapları, Üniversitelerimizin aktif öğrenci kulüpleri…
Ve muhtarlarımız, duyarlı iş insanları, imkanı olanlar…
 
Her birini sahaya, özellikle şehrin kenarında bulunan kırsal alanlara davet ediyorum.
 
Öyle devasa bütçelere, muhteşem imkanlara da gerek yok.
Kimi birkaç tahta parçasından onların zeminle ve yağışla temasını kesecek bir köpek kulübesi yapar. Kimi o kulübeye kullanmadığı ve onları sıcak tutacak eşyalarını getirir.
Kimi kuru mama, kimi bebekler için yaş mama alıp gelir ve günün sonunda insanlık adına harika bir imeceye imza atılır.
 
Buna sadece candostların değil, bizim de fazlasıyla ihtiyacımız var.
Bu sadece candostlara değil hepimize iyi gelecek bir dayanışma ruhu üreterecektir.
 
Gelin bir hafta sonu birkaç saat buna zaman ayırın. Gelin bu yılbaşı sevdiklerinize hediye almak yerine kuru mama alın, onlara iyilik hediye edin. Gelin bu iş için birilerinden bir şey beklemeden kendiniz işe koyulun.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi