Sadi Seda yazdı
Hafta başında Sanayi Odası Başkan adayı Celalettin Kesikbaş düzenlediği basın toplantısında Eskişehir Organize Bölgesi Başkanı’nın kanuna muhalefet ettiğini iddia etmiş ve OSB seçimlerinin genel kurullu seçim olarak yeniden yapılmasının gerektiğine vurgu yapmıştı…
Kesikbaş, 1 Temmuz 2017 tarihinde 7033 sayılı bir yasa çıktığını, yasanın OSB’leri tekrar düzenlerken seçim sistemini de düzenlediğini, bundan sonraki seçimlerin nasıl olacağını anlattığını, görev süresinin 2 yıldan dört yıla çıkarıldığını, ancak 27 Temmuz tarihinde tekrardan seçim yapılarak kanuna muhalefet edildiğini işaret etti…
Kesikbaş, basın toplantısında “Biz çok büyük bir ihtimal bu Genel Kurul’lu seçime gideceğiz. Sanayi Bakanlığı Temmuz’un ilk haftası OSB’ye bir yazı göndererek ‘Genel Kurullu seçime gidin’ diyor. Onun içinde 1 Temmuz’daki ruhsatlı orana bakılması gerekiyor. 4 Ağustos’ta bir yazı daha geliyor Genel Kurul için. E- devlet üzerinden 1 yazı daha gidiyor. 27 Temmuz’da yapılan seçim değil mevcut başkanın yerine geçme. Çünkü kanun seçim demiyor. Onlar diyorlar ki ‘Sanayi Bakanlığı bizi onayladı.’ Böyle bir onay sistemi yok. Hukuk ezdirilmemeli. Genel kurullu seçim yapılacak. OSB Başkanlığı’na da ben adayım” demişti…
“OSB’YE BAŞKAN OLAMAZ”
Bu sözleri üzerine Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli’ye telefon ettim…
Sayın Kesikbaş’ın basın toplantısındaki OSB yönetimi hakkındaki iddialarının gazetelerde yer aldığını, okuyup okumadığını sordum…
“Sadi Bey basın toplantısının yapıldığı gün bazı internet gazetelerinde haber yer aldı. Ertesi gün gazetelerde de geniş yer almış. Sayın Kesikbaş’ın OSB seçimleriyle ilgili söylediklerini okuyunca yetersiz bilgiye sahip olduğunu anladım. Seçim yapılırsa OSB Başkanlığına aday olacağını söylemiş. Yasa gereği OSB Başkanı Sanayi Odası Meclis Üyeleri arasından seçilir. Savaş Bey’den boşalan OSB Başkanlığına Sanayi Odası Meclis Üyelerinin oylarıyla geldim. Seçim yaparsak Celalettin Bey de OSB Başkanı adayı olmak istiyormuş. Şu anda Sanayi Odası’nın tüm üyeleri ile OSB Yönetimi istifa etsin. Yerlerine yedekler gelir. Onlarda istifa ederlerse yine ESO’nun yedekten gelerek asil üyeliğe geçerler. Sanayi Odası’nın asil ve yedek meclis üyeleri ve OSB’nin yönetim kurulu istifa etse bile OSB’ye aday olamaz. Çünkü kendisi şu anda ESO Meclis üyesi değil.”
“BİZ NE İLE ONLAR
NE İLE UĞRAŞIYOR”
Nadir Küpeli telefonu kapatmadan önce bir hatırlatma yaptı…
“Geçtiğimiz hafta sizinde gazeteci olarak katıldığınız ‘Vizyon Toplantıları’nın ilkini gerçekleştirdik. İzlenimlerinizi gazetedeki köşe yazınızda da değerlendirdiniz. ‘Vizyon Toplantıları”nın ilkinin konuğu İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yazar, Akademisyen ve Uluslar arası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan oldu. Hocamız sanayicilerimize modern toplumun geldiği nokta ve dünya üzerindeki değişimleri anlatarak tavsiyelerde de bulunduğu toplantı büyük ilgi gördü. Sayın Kesikbaş ne yaptı? Sanatçı Ziynet Sali’yi getirerek eğlence gecesi düzenledi, işte aramızdaki fark bu. ”
Celalettin Kesikbaş, seçim süreci yaklaşırken sanıyorum tabanını ESO’nun mevcut başkan ye yönetim kurulu üyeleri ile OSB’nin başkanını eleştirerek diri tutmaya çalışıyor!
Ancak bu seçim modeli çok çok gerilerde kaldı…
Seçmen artık kavga, eleştiri veya bir birinize “çamur at izi kalsın” değil, seçilmemiz halinde Eskişehir’e ve Sanayi Odası üyelerine ne kazandıracağınız söylemlerine önem veriyor…
Sayın Kesikbaş’a tavsiyem, OSB seçimleri yerine kendisini şu anda daha çok ilgilendiren Sanayi Odası seçimlerine odaklanın…
ESO Başkanı seçilirseniz, o zaman OSB’ye dönüp “burada neler oluyor? Diye bakabilirsiniz…
*-*****
“Haksız rekabet etmiyoruz”
Geçtiğimiz günlerde, kuaför ve berberlerin uyguladıkları farklı tarife ve Pazar günleri işyerlerini açmalarının haksız rekabete yol açtığını yazmıştım…
Yazımın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra adı Hüseyin Tezcan olan bir erkek kuaförü mail göndermiş…
Altına da şu notu yazmış.
“Sadi Bey sizin yazılarınızı her gün okuyorum. İşyerime ES Group’un Anadolu, Yenigün ve Sonhaber gazetelerini alıyorum. Yazınızı okudum. Keşke farklı tarife uygulayan bir kuaförden de görüş alsaydınız. Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı sizi anlattıklarıyla yanıltmış. Telefonum bu. Ararsanız daha teferruatlı konuşuruz.”
Mailini okuduktan sonra telefon ederek, yazdıklarını kendisinin ağzından duymak istedim…
Hüseyin Tezcan, kendisinin Berberler Odası’na kayıtlı olduğunu, Ticaret Odası’nın vermiş olduğu tarifeyi uyguladığını, bu tarifenin de Esnaf Odaları Birliği Başkanlığının vermiş olduğu tarifeden düşük olduğuna vurgu yaptı…
Tezcan, “Eskişehir öğrenci kenti, benim işyerim Cengiz Topel Caddesinde Anadolu Üniversitesine yakın. Öğrenciye hitap ediyoruz. Üniversite öğrencisinin yoğun olduğu ilimizde 30, 40, 50 TL’ye saç sakal tıraşı yapanlar var. Biz ise saç, sakal ve yıkama dâhil 18 TL’ye aynı hizmeti” yapıyoruz diyerek şöyle devam etti:
“Berberler Odası kendi üyeleri arasında ayrım yapıyor. Bunlar birkaç kişinin işi daha iyi olsun istiyor. Üniversite öğrencisinin yoğun olduğu şehir de 40, 50 TL’ye sadece saç tıraşı olur mu? Elbette ki her meslekte rekabet olacaktır. Marketlere girdiğinizde vitrindeki ürün fiyatları arasında fark görmüyor musunuz? Pazar günü dükkân açmaya gelince. Büyük AVM’ler, otogarda, istasyonda berber ve kuaförler Pazar günleri açık olmalı. İnsanlar özgür bırakılmalı. Nedenine gelince. Ben 5 bin TL, bir başka arkadaşım 7-8 bin TL kira ödüyoruz. Ara sokaktaki bir meslektaşım ise bin, en fazla 2 bin TL kira ödüyor. Biz öğrencilere hitap ettiğimiz için düşük ücretli tarife uyguluyoruz. Bu ne haksız kazanç ne de rekabet. Biz düşük tarifeyle de karnımızı doyuruyoruz. Berberler Odası önce şehir dışından gelen firmalara baksın. Çalışanlarımız isterse Pazar günü isterse hafta içi izin kullanabiliyor.”
Hani bir atasözü var.
“Bir dokun bin ah işit” diye…
Berberler ve kuaförler hakkında bir yazı yazdım…
Ne kadar da dertlilermiş!