Bu kaçıncı oldu bilmiyorum ama yazdığım iddialar karşısında MHP İl Başkanı Ayhan Sezer, iki satır bir şey bile söylemedi.
Ağzı laf yapmadığından değil. Gittiği yerlerde bol keseden atıyor. ‘Oyumuzu ikiye katlayacağız. Büyükşehir adayımıza kimse hafif diyemeyecek. Eskişehir’de güç kazanabileceğimiz kanaatteyiz. Biz, hem CHP’den hem de AK Parti’den oy alabilecek bir yapıdayız’ diye.
Bu söylediklerine kendisi de inanıyor mu acaba?
Eskişehir’de 76 bin olan oylarını ikiye katlayacaklarını bol keseden atan MHP İl Başkanına bir kez daha sesleniyorum.
Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanları ile neden konuşmuyorsun?
Genel Başkan Devlet Bahçeli, Söğüt dönüşü Eskişehir’de iki saate yakın yemek molası veriyor. Bundan Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanları ile il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinden kaçının haberi var?
Yemekte Devlet Bahçeli’nin masasına partiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişileri oturttuğun iddia ediliyor. Bu kişiler kim?
Oyları ikiye katlayacağınızı söylüyorsun, ama yaptığın ziyaretlerde yanına Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanlarını almıyorsun. Birlik, beraberlik olmazsa oyları nasıl ikiye katlayacaksınız?
İlçelerdeki Belediye Başkanlıklarını da kazanacağınızı iddia ediyorsunuz.
Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Sarıcakaya, Seyitgazi, Sivrihisar, Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Başkanlarını bir gün toplantıya davet et. Bakalım kaçı bu toplantıya katılacak.
Başkanlık koltuğuna oturalı bir yıla yaklaşıyor. Bu süreç içerisinde ilçe başkanlarını toplantıya davet ettiniz mi? Ettiyseniz bu toplantıya kaç ilçe başkanı geldi?
“Eskişehir’de 2011’de 76 bin oyumuz var. Bu oyu ikiye katlayıp Eskişehir’de güç kazanabileceğimiz kanaatteyiz. Biz, hem CHP’den hem de AK Parti’den oy alabilecek bir yapıdayız” diyorsun. 2011 yılındaki seçim döneminde İl Başkanı siz değildiniz. Yine o seçim döneminde canla başla gecesini gündüzüne katan bir ekip vardı. Partinin kurmayları vardı. Milletvekili adayları vardı. İl ve Odunpazarı İlçe Başkanları birlik beraberlik içindeydi. Başarı onların.
Partinin kurmaylarını, eski milletvekillerini, eski il başkanlarını, belediye ve il genel meclislerinde görev yapmış partilileri partiye davet ettiniz mi? Onlarla fikir alışverişinde bulundunuz mu?
Yoksa ’onların desteğine, yardıma ihtiyacımız yok. Biz onlar olmadan da seçim kazanırız?’ Diye mi düşünüyorsunuz.
‘Biz, hem CHP’den hem de AK Parti’den oy alabilecek bir yapıdayız’ diyorsunuz.
Kendi içerisinde barışık olmayan bir parti seçimlerde nasıl seçmenden oy isteyecek? Seçmen ‘önce içinizdeki barışı sağlayınız. Ondan sonra gelip oy isteyin’ demez mi?
Sayın Ayhan Sezer bakalım bu sorularıma bu kez yanıt verecek mi? Yoksa yine sessiz mi kalacak. Sessiz kalmak, yazılanları kabullenmektir.
YILMAZ HOCA’YI KUTLUYORUM
Kısa adı ORC olan, Uluslararası Objective Research Center Araştırma Şirketi'nin yaptığı "Başarılı Belediye Başkanları" araştırmasında, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, birçok araştırmada olduğu gibi, yine en başarılı belediye başkanı seçildi.
Yılmaz Büyükerşen yüzde 66,2 ile birinci seçilirken, ikinciliği yüzde 62,7 ile Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki aldı.
Yaklaşık 14 yıldan beri Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yapan Yılmaz Büyükerşen, bu ödle kadar pek çok ödül aldı. Aldığı ödülleri bir müze yapsa da sergilese, herhalde o müzeyi doldurur.
Birileri her ne kadar bazı ödülleri önemsiz gibi görse de, her ödülün ayrı bir değeri vardır. Kimse kimseye laf olsun veya kaşının altındaki gözünün rengi mavi olduğu için ödül vermez. Bu ödüllerde Yılmaz Büyükerşen’i, şehre daha iyi hizmetler yapmaya mecbur ediyor.
Her ne kadar geçte olsa Yılmaz Hoca’yı aldığı ödülden dolayı eski meslektaşı, kardeşi olarak kabul buyurursa bende kutluyorum.
FIKRA:
İmtihan
Karısı ve dört çocuğuyla beraber tek göz evde yaşayan bir adamı ziyarete giden Hoca halinden şikayet eden adama, kendisine yardım edeceğini ama öncelikle bir şartı yerine getirmesi gerektiğini söyler. Adam hemen kabul eder ve sarılıp Hoca'nın ellerini öper. Hoca, adama eşeğini, keçisini ve tavuklarını da evin içine almasını ve haftaya kendine gelmesini söyleyince adam önce buna şaşırsa da Hoca'nın bir bildiği vardır deyip çaresiz kabul eder. Ertesi hafta gelen adam bir haftada canıma tak etti Hocam ne yapacağız şimdi der. Hoca, gayet sakin eşeği evden çıkarmasını ve haftaya tekrar gelmesini söyleyip adamı gönderir, diğer hafta keçiyi sonrada tavukları evden çıkarttır. Sonunda adam gelerek:
- "Allah senden razı olsun Hocam sanki dünyaya yeniden doğmuş gibi oldum."