İşte, iki sihirli sözcükten oluşan bu slogan tarihinin en görkemli kongresine tanık olduğumuz Eskişehirspor’ un 50. Olağan Genel Kuruluna damgasını vuran en çarpıcı mesaj oldu…
“Halil Ünal” ın hesap vermeyen, şeffaf olmayan, giderek tek adamlığa dönüşen yönetim tarzı artık onları rahatsız etmeye başlamıştı…
Önce taraftarın sonra bütün kentin güveni giderek kayboluyordu…
Nihayet zincirin halkalarında kopmalar başladı…
Önce “Mesut Hoşcan” , arkasından “Ahmet Yalçın, Aytekin Aykın, Mustafa Akgören” gibi ağırlığı olan isimler istifa sürecini başlattı…
Arka arkaya patlayan cip skandalı, otel skandalı ve peşi sıra gelen sportif başarısızlıklar karşısında daha fazla duyarsız kalamazlardı…
İçlerindeki renk aşkı, 1965 ruhunun o güçlü fırtınasıyla birleşince kendilerini yepyeni bir oluşumun içinde buldular…
Ve “Önce Güven” diyerek büyük yürüyüşü başlattılar…
Ardı arkası kesilmeyen değişim rüzgârları giderek daha şiddetli esmeye başlamıştı…
Etraflarındaki sevgi halesi her geçen büyüyor adeta tüm kente yayılıyordu…
“Emre Sarar, İbrahim Eldem, Fatih Sezer, Bilge Kosbatur, Rıdvan Çakırgöz, Bekir Sıtkı Saraç, Serkan Zengin, Mehmet Arı” gibi şehrin önemli isimleri de bu sevda kervanına katılarak yaklaşan büyük değişimin ilk işaretlerini veriyorlardı…
Kökleşmiş bir düzeni yıkmak, yerleşik bir anlayışı silmek öyle kolay bir iş değildi…
En tepeden tabana kadar işçi karıncalar gibi aylarca, bıkmadan usanmadan, gecelerini gündüze katarak çalıştılar…
Tüm yüreklerini ortaya koyarak bu onur mücadelesini başlatan ve kısa zamanda taraftarın gönül zirvelerine yerleşen bu tevazu neferlerinin başında birde gizli kahraman vardı…
Bir seçimin nasıl kazanılacağının, bir kongrenin nasıl zaferle sonuçlanacağının günlerce dersini veren bu siyaset hocası eski Devlet Bakanı “İbrahim Yaşar Dedelek” ten başkası değildi…
Nihayet takvimler 22 Haziran’ ı gösteriyordu, yani Eskişehirspor için büyük gün gelmişti…
O gün Eskişehirspor’ un kaderini elinde tutan 722 kişi “ya mevcut düzene devam” ya da, “yeni başarıları yakalayacak bir anlayışa, bir devrime evet” diyecekti…
Nefesler tutulmuş, sonuçlar açıklandığında tabuların yıkıldığı görülüyordu…
Çünkü delege “Devrim!” ya da başka bir ifadeyle “1965 Ruhu!” demişti…
“Mesut Hoşcan” teşekkür konuşması yaparken herkesin gözpınarlarından dökülen yaşlar Mavi Ada Salonundan taşan sevgi seline dönüşüyordu…
Kongre, son haftalarda yaratılan bütün gergin havaya rağmen son derece centilmence geçiyor, “kaybeden kazananı sevgiyle kucaklıyor, kazanan ise kaybedeni saygıyla uğurluyor” ve Eskişehirspor tarihinde ilk kez iki adayın yarıştığı bir Genel Kuruldan tüm ülkeye adeta bir demokrasi, barış ve sevgi mesajları gönderiyordu…